29 Mayıs 2013 Çarşamba

Şehir İçinde Yarış - 2013 Monaco GP


  • Monaco'da Ferrari 2001, Williams 2003 ve McLaren 2008 yılından beri yarış kazanamıyorlar.
  • Nico Rosberg yarışı kazanarak Monaco'yu kazanan ilk baba-oğul olma ünvanını kazandırdı Rosberg ailesine. Nico sevgilisiyle mutlu olsa da şu an bir bebek düşünmüyor.


" İki gümüş ok bekliyorsunuz ama seyahat halindeki iki otobüstüler "

Her sene biraz da zenginlere gıcık olarak izlediğimiz Monaco bu sene hem ilginç geçti hem de o kadar da ilginç geçmedi. Yukarıda Vettel bizim yerimize yarışın özetini yapıverdi aslında. Ona gelmeden önce Rosberg'in müthiş hafta sonuna değinmezsek büyük ayıp olur. Üç Antrenman turunda da lider olup, pol, yarış ve bütün turlarda lider gitmeyi başaran bir pilot olmuş mudur diye düşündüğüm zamanlar olmuştu, yapsa yapsa Vettel yapmış olabilir yakın zamanda. Gerçi Rosberg yarışta en hızlı turu atamadı, en hızlı turla beraber yukarıda saydıklarımızı aynı yarışta başaran pilot olmuş mudur veya buna bir isim veriliyor mu bilemiyorum.



Yarış ayarlarının minimuma, sıralama ayarların maksimuma çıktığı Monte Carlo caddelerinde beklendiği gibi griler ve lacivertler öne çıktı. İlk iki yarışta olduğu gibi değişken hava şartları da bu iki takıma yardım etmiş olabilir. Gridin gayrıresmi en hızlı lastik ısıtan takımları bunlar. Webber ile Raikkonen'in arasındaki 0.6 sn'lik devasa farkın nedeni de lastik ısıtma olabilir. Yine de yarış hızları iyi olan Lotus ve Ferrari daha rahat sıralama ayarı yapabilirlerdi kağıt üstünde. Asıl şaşırtıcı yarış hızlarıydı. Oraya geleceğiz. McLaren'in iki pilotla Q3'e kaldığı sıralama turlarına Massa ilginç! kazasından ötürü katılamadı. Button'ı yine geçen Perez'in yükselişi devam etti. Sutil ve Vergne'in takım arkadaşlarını geçmesi ise diğer ayrıntılar olarak kaldı Monaco sokaklarında.



Yarışa gelirsek ; aşağıdaki tabloda gördüğümüz gibi Mercedes'in gridin en hızlısı olması gerekirken, toplu bir tren oluşturdu. Mercedes'in taktik yaptığı de ileri sürülebilir. Önü açık olan Rosberg, önü açık olan 16 kapı numaralı Maldonado'dan 1 sn'den fazla yavaşsa durup düşünmek gerek, hele 021 numara Van der Garde'den yavaş turlar atıyorsa diyecek pek bir şey kalmıyor. Mercedes'in bu yarış hızıyla ve kaynaklarını 2014 aracına aktardığını düşündüğümüzde bu seneki tek galibiyetleri Monaco olabilir, eh beklentilerin çok düşük olduğu bir sezon için Mercedes şimdiden yeterli başarıyı kazandı. W04'ü Travego'ya benzeten Vettel ise Rosberg'e pek yaklaşamadı. Mercedes için güvenlik aracı periyotları, kırmızı bayrak vs. her şey yolunda gitti. Red Bull 2-3 olarak cepleri dolu olarak Montreal'e doğru yol aldı.



Baktı kimse kimseyi geçemeyecek, herkes öndeki ile mesafe koymaya başladı. O andan itibaren oldukça sıkıcı bir taktik savaşı başladı. Monaco'nun ihtişamı, ıvırı zıvırı pazar günü İngiltere saatiyle 13.10'a kadar sürüyor, sonra sıkıcı yarışın eğlenceli hale gelmesi için için dua etmeye başlıyorsunuz ve dualarınız maalesef kazalarla cevap buluyor. Pitlerden önce Kimi ve Alonso'nun yavaşlamasını taktiksel zannetmiştik ki, kazın ayın ayağı pek öyle değilmiş. Lotus ve Ferrari oldukça enterasan bir şekilde yarışta yavaş kaldılar. Muhtemelen yarış hızında en hızlı olan Force India, Sutil'in muhteşem ataklarıyla coştu. Nostaljinin keyfi başkadır, bilirim ama Sutil ve Perez'in yaptıkları DRS katkılı olsa da son 10-15 yılın en güzel Monaco ataklarıydı. 2006 da baya hareketli geçmişti yanlış hatırlamıyorsam. Üstelik gridin birbirine yakın olmasından dolayı DRS'nin de pek bir etkisi olmadı bu güzel ataklara. Perez Raikkonen'i de geçseydi Monaco'da üç dünya şampiyonunu geçme gibi enterasan bir rekora sahip olabilirdi. Ya da Loews'de -hani şu ünlü U viraj- gridin en çakal -yani kurt- iki pilotunu geçmek muhtemelen bir daha yaşanmayacak. Alonso zon zamanların en kötü yarışını geçirdi kendi adına. Arkadan çarpmasına rağmen 8'de 5 kusurla olan Perez'e Raikkonen'in sert cevabı da pek yakışık almadı, Raikkonen'in bu kadar sinirlenmesi normal değil, gerçekten şampiyonluğu istiyor olmalı. Bu yarışa dair Sutil, Perez ve Raikkonen'in geçişleri uzun yıllar boyunca unutulmayacak.



Belki de yarıştan daha önemli olan yeni gate'imiz tyre-gate ile bir şeyler söylemek gerekirse, Pirelli'nin arka lastiklerinin sıcaklığını düşürecek düzeltmeler yapacağız demesi belki de Mercedes'le yaptığı testten bile büyük skandal. Mercedes'in sorununun ya da sorunlarından birinin bu fazla ısınma olduğu düşünülüyor zaten. Kanada'ya kadar muhtemelen bu konu konuşulacak ve Mercedes'in bu testlerden ne kadar yararlandığı daha net belli olacak. Monaco hızlarına bakılırsa taraftar gözüyle görülebilecek bir değişikliğin olmadığı. Yine de insana bu test hala şaka gibi geliyor.

Normalde blogda bu kadar hareket olmaz, Monaco'ya özel.


Monaco'ya özel olarak bu ihtişamlı yarış için diğer serilerle ilgili bir şeyler karalayalım dedik. Her Monaco perşembesinde sorulan antrenmanların niye cuma yapılmadığı sorusunun cevabı trafik değil sanırım. Çünkü cuma günü GP2'nin ilk yarışı vardı. Formula Renault 3.5 da Monaco'ya özel Formula 1'in peşine takıldı, bu hafta sonu farklı olarak GP3 serisi yapılmadı.






GP2


Monaco'da alt serilerde yoğunluktan dolayı iki grup halinde yapılıyor, grid de Grup A-1, Grup B-1, Grup A-2, Grup B-2.. diye diziliyor. Arden iki pilotuyla da iki grupta da lider olmayı başardı sıralamalarda. Cuma günkü ilk yarışta kaza ise haftaya damgasını vurdu, birden fazla noktadan alevlenen kaza yarışı durdurdu. Sam Bird ilk yarışı kazanırken, ikinci yarışı S. Coletti kazandı. Seride en merak isim olan Frijns grubunda 13 kişiden 5. oldu, yarışlarda puan alamadı. Bu arada ilk yarıştaki kazadan sonra J. Cecotto hafta sonundan ihraç edildi. Verdiğimiz ansiklopedik bilgilerin yanında alt serilerle ilgili gerçekten bilgi sahibi olmak isteyenler şu bloga baksınlar mutlaka.





Formula Renault 3.5

Açıkçası çıkardığı pilotlar ve şuanki kadrosuyla beni GP2'den daha fazla heyecanlandıran bir Formula Renault 3.5 var. İlk akla gelen pilotlar McLaren programındaki Kevin Magnussen, Stoffel Vandoorne ve Red Bull'un himayesinde Antonio Felix Da Costa. Magnussesn kendi grubunda ikinci, Vandoorne ve Da Costa gruplarında üçüncü ve dördüncü oldular. Hemen arkalarından ise gelecek senelerde Sochi'de görebileceğimiz Mikhail Aleshin geliyor beşinci olarak. Polü alan Nico Muller yarışı da kazandı, ardından Sorensen, Jaafar, Magnussen, Da Costa, Carlos Sainz Jr, Stevens ve Aleshin geldi. Formula Renault 3.5 her yarış hafta sonu 1 yarış düzenliyor Renault Dünya Serisi kapsamında. Ahanda sitesi burada. Sıradaki yarış Spa'da, Vandoorne evinde kendini göstermeli, McLaren programında da Red Bull gibi sert bir savaş devam ediyor.




Porsche Supercup

Burun kıvırdığımız Porsche Supercup serisini de Sebastian'lar sayesinde öğrendik. S. Ogier Loeb'den 0.2 sn daha hızlı bir tur atarak 14. cepten kalktı ve yarışı da 13. bitirdi. Loeb ise başladı yerde bitirdi ; 16. Sean Edwards hem polü hem yarışı kazanarak şampiyona liderliğini sürdürdü, serinin sayfası da bu.



15 Mayıs 2013 Çarşamba

Çok Aşınıyorsun Diyorlar - 2013 İspanya GP

- Birkaç istatistik hazırlayalım derken, şu anki ismiyle yarışan takımlardan sadece Red Bull, Ferrari ve McLaren'in duble yaptıklarını farkettik. Red Bull en son Kore 2012'de duble yaparken Ferrari olaylı Almanya 2010, McLaren de Kanada 2010'da en son dublelerini yaptı.

- İlk beş yarışta yavaş kalan McLaren, -herhalde galiba sanırsam- iki pilotuyla da bütün yarışlarda klasmana girebilen tek takım.

- Circuit de Catalunya tarihinde yarışa ilk iki sırada başlayıp 6. ve 12. bitiren ilk takımın Mercedes olma ihtimali çok yüksek.


Hafta sonu yine Pirelli'nin konuşulduğu bir haftayı geride bıraktık. Bir markanın bu şekilde ve gereğinden çok fazla konuşulması markaya olumsuz etkileri olup olmaması pazarlamacılar için harika bir araştırma konuşması olabilir. Pirelli de dayanamayıp lastikleri değiştireceğini söyledi. Hembery sürekli direk veya dolaylı olarak Red Bull'u işaret ediyor. McLaren'in kendiyle uğraştığı, Mercedes'in de muhtemelen işine gelecek bu değişime Lotus ve Ferrari karşı çıkıyor. 10 yıl önce biri başka bir takım kuralların değişmesi için baskı yapacak ve Ferrari savunmasız veya edilgen durumda kalacak deselerdi sanırım çoğumuz inanmazdık. Zaman her şeyi olduğu gibi Formula 1'i de değiştiriyor.

Cuma gününden hızlı olacağını hissettiren Ferrari cumartesi şaşırtsa da pazar şaşırtmadı. Cumartesi ise çok hızlı olan Mercedes ise iki gün de seyircileri şaşırtmayı başardı. Mercedes'in lastik aşınması 'aşırı'. Hatta kelime bile bulamıyoruz. İlk çizgiyi kapatıp yarışı 6. ve 12 bitirmeye karşılık gelen bir kelime yok. Akla ister istemez Mercedes'in ayarları geliyor. Herhalde sıralama hızından en az taviz veren takım Mercedes. Gridin orta ve arka kısmına bakalım biraz da ; Di Resta Sutil'i cumartesi yine geçmeyi başardı ama Sutil'in hala zamana ihtiyacı var. Vergne antrenmanlarda hızlı olduğu Ricciardo'dan bu sefer de az farkla da olsa yavaş kaldı. Bottas ise parıldamasa da parıldıyor. Maldonado'yu tek turda geçmek kesinlikle iyiye işaret. Arkanın lideri Van der Garde olurken Bianchi yine Chilton'ı geçmeyi başardı. Pic de kendini son sırada buldu. Takım arkadaşını sıralamalarda bütün yarışlarda geçen Bianchi ile Hulkenberg kaldı. Ricciardo Avustralya hariç Vergne'i tüm yarışlarda mağlup etti. Erken erken diyoruz da, seneye Ricciardo'nun RBR'ye, bu hafta sonu GP2'de 1. ve 2.'lik elde eden Frijns'in Toro Rosso'ya geçmesi kimseyi şaşırtmaz ya da Ricciardo ve Frijns ikilisiyle yola devam edilebilir İtalyan takım. Unutmadan Frijns Sauber'in yedek pilotu, RBR ile bağlantıları var, lafları da var.





Yarış Mercedes'lerin savunması ile başladı. Yarışın başındaki tablo Mercedes'lerin yavaş kaldığı ve bu sayede Alonso, Vettel ve Raikkonen'in birbirine iyicene yaklaşıp eğlenceli bir yarış vaat ediyordu. Ne var ki, Red Bull'un hızı yeterli değildi, Lotus da 3 piti yarışa bölerken çok kararlı değildi sanki. Yarış içinde kararlarını değiştirmiş olabilirler Ferrari'nin hızına karşılık. Orta sıralarda ise Perez bir ara 6.'lık için güçlü konumdayken 4 pitle yarışı Button'ın arkasında 9. sırada bitirdi. Yine de Q3'e kalması, iyi startıyla bu yarış biraz daha iyi gözüktü. Monaco sıralamaları ilginç olacak. Di Resta formunu korurken Gutierrez üstündeki ölü toprağını attı. Ricciardo ise yarıştaki son puanları cebe indirdi.



Evet, yarış da üstteki paragraf gibi biraz yavan oldu. Lastikleri yine güncellemelerden fazla konuştuğumuz bir yarışı geride bıraktık. Aslında 2011'de de buna benzer bir yarış olmuştu, Vettel ve Hamilton 4'er pit yaparak çok zevkli bir yarış izletmişti. O yarışın çıkan tv reytingleri istenilen hedefe ulaşıldığını müjdeliyordu. İnsanlar 2010'un aksine ilk pitlerden sonra kanal değiştirip sadece finişi izlememiş, reytingler yarışın başından beri korunmuş, hatta artmıştı. O yarış pek iyi beceremese de Vettel 2011'de ilk stintte farkı genelde açar, bütün yarışta onun ekmeğini yerdi. Zaten hep dediğimiz gibi -2011'den beri- öndeki araç ilk stintte farkı açamadıysa arkadaki araçtan ya yavaştır ya da eşit hıza sahiptir yarış için. Red Bull bu yıl ilk çizgiyi alamıyor ve trafikte kalarak yarış hızında kendinden biraz daha iyi olan Lotus ve Ferrari arasında kalıyor. 2011'de de yüksek df'li araç yüksek bozunmaya sahipti.  Bu lastiklerin esprisi de bu ama Pirelli bu sefer kantarın topuzu kaçırdı gibi. Red Bull'un eleştirisi bu noktada haklı, elindeki hızlı aracı kullanamayan her takım böyle tepki gösterirdi. Ayrıca patlayan lastikler de Pirelli'yi bu karara itmede yardımcı olabilir.



Felipe Massa

Yazının içinde birkaç cümle ile değinmeyelim dedik. Massa cumartesi Alonso'dan sadece 0.001 sn yavaş kaldı. Webber'i engellediği için 3 sıra ceza alsa da pazar günü oldukça iyiydi. Puan tablosunda Vettel 89 puanla liderken, Alonso 72 ve Massa 45 puanda. Asıl soruya gelelim; Massa yarış kazanabilecek mi ? Şu anki tabloda zor gözükmüyor, peki Ferrari buna izin verir mi ? Büyük ihtimalle izin verecektir, hem Ferrari'nin Vettel'le 17 puanı kapatmak için rekabetçi bir aracı var hem de Massa'nın şampiyonluk şansı bitmedi. Olaylar 2010'dan çok farklı yani. Massa ve Alonso arasındaki puan farkının sabit kaldığını varsayarsak ya da Vettel ile Alonso'nun, takım Massa öndeyken yaz arasına kadar bir emir vermez. Formula 1'i izleyen zengini fakiri, genci yaşlısı, Malatyalı'sı Elazığlı'sı unutması mümkün olmayan 2008 Brezilya yarışından beri galibiyet alamayan bu adamın artık bir yarış kazanmasını istiyor. Kimbilir bir yarıştan sonra arkası da gelebilir..

Aşağıdaki resimler de kıymetlimiss'in resimleri, normalde çıktısını almam, bu sefer bir çılgınlık yapayım dedim. Hayatımda aldığım en güzel çıktılardı muhtemelen...







11 Mayıs 2013 Cumartesi

Şu Çılgın McLaren ve Olağan Şüpheliler

Geçen sene Katalunya yarışıyla baya hemhal olunca bugün sıralamalardaki derecelere ayrı dikkat eder oldum. Geçen seneki pol derecesi 1.21.707 ; Hamilton'un bu turu sonra bildiğimiz nedenlerden dolayı iptal edilip İngiliz son sıraya yollanmıştı. Bugün de Q2'nin ortasına kadar bu dereceyi geçen yoktu ki Mercedes'ler o andan itibaren uçmaya başladı ve Rosberg Q3'de 1.20.718 yaparak polü aldı. McLaren'in en iyi derecesi ise Perez'den 1.21.790'la Q2'de geldi. Galiba Perez için sezonun en iyi turuydu, Meksikalı formunu artırıyor, neyse. Kaba hesapla yeni araç hala eski araçtan hızlı değil ve sezonun 5. yarışındayız. Hatta MP4-27'nin İspanya 2012'den Brezilya 2012'ye kadar önemli güncelleme paketleri ve her yarışa getirilen daha küçük güncellemeleri de hesaba katarsak 28'den hala hızlı diyebiliriz. Serhan Acar'ın özellikle birkaç yıl önce daha çok kullandığı her yarışa en az 0.2 sn getirmeyen geride kalır kuralını da göz önünde bulundurmadık. 27'nin Barcelona'dan Interlagos'a 1 sn geliştiğini varsaysak bile McLaren bugün pol veya galibiyet için savaşabilirdi. Acaba McLaren pilotları ne düşünüyor ; garajda daha hızlı aracınız varken belki de hiç olmayacak bir aracı geliştirmeye çalışmak nasıl bir duygudur. Üstelik sezon öncesinde Button'ın kafasında şampiyonluklar, Perez'in ise galibiyetler varken. Bütün bunları düşünürken, yukarıdaki rakamların bakkal hesabını olduğunu unutmamak gerek. Diğer takımlar geçen seneki derecelerini ortalama 1 sn geliştirmişler, Mercedes hariç. Rosberg'in geçen yıl Q3'de attığı tur 1.23.0 yani bu seneki pol derecesinden 2.3 sn yavaş. Şu an hatırlayamıyorum Rosberg ne kadar ciddi bir tur attı Q3'de ama önemli ölçüde geliştikleri kesin. Alonso ve Raikkonen'in 2012'de dereceleri 1.22.302 ve 22.487. Bugün 1.21.218 ve 21.177.



Sene başında McLaren'in MP4-27'yi ön kanatta yapılabilecek birkaç değişikle tekrar piste sürebileceği söyleniyordu. Bunu söylerken 2013'de lastik ağırlıklarının artmasını hesaba katmadılar sanırım. Olası bir durumda 27'yi bu lastiklere de adapte etmeliler. McLaren için şu an söylenecek son sözler takımın iki ilginç açıklaması. Geçen haftalarda aslında bütün takımların 2013 için yeni bir araç yapacağını tahmin ettiklerini ve bu hafta başında çıkan korelasyon sorunları. McLaren harbiden garip takım, bazen Alman takımları gibi basit oynamaları gerektiğini unutuyorlar galiba. Ayrıca sene başında McLaren'in de Toyota'nın rüzgar tünelini kullandığı haberi çıkmıştı. Ne tarafından tutulsa garip bir durum, McLaren'in tüneli hem Formula 1'de en iyi olarak biliniyor hem de bu takım Lotus'a rüzgar tüneli yapımında yardım ediyor. Şu an kendilerininkini de yeniliyorlar galiba, maalesef bu konularda pek haber çıkmadı, bilen bir el atsın.

Max Chilton


Madem cumartesi gecesi yazı yazdık, yarın için de bir şeyler karalayalım dedik. Şu an için herkesin ilk merak ettiği Mercedes'in yarışta ne yapacağı. Sonrası Red Bull, Lotus ve Ferrari'nin stratejileri. Raikkonen herkesten az pit yapmanın zor olduğunu, Alonso orta sert ve sert lastikler arasında stintlerde pek fark olmadığın söyledi. Öncelikle Raikkonen'in yarışa tutunması için startta yer kaybetmemesi lazım, en azından sadece Alonso'ya geçilmeli. Mercedes'lerin ise yarışta kilit nokta olacağı malum. Startta yerlerini korudukları taktirde son sektör performanslarıyla geçilmeleri çok zor olabilir. Bahreyn gibi her tur sıra kaybetmeleri pek olası gözükmüyor. Yani ilk stintte bir Mercedes treni görebiliriz ya da kim bilir yarış hızları iyidir ve kendi aralarında yarışırlar. Büyük resme bakarsak Vettel'in temiz taraf avantajını kullanabilirse şu an için en büyük favori gözüküyor. Bu arada birileri özellikle ilk stintte trafikten kurtulmak için erken pite gelebilir, akla hemen Webber geliyor nedense. Yarış üstünde olmasa bile, pitlerde bol aksiyonlu bir yarış izleyebiliriz. Unutmadan iki tane DRS alanı olacak, bu yukarıda belirttiğimiz Mercedes'lerin S3 avantajını yok edebilir. Katalunya'da daha gri olan Alman takımı üçüncü antrenmanlarda uzun stintler denemişti, bunu en son denedikleri Malezya'da yarış boyunca fena değildiler, bugün de Rosberg'in iyi turları vardı. Eğlenceli bir yarış dileğiyle, mutlu pazarlar..Esen kalın.

7 Mayıs 2013 Salı

Bahreyn Karalamaları

Evet, yarışın üzerinden 2 hafta geçti ama ben de içimdekiler kalmasın diye ders notu halinde bir şeyler karalayım dedim, malum böyle daha çok akılda kalıyor.

- Öncelikle Bernie'nin bile yarışın düzenlenmesine saçmalık demesi yarışın belki de en önemli anektoduydu. Çok şaşırdım.

- Pirelli'nin 'eşitlik' uygulaması bu yarışta artık tavan yaptı. Mercedes'i tek tur hızıyla sayarsak öndeki altı takım (5+Force India) da yarış kazanabilecek hıza sahipti. Tabii, bu ilk başta garip gelebilir ama şuan ki bütün iş trafikten kurtulmakta yatıyor.

- Sertlerle başlayıp 4 pit yapan Button yarışın en kötü taktiğini uyguladı muhtemelen. Raikkonen'in peşinden gidip en azından rahat bir beşincilik alabilirdi. İçeride ne oldu bilmiyoruz, ne McLaren ne de Button bunla ilgili bir açıklama yapmadı.

- Perez için 'gereksiz' bir eleştiri yapılmıştı ilk üç yarışta. Bu adam büyük takımda, biraz yerelim mantığı hakimdi. O da patronunu dinleyerek yarışa büyük renk kattı. Yarışın en agresif ismiydi.

- Schumacher'den sonra diğer Alman Vettel rekorları silip süpürürken başka bir Alman da araçla savaşmaya devam ediyor. Rosberg'in savunmaları favorimdi, bu yarışta daha çok sevdim. Biraz da üzüldüm. Bu adam ne zaman iyi bir araca sahip olacak  !

- Ferrari'nin şanssızlığı malum. Yine de mekanik arızaya şanssızlık demek biraz romantik kaçıyor. Üstelik Ferrari birkaç yıldır biraz da bu dayanıklılığı ile ayakta kalmışken, işler ciddileşiyor.

- Şöyle bir teorim var, her yarış geçtikçe Red Bull daha güçlenecek. Çünkü lastikler daha iyi anlaşıldıkça, onlar da sıralama hızından feragat etmeyecekler. Teorinin temeli, son zamanlarda çıkan dedikodulardan oluşuyor.

- İşte bu yüzden burnuma 2011 kokuları gelmeye başlıyor. İki yıl önce de Red Bull'la başa çıkabilecek bir McLaren vardı, onlar da zırt bırt hata yapıyorlardı.

- Son olarak Hamilton'ın aracının ikinci pitten sonra değişmesi/düzelmesi de ilginç bir ayrıntıydı. Hamilton ve Alonso'nun yarışın çoğunda haşin mücadelelerin uzağında kalmaları puan almalarında kritikti. Hamilton 2012'den devam ediyor.

Yazıyı biraz da aşağıdaki resimleri koymak için bahane olarak kullandım.





















1 Mayıs 2013 Çarşamba

2013 Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu 3 - Kadıköy

Vapurdan sonra biraz meşakkatli bir yolculuk yapıp Erenköy'e varmaya başardım. Erenköy dedimse, kulak aşinalığım olsa da pek bildiğim yer değil. Bir türlü öğrenemedim zaten Kadıköy'ü. Burdan yürüyün dediler, yürüdük. Kimseye de sormadım. Uzunca bir süre yürüdükten sonra sevinçle trafiğe kapatılmış bir yol gördüm. O anki heyecanım iki yıl önce İstanbulpark'a giderken yaşadığım duygulardan sonra en güzel duyguydu diyebilirim. Biraz sonra da Caddebostan tahmin ettiğim yeri gördüm. Polis araçları ve yaklaşan gürültüyle pelotonu ikinci kez geçiverdi önümden, biraz uzak da olsa güzeldi. Sonra caddeyi hemen geçip sahile vardığımda 500 mt tabelasını görünce baya sevindim. Birkaç resim çekindikten sonra pelotonu bir kere daha beklemeye başladım. Aşağıdaki resimler de ona ait. Resmin bütün halini buradan görebilirsiniz.