26 Aralık 2012 Çarşamba

2011 Türkiye Bisiklet Turu'ndan Bir Fotoğraf

İnternette Türkiye Bisiklet Turu ile ilgili resim ararken bu resmi buldum. Çok da mutlu oldum. Resmin kaynağı da burada. Resme ahanda Anadolu insanının sıcaklığı falan diye de bakmayın, yazın demliğinizi alıp hiç bahçede çay içmediniz mi ? Tabi bu pek İstanbul'da yaygın değil. Ankara'da bile var, gerçi belli başlı semtler dışında İstanbul'da da vardır. Burda ninemiz hem yolun kenarına oturmasıyla hem de güzel gülümsemesiyle olaya büyük renk katmış. Fotoğrafı çeken gazeteciye veya her kimse burdan selamlarımızı gönderiyoruz. 


9 Aralık 2012 Pazar

Motorsporları Kültürü ve İstanbulpark

Son günlerdeki yoğun Formula 1 gündeminden sonra Türkiye'deki spor veya motorsporları kültürü daha da geneli futbol dışındaki spor kültürlerini sorgular hale geldik. Şu zamana kadar belki ilginin düşmeye başladığı 2007 yılından itibaren genelde birbirine benzeyen, kısır çözümler veya teşhisler ortaya konuyor. Elbette bir yazıyla her şey değişmez ama daha bir derinlemesine ve klişe olmayan şeyler bulmaya çalışalım.

Öncelikle motorsporları kültürü dediğimiz şeyin ülkemizde pek fazla olmadığı aşikar. Fakat bırakın motorsporlarını futbol dışındaki bütün sporlarda da bir kültürümüz yok. Ha birileri diyebilir futbolda ne kültürümüz var, o konuda da haklısınız, futbol kültürümüz falan yok, sadece gereğinden fazla futbola bir ilgimiz var, bu ilgiden de bir halt olduğu yok. Kamunun, özel sektörün kaynakları futbola oluk oluk akarken ortada somut bir başarı yok. Basketbolda da son 5-10 yılda 3 büyüklerin daha çok ilgilenmesi, Efes'in basket kültürü, milli takımın başarıları ve NBA'in karşı koyulamaz ihtişamı sayesinde basında futboldan arta kalan yeri kaplamaya çalışıyor. Geçenlerde D-Smart'ın Ceo'suyla yapılan röportajda Türkiye'deki sporların önem sırasında ilk sıraya futbolu konup 2-3-4-5'den sonra diğer sporların geldiğini söylüyordu, yazık ki haklı gibi. Yani motorsporlarından önce bir spor kültürü olması lazım ki sonra basketbol, voleybol veya motorsporları kültürü oluşabilsin.


Türkiye'nin 2005 yılından itibaren düzenlediği Formula 1'e ilk iki yıl 100 binin üzerinde bir talep oldu. 2007 yılından itibaren pistin işletmesini Ecclestone'a bırakdıktan sonra her geçen yıl talep azaldı, 2011'de ise son yıl dedikodularından dolayı nispi bir artış oldu sanki. Pistin işletmesini Bay E'ye bırakmak demek yılın 352 günü pistin boş olmasına neden olmak demekti. Diğer yandan yarışın Türkiye'deki reklamını ise sıfır noktasına indirdi. Özetle F1'in Türkiye'deki macerasında sonun başlangıcı oldu bu hamle. Pisti Bay E'ye bırakmayla ilgili ayrıntıları hatırlamasam da Türkiye'de motorsporları kültürü yok, seyirci gelmiyor diyeceksek bu olayı unutmamamız ve başlangıç noktası almamız gerekiyor.

Eski yıllardan


2010'daki Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Kaan Kural Türkiye'nin dışındaki maçlara kimselerin gelmediğini şikayet ediyordu. Tahmin etmesi zor olmasa gerek. Bugün almaya çalıştığımız 2020 Olimpiyatları için de bazı sporlarda da olması kaçınılmaz. Eğer yeterli turist gelmezse vay halimize. İş organizasyon getirmekle spor kültürü yerleşir mi noktasına geliyor, o zaman bu organizasyonları getirmeyelim yaklaşımı da olmamalı tabi ki. Bu tartışmayı spor adamlarının güzelce tartışması gerekiyor, dikkat futbol adamları değil. Türkiye'nin sorunun artık para değil, burada da anlaşalım, paramız ve enerjimiz var, artık seviye atlama zamanı, belki de en zor olanı; o kültürü aşılamak. Aslında şu tartışma sadece bir akşam Telegol'de tartışılsa önemli bir mesafe alınır ya, neyse. Konumuz Formula 1 bizim daha çok.

Sürekli söylenen vatandaş gelmiyor eleştirilerine de daha farklı pencereden bakalım. Mesela 2011'de telafuz edilen 42 bin seyircinin göründüğü kadar kötü olmadığından başlayabiliriz. Toplamda 115 bin seyirci gelmiş ayrıca. Burda bir sıkıntı var sanki, F1'in genel kuralı pazar günü gelen  seyirci sayısı > cumartesi > cuma pek geçerli gibi durmuyor. Ya da Istanbulpark'a gelen F1 seyircisi fazlasıyla sadık F1'e. F1'in popüler olmadığı ve pahalı olarak bilindiği bir ülkede 115 veya 42 binlik sayı hiç de fena değil. Bugün şampiyonluğa oynayamadığı sezonlarda üç büyüklerin stadlarını görüyoruz, satılan kombine sayısından bile düşük sayılar çıkabiliyor. (Futbol sevgimiz hakkında Zeki Çol'un şöyle güzel bir yazısı vardı). Bahsettiğimiz sayı üstelik doğru dürüst tanıtım olmadan ulaşılmıştı. Futbolla yatıp kalktığımız halde doluluk oranlarının %50'ye bile ulaşmadığını düşünürsek 42 bine az diyemeyiz. Sorun motorsporları kültüründe değil, bu ülkenin spor kültüründe. Bu sorunu ne çözer bilmiyoruz ama 18 Bin devirlik makinelerde sorun olmadığını biliyoruz. Üstelik ilk iki seneki devasa seyirci de ortada.


İstanbulpark'a gelen seyirci sayısını futbolla karşılaştırmak yanlış olsa da hep futbol üzerinden örnekler verildiği için -belki de bize böyle anlatması daha kolaydır- böyle devam ediyoruz. Halep ordaysa arşın da burada. O seyircilerin içinde turistler de var diyenler olacaktır, eh Formula 1'in de o kadar fiyakası olsun değil mi! Hatta İstanbulpark'ın bilmem kaç futbol sahası büyüklüğünde olduğu falan da söylenirse hiç fena olmaz. Ya da olmadı, en son çare olarak Seda Sayan'dan yardım istemek olabilir, ne de olsa Türkiye'nin en güvenilir kişisi.

Geçen yıl Türkiye için tablo kötü iken iyi de bir isim sponsoru bulmuştuk; DHL. DHL aynı zamanda F1'in ulaşım partneri, önemli de işbirlikleri var. Bu yıl da Vural Ak'lı Intercity Istanbulpark'ın işletme hakkını kazanınca oldukça olumlu bir atmosfer oluştu Formula 1'i tekrardan Türkiye'ye getirmek için. FIA galasının Türkiye'de olması, Bernie'nin anlaşma için gelmesi, hatta ve hatta F1 takviminde bir Avrupa yarışı için yer açılması. Vural Ak'ın hazırlayıp, al da attığı topu hükümet gole çeviremezse hepimiz saçımızı başımızı yolacağız. Çünkü kaçan pozisyon büyük olacak, bir daha böyle bir pozisyonu bulamayabiliriz kapalı defans arasında. Spor Bakanı, dünyanın en liberal ve büyük ekonomisinde bile devletin desteklediği F1 yarışlarını özel sektöre havale etti son açıklamasında. Yani geçen seneki verilen parayı bile kabul etmiyor Suat Kılıç. Açıkçası bu istemiyoruz demenin resmi hali. O yüzden yorumlamaya bile gerek yok aslında. Yine de Başbakan'ın son sözünü beklemek gerekiyor, Erdoğan'ın da FIA galasına gelmemesi umutları büyük ölçüde söndürdü ama bekleyelim. Bugüne kadar hem siyasetin kendine has tarafgirliği hem de sıkı bir F1 izleyicisi olarak objektif olamama endişesiyle pek yorum yapmamaya çalıştım. Özellikle bakanın açıklamasından sonra benim kayışlar koptu, geçen sene verileceği taahhüt edilen miktarı vermemek de neyin nesi. Ayrıca Serhan Acar'ın dediği gibi sözleşme uzatma işi neden Türk refleksiyle son seneye bırakıldı. Formula 1 gibi bir platforma, hadi onu geçtik Bernie gibi bir adama küstüm oynamıyorum tavrı fazlasıyla anlamsız. Yeterli paraya vermedikten sonra her ilde bir tane araba otomobil fabrikası olsa da bir işe yaramaz, üstelik Bernie'nin nasıl bir insan olduğu gayet iyi biliniyor, bu işlerin de para ile döndüğü de. F1 Amerika'yı bile gözden çıkardı zamanında.
Kimi Raikkonen

Oldukça geniş konulara daldık. Bu yazı ancak bir başlangıç olabilir, spor medyasının içinden birilerinin spor kültürümüz hakkında daha kapsamlı yazılarına ihtiyacımız var açıkçası. Gittikçe derinleşen bir konu zira. Hazır taraftarlık konuları açılmışken Türkiye'deki F1 fanlığının (taraftardan daha iyi bir kelime sanki) en zor yılı olan 2012'den bahsedelim. Pisti kaybetmenin üzerine belki de daha önemlisi F1 Yayın Hakları bir paralı platforma geçti. Bu olay İngiltere'deki gibi olsaydı yani D-Smart para kazanmak için F1'i alsaydı gerçekten sevinilecek bir durumdu. Her koşulda yarışların açık bir kanaldan yayınlanması paralı bir platformdan daha fazla seyirci çeker. Zaten F1'in yeterli seyirciye ve ilgiye sahip olmadığını konuşurken insanların F1'e en kolay ulaşabileceği mecrayı kaybettik. Bu da doğal olarak insanların ilgisini ve yarış izleme konforunu azalttı veya kaybettirdi. Şu ortamda bir F1 fanı kolaylıkla aman ben yarış izlemiyorum diyebilir. Cidden kolay değil yarışları takip etmek. O yüzden Serhan Acar'a bile reklam yapıyorsun diyenlerin çıktığı bir ortamda ben de imkanı ve şartlara sahip olanlara D-Smart almalarını tavsiye ediyorum. Artık ne olursa olsun modundayım, devletin, özel sektörün, TRT'nin, NTV'nin burun kıvırdığı F1'i yayınlamaları çok önenmli. Yarın birgün Flash Tv de yayınlarsa gider Yalçın Abi'yi tebrik ederim. Yine başından beri NTV'nin almasını istemiştim yayın haklarının, sabah akşam her yerde NTV Spor açık, insanlar bu şekilde daha fazla ilgi gösterebilirlerdi Formula 1'e ülkemizde. Böylelikle 'Abi yarışları en son NTV gösteriyordu di mi' diyen geyikçi tayfadan da kurtulmuş olurduk...

Evet 2012 çok zordu ama tablo o kadar kötü değil aslında. Bi kerem, bundan daha kötüsü olamaz. D-Smart'a öyle böyle alıştık, yarışları çoğu kez internetten takip ettik, twitterdan canlı tartışmalar yapıldı(tekrar büyük teşekkürler Metin Mete'ye ve diğer arkadaşlara). 2013 ve ilerleyen yıllarda daha kolay olacaktır, umarım ileride 2011 ve 2012'yi Türkiye'deki F1 macerasının fetret devri olarak anarız. Bütün bu zorluklara rağmen F1 ve motorsporları ilgili siteler işlerini yapmaya devam etti, çekirdek ama çok güçlü bir kitle de F1'i takip etmeye devam etti. Twitter'daki son TT çalışmaları da bunu gösteriyor, Türkiye'de F1'den daha fazla basketbol veya tenis meraklısı var mesela, yine de hiçbirinin bu kadar organize ve ateşli olabileceğini zannetmiyorum, daha doğrusu hissetmiyorum. Sadece TT çalışmaları değil, geçen sene ülkemize Senna filmini de getirmişti sosyal medyadaki örgütlenme. Herkesin sadece bir iş için birleşmesi pek görülen şeylerden biri değil Türkiye'de. Aman nazar değmesin.

Doğu Avrupa Pist şampiyonası - Haziran 2012

Özellikle Vurak Ak'ın sahip olduğu Intercity'nin pistin işletmesini aldıktan sonra insanlar pistin geleceğine daha olumlu bakmaya başladı. Formula 1 gelmese bile belki başka seriler gelebilir, hem şu meşhur motorsporları kültürü açısından, hem de ileride F1'in tekrar gelmesi açısından Vural Ak'ın çıktığı yolda destek vermek gerekir motorsporları severleri olarak. Ak'ın eski lisanslı sürücü olması da ayrı bir sevindirici haber. Bu işlerin içinden gelmesi motorsporları tecrübesinin yanında normal bir iş adamından daha tutkulu olmasını sağlayacaktır. Köprünün altından daha çok sular akacak gibi...Şimdilik son olarak pistin uzak olması bahanesiyle bitirelim. Evet pist merkeze uzak ama yarışlar da pazar günü yapılıyor. İnsanlar bütün hafta sonunu ayıramasa da pazar günü rahatlıkla yarışa gelebilirler. Yani pistin uzak olması yarışı izlemeye engel değil. Bir futbol maçına gitseniz bile yine gününüzün çoğunu vermeniz gerekebiliyor. Belki biz F1 fazla haşır neşiriz ama uzak diye böyle bir organizasyona burun kıvırmak samimi gelmiyor. Benim için F1 önemli değil demek daha dürüstçe. Avrupa Yakası'nın diğer ucundaki Autoshow veya Kitap fuarına gitmekten de çok farklı değil hani. Mesela bu seneki Autuoshow'u yarım milyon insan ziyaret etmiş ve muhtemelen ziyaretlerin çoğu da haftasonu olmuştur. Yani istenince uzaklık da pek dert olmuyormuş. Daha Formula 1'in pahalı bir spor olmadığı mevzusu vardı, zaten o da motorsporları kültürüyle ilgili...

#F1Discuss
#Formula1TürkiyeyeDonmeli
#Formula1TürkiyeyeYakışır
















27 Kasım 2012 Salı

Tur Tur 2012'nin Efsanevi Son Yarışı Brezilya GP

Sezonun şanına yakışır bir son yarış oldu Interlagos'da. Şampiyonluk iki pilot arasında gitti geldi gitti geldi. Yarış 2007 finali gibi başladı, 2008 finali gibi bitti. Bu işin kolay olmayacağı Austin'den belliydi.. Artık FIA veya FOM her kimse Interlagos'un elinden sezonun son yarışı ünvanını almaya kalkışmasın lütfen..Buranın ayrı bir ambiyansı var sezon finalleri için..Son yarışın şerefine farklı bir konseptimiz var, tur tur ne olduğuna bakacağız..İki tane, biri onboard olmak üzere bütün yarışın videosu olacak, onlara da takıldığınız yerde bakabilirsiniz.



Önce Grid : Ham, But, Web, Vet, Mas, Hul, Alo, Rai, Ros, Dir, Sen, Per, Msc, Kob, Ric, Mal, Ver, Gro, Pet, Kov, Glo, Pic, Kar, Dlr

1. Tur : İlk viraj sonrası Ham-Mas-But-Web-Alo-Hul-Vet-Dir-Rai-Sen sıralaması oluşuyor. Asıl kıyamet ise 4. virajda kopuyor, Button yerini geri alıyor, virajı dışarıdan alan Vettel'in arkasında Raikkonen çok çok sert bir frenle son anda Vettel'e çarpmaktan kurtuluyor -belki başka yarış olsa Fin pilot bu kadar kibar olmayabilirdi- içeriden alan Senna ise Vettel'e çarpıyor, Vettel ters dönüyor, o bölge yokuş aşağı olduğu için RB8 geriye giderken Senna'ya, Senna da Perez'e çarpıp yarış dışı kalıyorlar -Oynat Uğurcum-. Vettel son sıraya kadar düşüyor, 2007'de Hamilton da ilk tur o virajda dışarı çıkmış 8-9. sıralara düşmüştü..Aksiyon durmuyor 3. sektördeki düzlük öncesi  Massa momentumunu kaybedince...

Vettel'in ters döndüğü an


2. Tur : Hem Webber hem Alonso arkasına yapışıyorlar Brezilya'lının. İkisi birden Massa'yı geçiyor, Alonso hem Massa'nın yardımı hem Webber'in kötü atağı sayesinde ikiliyi geçmeyi başarıyor. Hamilton tura 0.7 sn farkla önde giriyor Button'dan. Vet çizgiyi son sırada geçiyor. Turun içinde Kar'ı geçiyor ayrıca. Bu arada Hulk da Massa'yı geçmeyi başarıyor. Vet yola devam ediyor..Hulkenberg turun sonunda Webber'in de arkasında..

3. Tur : Ve geçiyor..Ham-But-Alo-Hul-Web-Mas-Dir-Rai-Kob-Ros sıralamasıyla tura giriliyor . Charlie DRS'yi açıyor. Vet Pic 4.virajda geçip 19. yükseliyor, 2 tur içinde konvoyu yakalıyor bile. Yarışın tekrarlarında küçük bir şey göze çarpıyor, Vet'in spin attığı bölge eğimli olmasaymış, o karambolden kaçması mümkün olmayabilirmiş, Liuzzi'nin Schumi'nin üzerine çıktığı gibi başka biri de Vettel'in şampiyonluğunu bitirebilirdi o anda.

4. Tur : Ham-But-Alo-Hul-Web-Mas-Dir-Rai-Kob-Ros. Vet çizgiyi 18. geçiyor. DRS kapatılıyor, ilk turlarda SC'nin girmemesi çok şaşırtıcıydı, etrafta birçok parça vardı. Vet tur içinde Glo'yu da geçiyor.

5. Tur : Rai ve Msc pitte. Vet tura 16. başlıyor. Ön sıralar değişmezken Alo ilk virajda dışarı çıkıp yerini Hulk'a kaybediyor, arkadan Web'in baskısına iyi dayanıyor Alo, Mas ise hemen pusuda. Hemen Alo'dan Dir'e kadar bir konvoy oluşuyor, DRS tekrar açılıyor..

6. Tur : Yağmur damlaları artıyor, Vet tura Pet'in arkasında 13. başlayıp Rus pilotu geçmeyi başarıyor, 2. sektörün sonunda Gro adeta lastik bariyerlere uçuyor. But Ham'ın hatasından faydalanıp liderliği alıyor. İşler gittikçe karmaşık hale geliyor. Alonso bariz şekilde yavaş, 7-8 araçlık bir konvoy oluşturdu arkasında - Massa daha ne yapsın- . Ve inanılmaz Vet bu konvoyun sadece 3-4 sn arkasında, tv kamerasından görünebiliyor.

7. Tur : Ham ilk virajda But'a cevap veriyor. Web Mas'ı geçmeye çalışırken Koba arkadan Web'e dokunduruyor, Web'in spini, artık ilk virajda da parçalar var.

İkilinin bu mücadeleleri özlenecek..


8. Tur : Hulk McLaren'lere yaklaşıyor, Vet bu sefer de Ros'in arkasında -Ric'i ne ara geçti- ve geçiyor ilk virajda Alman'ı. Dir pist dışına kayıyor ve Vet bir sıra daha kazandı, hemen Koba'nın arkasında, büyük baskı uyguluyor ona da. Button ise tekrardan yerini geri aldı.

9. Tur : But-Ham-Hulk-Alo-Mas ve Vet. Geçiş lastiklerini takanlar artıyor. Bu arada Jenson'ın aklında ne tilkiler dolaşıyor..

10. Tur : Klasman birbirine girmiş durumda. Vet'den sonraki grup birbirine çok yakın, aralarında Glo da var. Senna S'nin ortasında kocaman bir kanat parçası var, bugün Charlie ve arkadaşları son yarış stresini kaldırabilmiş gözükmüyorlar..17. sıraya kadar düşen Web pite dalıyor..

11. Tur : Ham, Alo ve Vet de pitte. But ve Hulk yola devam ediyor, sanırım Hulk da But ne yaparsa onu yaparım düşüncesinde. Mas da pite girmiyor. Vet Web'in hemen arkasında ama zorluk çıkarmıyor Web. Hemen arkalarında ise Raikkonen var, Vet pitten 16. çıktı ama klasman sürekli değişiyor.

12. Tur : Ham Mas'ı geçiyor, pist üzerindeki birçok mücadele oluyor, bunları ancak 'replay'lerden görebiliyoruz.

13. Tur : But-Hulk-Ham-Mas-Ver-Kov-Glo-Pet-Alo-Kob sıralaması var. Pic'i geçen Vet Ros'a saldırıyor. But ve Ham arasında 17 sn fark var. Vet tur bitmeden Ros'u da avlıyor.

14. Tur : But-Hulk-Ham-Mas-Ver-Kov-Alo-Glo-Pet-Kob. But ilk 5 içerisinde en yavaş pilot. Hulk gittikçe yaklaşıyor. Pistteki en hızlı isimler Ham ve Vet. Alo yağmurda iyi denilen Ferrari ile hasarlı RB8'den de yavaş. Gerçi trafikle de çok uğraştı İspanyol. Yine de Ferrari aracı artık yağmurda da en hızlı değil gibi..

Tabii ki yarıştan önceki bir görüntü..


15. Tur : But-Hulk-Ham-Alo-Mas-Ver-Kob-Vet-Web-Ros. Hulk 0.9, Ham 16.4 sn geride liderden. Mas kimseye direnemiyor, hem Koba'ya hem Vet'e geçildi, Web de Ver'i geçiyor.

16. Tur : But-Hulk-Ham-Alo-Kob-Vet-Web-Ros-Dir. Massa da pitte. Hulk 0.6 sn, Ham 14.6, Alo 31.4 sn geride liderden, Vet Koba'yı geçiyor. Hulk But'a yapışıyor. Alo'nun tur derecesi 1.29.467, Vet'in 29.481.

17. Tur : But Hulk'a direniyor. Ham 15.3, Alo 32.1 Vet 35.6 sn geride liderden. Anlaşılan o ki artık eski olmasına rağmen slick lastikler daha hızlı geçiş lastiklerinden. Bu turda ise Vet tam 1 sn daha hızlı Alo'dan.

18. Tur : But yine direniyor. But-Hulk-Ham-Alo-Vet-Kob-Web-Ros-Dir-Ric. Ham ise 18.7 sn liderden geride. Bu arada Charlie'nin günahını almış olabiliriz çünkü yarışın başındaki yoğunluk ve yağmurun ne kadar şiddetli yağacağını beklemiş olabilirler. Oluklu lastiklere geçenler neredeyse 4 sn. yavaşlar artıkın, yine But ve Hulk kazandı galiba.

19. Tur : Ve Hulk sefer başarıyor, kariyerindeki ilk kez lider gitmeye hazır durumda. Ham, Alo ve Koba pite geliyor, akıllara hemen Malezya 2009 ve Çin 2010 GP'leri geliyor.

20. Tur : Bu sefer Vet ve Web içeride.

21. Tur : Ros'un lastiği patlıyor, But Hulk'un hemen arkasında. Ham 45.5, Alo 64.8, Vet 67.4 sn geride.

22 Tur : Hulk 1.3 sn önünde İngiliz'in. Ham 45, Alo 65, Vet 67 sn geride liderden. Arkalarında Kob 6. ve Web-Dir-Ric-Rai sıralaması var. Bu arada Rai ve Msc en erken geçiş lastiklerini taksalar da pek işe yaramadı onlar adına. Alo'nun şikayeti gözüküyor ekranlarda. Arka tarafta da sıkı bir politik savaş var.

23. Tur : Ve Güvenlik aracı. Pite girmeyen Hulk ve But da pite girecekler şimdi. Her şey yeniden başlıyor.

Reksan Reklam sunar...



25. Tur : Maylander liderliğini sürdürüyor.

27. Tur : Tur yiyen araçlar turlarını geri alıyorlar.

Artık sahne onların..


28. Tur : FOM İtalyancayı söküyor.

29. Tur : Güvenlik aracı bu turun sonunda içeri girecek.

30. Tur : İkinci start veriliyor. Koba Vet'i sıkıştırırken Web de diğer yandan takım arkadaşını sıkıştırıyor. Web'in kendi yarışıma odaklanacam demesi doğru olsa da işi abartıyor, hele Mas'ın yaptıklarının yanında. Web pist dışına çıkıp birçok sıra kaybediyor bir yandan. Koba Alo'yu da sıkıştırmaya çalışıyor.



31. Tur : Hulk-But-Ham-Alo-Kob-Vet-Dir-Mas-Ric-Rai-Glo-Msc-Pet-Web-Kov-Pic-Dlr-Ros-Kar-Ver sıralaması oluştu. Ham But'ı geçiyor 4. virajda. DRS hemen açıldı.

32. Tur : Koba Alo'yu da geçiyor. Akıllara bu sefer Juan Pablo Montoya mı geliyor acaba. Alo ve Vet arka arkaya. Dir üç sıra birden kaybediyor.

33. Tur : Alo yerini geri alıyor. Rai ilk virajda dışarı çıkıyor ve grubun arkasına düşüyor. Vet'in hemen arkasında Mas, onun arkasında ise Ric var.

34. Tur : Mas da Vet'i geçiyor.

35. Tur : Hulk-Ham-But-Alo-Kob-Mas-Vet-Ric-Dir-Web-Msc-Rai-Pet. Rai Msc'nin hemen arkasında.

36. Tur : Yarışın durağanlaşmaya başlıyor sanki. Bu arada 2010'da da son yarışta hızlanan McLaren'in Vettel'in şampiyonluğunda payı vardı. Bu yıl da şampiyonanın kaderini değiştirdiler. Fakat McLaren için bundan daha fazlası lazım.

37. Tur : Ham 2.2, But 4, Alo 6.1 sn geride liderden. Rai zorlamaya devam ediyor. Mas'dan şık bir geçiş daha.

38. Tur : Dir spin atıyor son sektörün başında ve oldukça geriye düşüyor.

39. Tur : Rai Msc'yi geçiyor.



40. Tur : Hulk-Ham-But-Alo-Kob-Vet-Ric-Web-Rai-Msc-Dir. Ham 2, But 4, Alo 7.4, Mas 11.9 sn geride liderden. Dir de geçiyor Msc'yi.

41. Tur : Web Ric'i geçiyor. Gidişat 2008'e benzemeye başladı.

42. Tur : Hulk-Ham-But-Alo-Mas-Kob-Vet-Web-Ric-Rai-Dir-Msc-Pet-Pic-Ros-Dlr-Ver-Kar-Kov-Glo sıralaması oluştu şu an için.

43. Tur : Ham 1.9, But 4.2, Alo 8.9, Mas 13.6, Koba 16, Vet 16.4 sn geride liderden. Web RB8'nin arkasını kaybediyor ama toparlamasını biliyor. Hulk'un performansı düşmeye başlıyor, ortalama yarım saniye yavaş arkadakilerden bu turda.

44. Tur : Vet Koba'ya yapıştı. Hulk biraz toparladı durumu.

45. Tur : Klasman iyice oturmaya başladı. Pistin hiçbir noktasında şu an kayda değer bir aksiyon yok.

46. Tur : İlk 3 3.5 sn içerisinde. Alo liderden 9.2 sn geride. Vet baskıya devam ediyor. Pet'in spini ve iki sıra kaybediyor. Pic kritik bir pozisyon kazandı.

Petrov önemli bir işi başardı


47. Tur : Sıralama aynen devam ediyor, Vet ve Koba ikilisi Hulk ve Ham'a göre neredeyse 2 sn yavaş.

48. Tur : Hulk pist dışına çıkınca yerini Ham'a kaybediyor. Vet bu tur Ham'dan 2.2 sn yavaş. Koba'ya da 0.7 sn kaybediyor.

49. Tur : Ham-Hulk-But-Alo-Mas-Koba-Vet-Web-Ric-Rai-Dir-Msc-Pic sıralaması devam ediyor. Vet bu turda da 0.5 sn kaybediyor Koba'ya.

50. Tur : Hulk 2.4,  But 4.6, Alo 10.5, Mas 16.4, Kob 22.5, Vet 24.4, Web 30.5 sn geride liderden. Hulk bu turdan itibaren farkı azaltmaya başlıyor 0.4 sn ortalamayla.

51. Tur : Ver Pet'e çok yakın durumda. Tur dereceleri hafiften düşmeye başladı. Pitler de başlamak üzere.

52. Tur : Ham-Hulk-But-Alo-Mas-Kob-Vet-Web-Rai-Dir-Msc. Ric Pitte. Hulk ve Ham pistteki en hızlı isimler. 1.21'in altındaki üç isimden Hulk 20.1, Ham 20.4, But 20.6 ile turladı.

53. Tur : Vet de pitte. RBR yönetimi acaba araçtaki hasarın etkisini acaba temiz lastikle mi azaltmaya çalışıyor. Vet pite girmeden önceki turda Koba'dan 3.8 sn gerideydi ve 1.3 sn fark yemişti sadece bir turda. Öndeki üç isim 1.21'lerle dönerken geri kalan herkes 1.24'le dönüyor.

54. Tur : Tur bindirmeler de yağmurla beraber başladı. 2008 finali yine akıllarda. Vet 10. sırada ve önündeki Ver'den 5 sn geride.

55. Tur : Rai, Koba, Msc pitte. Vet ise 2 turun ardından tekrardan pitte. Takımla telsizden irtibat kuramayan Vet için yağmur lastikleri düşünülüyor ama lastikler hazır değil. Zaten fazladan bir pit yapan Vet için büyük şok. Bu arada Hulk'la Ham çarpışıyor ve Ham yarış dışı kalırken Hulk devam ediyor. But liderliği ele geçirdi. İşler bir anda değişiverdi, şu anki durumda Alonso şampiyon oluyor.

Vettel lastik bekliyor


56. Tur : Mas ve Web de pitte. Klasman iyice karışmaya başladı.

57. Tur : Alo da pite geliyor, Ferrari önce Mas'ı pite alsa da riske girip Alo'yu içeri alabilirdi. İspanyol'un da dediği gibi kaybedecek bir şeyleri olmayan taraf Ferrari. Mas'da denedikten sonra pek bir anlamı kalmıyor çünkü yağmuru gören herkes bir tur sonra içeri geliyor zaten. Hulk'a da ceza verildi. But-Hulk-Mas-Alo-Dir-Web-Msc-Vet-Kob-Ver. Vet bu sefer Koba'ya karşı daha agresif ve onu geçti. But yine beklemede.

58. Tur : But ve Hulk içeride. But-Mas-Alo-Hulk-Web-Dir-Msc-Vet-Kob-Ver sıralaması oluştu. Msc Dir'i geçti. Vet'in aracından bir parça uçtu sanki ya da Alman bir parçanın üzerinden geçti.

59. Tur : Hulk cezasını çekiyor, takım elemanlarından biri el kol hareketi yapıyor. Web bir sıra yükseldi. Rai'nin tur derecesi gözükmüyor FIA'nın dökümanlarında.



60. Tur : But-Mas-Alo-Web-Hulk-Msc-Vet-Kob-Ver-Dir-Rai-Pic-Ric-Pet-Ros-Kov-Glo-Dlr-Kar sıralaması oluştu.

61. Tur : Alo ve Vet önündeki pilotlara yaklaşıyor.

62. Tur : Alo Mas'ı geçiyor. Vet'e bu pozisyonun yeterli olduğu söyleniyor. Eğer Alo lider olursa Vet'in en az 5. olması gerekecek. Akla temiz lastik bahanesiyle Web'i içeri almak da gelmiyor değil. Eğer But'a bir şey olursa  tek yapılacak şey Web'in yavaşlatılıp Hulk'a zaman kaybettirmek, Vet'in onlara yetişmesini sağlamak. Web bunu kabul eder mi, direnebilir mi, Vet yetişebilir mi onlara ? Yetişmesi çok zor olur çünkü 25 sn. civarında fark var. 2008'de Vet ortalığı birbirine katmıştı, bugün de Hulk.

63. Tur : Hulk da Web'e baya yaklaştı. But rahat olmasına rağmen pistteki en hızlı isim.

64. Tur : Vet Msc'ye çok yakın. Son Turda 1.8 sn daha hızlı çifte şampiyon. Msc'nin direnmesi çok zor, o da pek fazla zorluk çıkarmadı Vet'e.

65. Tur : But-Alo-Mas-Web-Hulk-Vet-Msc-Kob-Ver-Dir-Rai-Pic-Vet-Ric-Ros-Glo-Kov-Dlr-Kar

66. Tur : Pet Pic'in 1 sn arkasında. Pic şu an 12. Şu an için pist çok ıslak değil, Ric yoğun yağmur yerine slick'lere geçse daha çok işe yarayabilirdi. Alo But'dan 20 sn geride. 4. viraja gelmeden Pet Pic'i geçiyor.

67. Tur : But-Alo-Mas-Web-Hulk-Vet-Msc-Kob-Ver-Dir-Rai-Pet-Pic sıralamasıyla çizgiyi geçerken Dir Ver'i avlamayı başarıyor. 1.27 ile dönen Vet ve Alo var sadece.

68. Tur : Şu ana kadar Gro dışında yağmurda göze batan bir hata olmadı. Koba son 4 turuna giren Msc'nin hemen arkasında.

69. Tur : Web Mas'ın 1.7, Hulk Web'in 1.8 sn arkasında. Koba spin atmış durumda. Koba sanki fren noktasını ayarlayamamış, MSC ile birbirlerine dokunuyorlar. Koba toparlasa da 10.'luğa düşüyor.

70. Tur : Lider sondan önceki turuna giriyor. But biraz temkinli bu turlar. Son tura girmek üzereyken Dir'in kazasını görüyoruz. Son sektördeki uzun düzlüğün sonunda görüyoruz Britanya'lıyı. Ve güvenlik aracı içeride. Çok tehlikeli bir nokta çünkü. Sürekli başka yılları düşünen aklımıza bu sefer de 2003 geliyor.



71. Tur : But-Alo-Mas-Web-Hulk-Vet-Msc-Ver-Kob-Rai-Pet-Pic sıralaması oluştu. Caterham 11. olmak üzere hem en iyi finishleri hem de takımlarda 10.'luk demek bu. SC içeri giriyor - adet yerini bulsun- konvoy mıyıl mıyıl finişe geliyor. Vettel 6. olarak şampiyonluğa ulaşıyor. Ferrari takımlarda 2.'liğini koruyor. Horner'la Vettel konuşurken, 2012 sezonu efsanevi bir şekilde sona eriyor. Button 3. McLaren 7. galibiyetini alıyor. Massa ise bu yıl ikinci podyumuna ulaşıyor, eğer 2. Massa dönemi başlayacaksa bu yarış onun başlangıcı olabilir. Vettel aracını parka getirirken basın adeta üzerine çuvallanıyor şampiyonun. Kahraman bir Fia -Fom da olabilir- görevlisi ise tek başına muhabir ordusuna göğüs geriyor. Schumi emekli olurken, Hamilton da McLaren'e veda ediyor. Bu yarış da böyle arkasında birçok hikaye bırakarak bitiyor..


Kahraman görevli



Not : Yazıyı okurken imkanınız varsa bir yandan yarış açıkta dursun. Gerçi yarışı tekrardan izliyorsanız bu yazıyı okumaya ne gerek var, orası da ayrı bir mevzu..


20 Kasım 2012 Salı

Brezilya Kostarika'yı Yenerse... : 2012 Brezilya GP Öncesi

Interlagos, Sao Paulo, Brezilya. Artık her şeyin düğümleneceği yer. Hele Hamilton'ın Vettel'i geçişinden sonra. Puan farkı sadece 13. Eski sistemle 4 puan sadece. Interlagos özellikle 2007, 2008 yıllarındaki efsanevi yarışlardan sonra korkulu rüya haline geldi. Austin GP'nin bitmesinden bu yana Interlagos Vettel ve Red Bull için korku tüneli olmaya başlamıştır bile. Futbolda bazı deplasmanlar vardır ne kadar güçlü olursan ol zordur, Interlagos da öyle avantajlı pilot için. Hani ilk maçı 2-1 kendi evinde kazanırsın, ikinci maç da 1-0'lık bir yenilgi elenmene yol açar, aynen öyle..Şu yarış başka herhangi bir pistte olsa RBR için bu kadar şüpheli olmayabilirdi. Interlagos şimdi RBR taraftarlarının gözünde dik tribünlü Arjantin stadları gibi görünüyodur. Ayrıca Brezilya'daki ateşli taraftar kitlesi de o tribünlerdeki çılgın futbol seyircisini karşılıyor sanki.

Unutulmaz 2008 yarışından

Olayı dramatize ettik de gerçekte olan ne ? 2007, 2008 ve 2010'un son yarışlarında geride olan pilotun aracı ya öndekine eşitti ya da bu pistlerde -Interlagos ve Abu Dhabi- daha iyi bir pakete sahipti. Hatta 2006'da da. Ferrari'nin RBR'den yavaş olduğu aşikar, hatta McLaren'den de. Amerika'da yine cumartesi günü olan fark belli sınırlara geldiğinde Ferrari yarış hızında da ayak uyduramadı öndekilere. Interlagos da uzun virajlara sahip ama çok hızlı virajlar değiller. En azından Austin kadar cuk oturmayacaktır RBR'ye. Yine de start dışında Alonso RBR'nin dayanıklılığına bel bağlayabilir. Bu sezon RBR'nin ve Renault'un aşil tendonu alternatör sorunu yüzünden yarış dışı kalan Webber'in ardından Horner nasıl uyku uyuyacak, muhtemelen Webber yarış dışı kaldığında genç teknik adam umarım alternatör değildir diye dualar etmiştir.

Evet Hamilton Vettel'i geçişiyle şampiyonluğu son yarışı taşıdı. Fakat kendisinin ve McLaren'in bu hızıyla son yarışı kazanması içten bile değil. Şu an konuşmak için erken ama Interlagos'un da Hamilton ve Vettel arasında geçmesi şaşırtmayacaktır kimseyi. Alonso yarışı kazanamazsa işi çok zor, 2. olduğunda bile Vettel'in 7'den aşağı bitirmesi gerekiyor şampiyonluğu için. N.Ş.A.'da pek mümkün görünmüyor. 2006 ve 2007'de takım arkadaşları şampiyonluk için uğraşırken Felipe Massa da onlara yardım etmişti. 2008'de ise kendi şampiyonluğu için Interlagos'u kazandı. Massa sadece Austin'de değil, son yarışlarda özellikle sıralamalarda Alonso'yu çok zorluyordu ama Alonso yine ustalığını konuşturup Q3'de geçmeyi başarıyordu Brezilyalı'yı. Massa bu formda kendi evinde ve kafası rahatken cumartesi günü işleri karıştırabilir. Açıkçası birçok seçenek var gridi dizmek için, RBR, McLaren, Ferrari ve Lotus'lar, Hulkenberg ve Maldonado'lu bir ilk 10'da her şey olabilir. Ne kadar hesap kitapla uğraşılsa uğraşılsın Alonso'nun kazanması için anormal bir şeyler olması gerekiyor. Ferrari'ye yardım edecek iki şey Hamilton'ın performansı ve Ferrari'nin yarış hızı. Amerika'da Alonso liderden 1.6, Massa ise 1.3 sn geride kaldı. Bu çok ciddi bir fark ve bir haftada kapanır mı bilinmez.

Eskilerin Interlagos'u..

Hep Alonso şampiyonluğu nasıl kazanır, Vettel nasıl kaybeder veya son yarış nasıl daha heyecanlı olur konusunda yazıldı ve yazdık. Bu kadar şeyin yanında yarış sıradan bir şekilde bitmesi de hiç zor değil. Vettel önde Alonso onun arkadasında yarışı bitirebilirler son zamanlarda olduğu gibi. 2010'da da gerilim ve heyecan had safhadaydı ama aman aman bir yarış olmadı burada. Hatta hiç aman aman bir yarış olmadı. Şu an F1 seyircileri için büyük eğlence -aynı zamanda gerilim- kaynağı ihtimalleri düşünmek. Öyle yapmaya devam edelim, cumartesi Ham-Vet-Web-But-Alo-Mas-Rai ilk turun sonunda da Ham-Vet-Web-Alo-But sıralamasını olduğunu düşünelim. Şu an Ferrari için tek avantaj Ferrari'nin düzlük hızı. Ferrari yarış hızında diğerlerine ayak uydurduğunu düşünürsek Alonso Vettel'i düzlükte avlayabilir. İkili karşı karşıya geldiğinde Alonso'nun agresif olacağı kesin. Peki Vettel ? Hemen akıllara 94'deki Schumi-Hill mücadelesi akla geliyor, yine öyle bir şey olursa ortalık toz duman olabilir. Yine ortalıkta dolanan Vettel baskıyı kaldıramıyor vs. türünden laflar da Messi bir dünya şampiyonluğu kazansın da görelim gibi oldukça bayatladı öte yandan. Vettel bu yarışta oldukça iyi direndi, geçildiğinde de çok iyi savunma yaptı ama DRS+Hamilton faktörü birleşince ona karşı durmak çok zor oldu. Geçildikten sonra da bırakmadı Vettel. Geçildikten sonra telsizden şikayeti klasik olgunlaşamama yorumlarına neden oldu. Özellikle Vettel'in ve Hamilton'ın bu tarz telsiz konuşmalarına alışığız sanırım. Hamilton lastiğin önem kazandığı 2010'da sert lastiklere geçtikten sonra sürekli şikayet eder, lastiklerim bitti, yeniden pite girmek istiyorum derdi. Karşılığında da hep aynı soğukkanlılıkla Ok Lewis'le başlayan bu lastikleri yarışın sonuna kadar korumalıyız cevabını alırdıı, bir ritüel olmuştu onlar için. Vettel'in şikayeti de buna benziyor, yarış şartlarında gayet normalbir telsiz konuşmasıydı.

İçinde bulunduğumuz durum..

Massa'nın fedakarlık ötesi bir şey yaptığı ortamda Webber'in matematiksel olarak bitmiş şansıyla hala takım emri yapılıp yapılmayacağı tartışılıyor olması da şovdan başka bir şey değil sanki. 2012 Webber'in Vettel'e yenildiği en adil sene oldu belki, bu şartlarda daha anlamlı olacaktır yardım etmesi. Yine de grid yakın olursa Webber'in düşük performansı kimseyi şaşırtmayacaktır ya da her zamanki gibi 3. olacaktır. Gerçi Webber sorunlar yaşamasa Hindistan ve Amerika'da Alonso'ya geçit vermeyebilirdi, bu da Vettel'e +6 puan demekti. Şampiyonlukta başka bir kilit etken de Button olacaktır. İngiliz sorun yaşamasa yarışı daha iyi bir yerde bitirebilirdi ve gösterdi ki imkanı olduğunda fazlasıyla agresif. Alonso yarışta liderliği alsa bile iki McLaren'in de Vettel'i geçmesi gerekiyor ya da Massa'nın. Alonso her ne kadar pazarları mükemmel olsa da cumartesi gün hem stresten hem araçtan kaynaklanan sorunlar yaşıyor gibi son zamanlarda. Yine iyi iş çıkarıyor ama mesela Hamilton'un yaptığı gibi aracın suyunu çıkaramadı son yarışta. O da insan tabii fakat bu yarış insan ötesi olması gerekecek. Eğer aracı hızlıysa kendini Massa, Button, Raikkonen ve Grosjean grubunun önüne atmalı. Startta Webber'i geçip, pistte Vettel'i ve Hamilton'ı geçmeli. Bütün bunları yaparken Ferrari'nin Massa ile koordinesi çok önemli olacaktır. Şu durumda Massa'nın 5. olarak hemen İspanyol'un arkasında olmalı ve o da startta Webber'i avlamalı. Bütün bunların yanında eğer Williams'ın aracı hızlı olursa gridde kendine çok iyi yer bulabilecek bir Maldonado var. Diğer yandan olağan şüphelilerden Grosjean da performansını yükseltti, tek turda sürpriz yapma ihtimali her zaman var. Raikkonen'den hiç bahsetmiyorum bile, Lotus'un hızı olursa onu durdurmak epey zor olacaktır.

Efsane ikinci vedasını da Brezilya'da yapacak

İhtimaller ihtimaller dedik de yarış stratejileri olarak pit sayısı ne kadar çok olursa o kadar Ferrari'nin işine gelecek. Çünkü kaybedecek bir şeyleri olmayanlar onlar. Pit sayısı arttıkça aksiyon ve hata yapma olasılığı artacaktır doğal olarak. Bu tür yarışlarda her zaman SC ihtimali de göz ardı edilemez. Dayanıklılık dışında bütün denklemleri değiştirecek bir şey var, o da yağmur. Yağmurla ilgili karışık haberler geliyor bu arada. Önce ihtimal yok dendi, sonra dün gece bir F1 gazetecisi %80  ihtimal var diye tweet attı (fia ve şurası da yağmurlu diyor). Olası bir yağmur normal bir yağmurdan da fazlası olacaktır. Çünkü yağmurda lastikleri çalıştırabilen Ferrari, Red Bull ve Schumacher var. McLaren ve Lotus yağmurda ne yapabilir büyük soru işareti. İhtimal Almanya ve İngiltere'de yaşadıkları sorun yaşayamayacakları ama diğerlerine yaklaşabilirler mıibilinmez. Yağmur sanıldığı kadar Ferrari'ye avantaj getirmeyebilir özellikle McLaren lastikleri çalıştırabilirse. Çünkü ilginçtir McLaren İngiltere ve Almanya'da birinde yoğun yağmur, diğerinde geçiş lastikleriyle en hızlıyken öbür setlere geçildiğinde lastikleri hiç ama hiç çalıştıramadılar. Elde böyle önemli veriler var Woking'de. Lastiklerin artık çözüldüğünü düşünürsek yağmur lastiklerini halletmiş olabilirler diye de tahminde bulunulabilir. Şampiyonluğu belki de son yarışa taşıyan Hamilton içinse Interlagos kazanılacaklar listesinin başında. Fazlasıyla anlam yüklü bir yer onun için. Uzun zamandır bir yağmur galibiyeti de yok, pistteki en agresif pilot olacağı kesin bu yarışta.

Hamilton uslu olmayacaktır..

Heyecanlı ve sürprizli başlayan sezonlar kaderin bir cilvesi mi nedir son yarışları da heyecan ve sürprizli oluyor. Gridde gerilim had safhada olacak, Schumacher'in son yarışı, Hamilton'ın McLaren'e vedası da bol bol konuşulacaktır. Schumacher için son yarışında 'puan almak' hoş olur -evet Mercedes bu derece geriledi!- ama umarım Mercedes ona tur yiyecek kadar kötü bir araç vermez, bu araçla seneye ne yapacaklar anlamış değiliz. Son olarak dayanıklılığıyla ünlü Ferrari'nin son yarış öncesi agresif bir hamle yapıp yapmayacağı. Çünkü Vettel kalsa bile şu yarış hızıyla Alonso'nun ilk üçe girmesi de kolay değil. Ham-Web-But sıralaması oluşabilir ön tarafta ve onlara yetişemeyebilir İspanyol. Sauber'in 12 puanlık farkı, McLaren ve Ferrari arasındaki 14 puanlık farkı, Caterham'ın yağmur duaları, Mercedes'in 5 yarışlık puan açlığı son yarışlarda diğer popüler olmayan meraklar olacak.Dileğim internetten harıl harıl yarışı indirebileceğimiz linkler bulmaya çalışacağımız bir yarış olsun...

Büyük konuşmamak lazım...




6 Kasım 2012 Salı

Charlie'nin Son Akşam Yemeği : 2012 Hindistan ve Abu Dhabi GP

Biri akıcı biri sıkıcı iki Tilke pistinde biri sıkıcı biri heyecanlı olmak üzere 8 gün içinde iki yarış izledik. Raikkonen'in de yarış kazanmasıyla 6 farklı takımdan 8 farklı pilot yarış kazanmış oldu. Böylelikle 2012 sezonu son yılların en 'çeşitli' sezonu 2008 sezonunu da geride bırakmış oldu. 2008 yılında 5 farklı takımdan 7 farklı pilot yarış kazanmıştı. Bu sezon iki pilotuyla yarış kazanan iki takım var; RBR ve McLaren Mercedes. Son iki yarışta da bu tablonun değişmesi mümkün görünmüyor.


İstatistiklerden sonra, iki farklı yapıdaki pistlerde Hindistan'da RBR üstünken Abu Dhabi'de McLaren'in üstünlüğünü gördük. RBR'nin Japonya'dan beri kullandığı - Singapur'da ne ölçüde kullanıldığı biraz muallakta- kendine özgü DRS sisteminin hızlı virajlarda artı bir avantaj getirdiği  konuşuluyordu. Abu Dhabi'nin yavaş yapısı RBR'ye tam uymamış olabilir, McLaren'in bu tür pistlerdeki hızıyla da birleşince Hamilton'la McLaren baskın göründü. Yarıştan önce McLaren'den Sam Micheal RBR'nin üstünlüğünün daha çok pistlere özgü olduğunu söylemişti, haklıdır muhtemelen fakat Austin'den ilk gözlemlerin oranın da akıcı en azından Abu Dhabi'den hızlı olduğu, keza Interlagos'un da bilindiği üzere yavaş bir pist olmadığı gerçeği var. Bakalım Sam ne kadar haklı çıkacak.

Hindistan

Hafta boyunca konuşulan Ferrari güncellemelerinin altında Ferrari ve Domenicali'nin üzerinde oluşan baskıdan kaynaklandığı ortaya çıktı sanki. Araçta 'müthiş' bir şey yok hala ve bu kadar konuşulmasının nedeni üzerlerindeki baskıymış. Alonso Hindistan'da RBR'den 0.5, Hamilton'dan 0.2, Abu Dhabi'de 0.5 ve 0.9 sn geride kaldı. İyi bir tur atmadığını düşünürsek 0.3 ve 0.7 de diyebiliriz belki. Bu saatten sonra Ferrari'nin bırakın RBR'yi McLaren'i geçmesi de zor. Yapılan açıklamalar ortamı yumuşatmak için sanki. Ufak bir ihtimalle önemli bir D-DRS güncellemesi dışında iş yine Alonso'ya kalacak gibi.

Hindistan ve Abu Dhabi'de Alonso fırsatçılığı ve Ferrari'nin düzlük hızıyla beraber ilk turda önemli geçişler yaptı. Artık startlar ve ilk tur çok önemli hale geldi. Çünkü temiz hava ile beraber öndeki pilot yeterince fark açtığı ve pit sayısı azaldığı için pit çıkışları rakibini geçme şansı da oldukça azaldı. Hindistan'ın tur derecelerine baktığımızda yumuşak lastiklerde bariz şekilde Vettel'in Alonso'dan hızlı olduğunu görüyoruz, 5.turda 6.3 sn olan fark 28.tur 13 sn. Sert lastiklerde ise fark kapanıyor, McLaren'in sert lastik performansı ise rakiplerinden iyi olsa da pek bir işe yaramıyor o saatten sonra.



Webber'in KERS sorunu yaşaması, Vettel'in araçta yeteri kadar benzin kalmadığı için gridin sonuna yollanması, şampiyonanın bu kritik zamanında RBR'nin yaşadığı iki sorun. Bu sorunlar olmasa Vettel Hindistan'da 3, Abu Dhabi'de 3 veya 10 daha fazla puan alıp Teksas'da Alonso'nun önünde bitirdiği taktirde şampiyonluğunu ilan edebilirdi. Bunun gibi birçok örnek verilebilir fakat bu hataların gerişi dönüşü olmayabilecek bir zamanda gelmesi önemli. Ferrari Monza'da Alonso'nun aracındaki sorun dışında hiçbir sorun yaşamadı. Alonso'nun biz daha iyi bir takımız demesinin en sağlam dayanağı da bu olsa gerek. Keza Alonso bu sene 'iyimserlik' sınırlarını zorluyor ve yılların getirdiği tecrübeyle son tura kadar Alman disiplini ile zorluyor. Sadece tebrik değil, alkışlanacak bir davranış, ayrı bir olgunluk seviyesi sanki. Herhalde Hamilton'ın RBR'nin yumuşak lastik performansını gördükten sonra iyimserliğimi kaybettim açıklamasına acı acı gülmüştür İspanyol.

Sıralamalarda 0.6-0.7 sn kaybettiğiniz andan itibaren yarışta öndeki takımlarla aynı tempoyu tutturmanız zor oluyor. Hamilton Lotus'a yarışta kaldığı bölümde her tur 0.3 sn fark atıyordu, Maldonado'ya ise 1 sn. McLaren'in bu hızı son iki yarışı karıştırabilir, hatta Woking'lilerin hızı piste bağlı değilse son iki yarışı bile kazanabilir. Tabii bu en çok Vettel'in işine yarayacaktır, 25 puan almadığınızda puan kapamak çok zor olacaktır Alonso için. Takımlarda Ferrari puan farkını 22'ye çıkardı, Whitmarsh geldiğinden beri sürekli McLaren Ferrari'nin önünde kapadı sezonu, 2012'de işler değişebilir. Yarışa üçüncü sıradan başlayan Maldonado ise yine tek tur hızıyla gridin önünü değiştirdi. Yarışlardaki 'saçma' agresifliği olmasa şu an çok farklı bir noktada olabilirdi Venezüellalı, kers sorunu yüzünden de muhtemel bir podyumu kaçırdı. Senna'nın da sezon sonuna doğru artan bir performansı göze çarpıyor, yarışın başındaki kazasına rağmen yarışı 8. bitirdi.

Kimi

Birçok kazaya rağmen kimsenin ceza almadığı ilginç de bir yarış oldu Abu Dhabi. Özellikle Grosjean ve Maldonado'nun. Yarış içinde bir ara 12. olan Kovalainen'le Caterham umutlansa da Finli yarışı 13. bitirdi, arkasında rakipleri Glock pusudaydı ve 14. bitirirek Petrov'u geçti. Hafta içi Ricciardo ve Vergne ile devam edeceklerini açıklayan Toro Rosso ise Ricciardo'dan gelen 1 puanla yetindi. STR aracı rekabetçi olmadığı için özellikle Ricciardo'nun neler yapacağını göremedik. Seneye de bu performansı devam ettirirse 2014'de Webber'in yerini alabilir, puanlara yansımasa da sıralamalarda Vergne'e çok üstün. Toro Rosso demişken, artık gelenekselleşen kolayca RBR'ye yol verme olayları taraftarların gözüne çok batmaya başladı. Acaba rakipleri Ferrari ve McLaren bu konuda ne düşünüyor ? Pek rahatsız değillermiş gibi gözüküyor sanki, ufakta olsa bir haber, bir mırıldanma göremedik çünkü. 2 yıl önce yine bu pistte Webber erken pitten sonra Algersuari'nin önünde dönmüş ve Algersuari biraz olsun direnmişti. Eğer şimdiki gibi hemence yol verse belki Alonso'nun önünde bile çıkabilirdi o yarış, Brezilya'da umarım şampiyonluk onların eline kalmaz, olmaz demeyin, 2008'de neler oldu gördük.

Biraz da Marussia

Hamilton'ın Mercedes'den kaynaklandığı öne sürülen sorundan yarış dışı kalmasıyla bu sene kaybettiği net puanlar 80'i buldu (Bahreyn, İspanya, Singapur ve Abu Dhabi). Buna Malezya'daki pit hataları, Çin'de vites kutusu, Japonya'da ve Kore'deki dayanıklılık sorunları dahil değil. Bu sene oldukça iyi sürüyorum derken yanıldığını söylemek zor Hamilton'ın. Hamilton'ın transferi üzerine de çok söz söylendi ama gittiği takım da Mercedes. Bu sene Japonya'da 8.motora geçen 6 araçtan 4'ü Mercedes'den. Dayanıklılık konusunda iyi bir geçmişi olmayan takım bu sene de Schumacher'in aracında ününü devam ettirdi. Hamilton'ın yapısı Alonso ve Schumacher gibi pek değil, başta belirttiğimiz gibi antrenmanlarda hızlı bir aracı olmasına rağmen Vettel'in hızını gördükten sonra bile umudumu kaybettim açıklaması yapabiliyor...Neyse, bu konu uzun, kolay kolay da bitmez, sezon sonuna artık.

Vettel'in başarılarının hep araca bağlandığı da son zamanların en çok konuşulan konularından biri. Gridin sonuna düştükten sonra güzel bir yarış çıkartarak 3. oldu. Vettel'in bu yıl geriden geldiğinde yükselemiyor eleştirilerine biraz olsun cevap verdiği es geçiliyor sanki. Bu yarıştan önce Avustralya'da 6'dan 2.'liğe, Çin'de 11'den 5.'liğe, Monaco'da 10'dan 4.'lüğe, Belçika'da 11'den 2.'liğe yükselmişti. Malezya'da Karthikeyan'la temas yaşamasa 4. olacaktı ve Çin'de ilk turun ardından 15.'liğe kadar düşmüştü. Sanki Vettel konusunda asıl düşünülmesi gereken bu sezon Webber'e kurduğu 'geç üstünlük'. 2 dünya şampiyonu olmuş son senesinde inanılmaz bir sezon çıkartan Vettel yaşlı kurt Webber'e karşı çok iyi bir sezon geçirmedi. Webber Abu Dhabi'de kötü bir yarış geçirse de son üç yarışın ikisinde cumartesileri Vettel'i geçti, hatta Hindistan'da da geçmesi içten bile değildi. Vettel'in 2011'deki performansı mı EBD ile çok bağlantılıydı yoksa Webber geçen seneki pası mı üzerinden attı ? Muhtemelen ikisi de etkili olmuştur. Ne olursa olsun 2010'da son yarışta müthiş şekilde şampiyon olmuş -şampiyonluğu kaybetmenin Webber'in 2011 performansında etkili olduğu hep düşünmüşümdür- diğer yılda adeta ezip geçtiğiniz takım arkadaşına karşın tek turda beklenilenin altında kalıyorsunuz. Nedek tek tur peki, Vettel'in en büyük esprisi tek tur çünkü. Geriden gelip yükselmek hızlı bir aracınız olduğunda o kadar zor değil amma öndekilerin kazasıyla amma şansla amma DRS ile bir şeyler yapabilirsiniz. Vettel üzerinde dönen tartışmaların da kolayca biteceği benzemiyor, en iyisi zamana bırakmak.

Senna '93 Avustralya

Sezonun son iki yarışı Amerika kıtasında olacak, biri yeni olmasıyla diğeri de iklimi dolayısıyla sürprizlere açık yarışlar. Özellikle takvime yeni girip şampiyonanın kaderini değiştiren yakın zamanda Singapur 2008 ve Kore 2010 örnekleri var. Şampiyonluk savaşının son yarışlara kalması sadece bizi değil Bernie'yi de sevindirecektir. Çünkü yarışların Amerika kıtasında olması dolayısıyla yarışlar Türkiye'de saat 8'de, Avrupa'da 6 ya da 7'de yayınlanacak. Yani televizyonların en çok izlendiği vakit prime time'a yakın. Daha fazla heyecan, daha fazla seyirci ve daha fazla para. Ayrıca Sezonun son yarışlarını akşam izlemek ayrı bir cazibe. Son demişken bakalım Hamilton McLaren'deki son yarışında Senna'nın 93'de yaptığını yapabilecek mi, 1993'ün Avustralyası'nda Ron kazan demişti -F1Racing'in bir sayısında anlatılıyor- Senna'ya, o da patronun kırmamış, kazanmıştı. Adelaide 93 Senna'nın son zaferi olmuştu aynı zamanda...Ha bu arada Charlie o akşam yemeğinde ne yedi acaba ?..










30 Ekim 2012 Salı

Michael Schumacher ve Lance Armstrong

İkisin de efsaneydi, ikisinin de yedi şampiyonluğu vardı, ikisi de emekli oldu ve ikisi de geri döndü : Michael Schumacher ve Lance Armstrong. Kimilerine göre ikisi de kariyerlerini zedeledi. Bu satırlar  belki Lance Amstrong'un doping davasından önce yazılsaydı mantıklı olabilirdi, şimdi ise asla.

Michael Schumacher 2006 yılında 7 şampiyonluk, 91 galibiyet ve ardında sayısız rekorla emekli olurken, Lance de 2005 yılında Fransa Bisiklet Turu'nda 7. şampiyonluğunu kazanıp emekliliğini açıkladı. İkisi de üç sezonun ardından, Lance 2009'da, Schumi 2010'da kendi çöplüklerine geri döndü. İkisi de ikinci kariyerlerine başarılı olamadı, devrin hızlı elemanlarına geçildi. İkisi de karizmalarını çizdirdi birçoğuna göre.

Japonya 2006

Neyse artık, son günlerde cümle alem Lance Armstrong'un doping yaptığını ve bunun için arkadaşlarını da zorladığını öğrendi, şu an dünyanın en dibindeki insan kesinlikle Lance Amstrong'dur. Neyse ki ben şanslıyım, zamanında Amstrong'u ancak haberlerden takip ettim, müthiş! tırmanışlarından hiçbirini izlemedim.

Bisiklet denilince akla ilk gelen Fransa Bisiklet Turu olmasına rağmen aslında İspanya ve İtalya Bisiklet turuyla beraber üç büyük tur var. Armstrong Amerikalıların sadece Fransa Turu'yla ilgilendiği için sadece Fransa'da yarıştı. Benim gözümde asıl sporcu bu üç büyük turda da yarışmalı, hepsinde kendini göstermeli.

şu resme uzun uzuun bakarım hep...

Schumi'nin niye döndüğü ise Behzat Ç.'nin Ç'si gibi hep bir bilinmez olarak kaldı. Çok kafa yordum üzerine, sonra baktım olmuyor, akışına bıraktım. Yine de kafasında Hamilton, Vettel gibi yeni nesil pilotlara kafa tutmak vardı, en azından bir köşesinde.

İyi ki döndü, azmi, mücadelesi, savunmalarıyla onu izleyemeyenlere yeni bir fırsat sundu. Nasıl 7 şampiyonluğu kazandığını Formula 1'i takip etmeyenlere anlatamadıysak şimdi de niye 'kaybettiğini' anlatamıyoruz, onu dert etmeye gerek yok. 2012 performansıyla kaybetmediğini gösterdi de.



Seveni kadar sevmeyeni de çoktu Schumi'nin. Yıllarca domine etmesinden özellikle. Ben dahil birçok ona gıcık kapan Formula 1 izleyicileri artık onu sevmeye başladılar, bizler için Michael Schumacher'den Schumi'ye evrildi.



Kendisi çok güzel özetledi, ikinci kariyerimde kaybetmeyi öğrendim dedi Alman. İkinci kariyerinde birçok kazaya karıştı, cezalar aldı. Aracın hızı bu deyip pes etmedi, yol vermedi ama üzerine bir de DRS eklenince arkasındaki hızlı pilotlara direnemedi. Kötü bir zamanda dönmüştü Formula 1'e. İlk kariyerinin aksine hep yanlış zamanda hep yanlış yerdeydi.

Bu ikilinin deli gibi bir yağmurda kapışmasını izlemek güzel olurdu..

Lance Armstrong sadece bisiklete değil, spora karşı yapabilecek en kötü şeyi yaptı. Arkasında inancını yitirmiş birçok sporsever bıraktı. Kanserle savaşla ve spor için bir efsaneydi, bir sporcudan daha fazlasıydı. Şimdi ne yapıyor, basına bir açıklama yapacak mı, ortalıkta görünecek mi..Sanırım bundan sonra para kazanabileceği tek şey kitap yazmak olur.



Michael ise 2000'li yıllarda birçok pilotun deneyemeyeceği, denemiyeceği, hele hele böyle bir kariyere sahipken aklına bile getirmeyeceği bir işe girişerek birçok kişinin gönlünü kazandı. 155 podyum kazanan bir pilottan bahsediyoruz, birçok F1 pilotu bu kadar yarışı bile göremezken.. Eskiden birçok kişi onun başarılarına saygı duyuyordu, şimdi onu seviyor da. Bu önemli bir fark, kolay kolay kazanılabilecek bir fark da değil. Sayısal ayrıntılara girmeye gerek yok, dediğim gibi önceki başarıları nasıl insanlara anlatılamadıysa özellikle 2012'deki başarılı performansı da anlatılamayacak.

Schumacher ve Armstrong'un aynı yazıda ele almak yadırganabilir, lakin onları bir araya getiren kader oldu sanırım.

Lance ve Schumi, Monaco 2006


UCI(Uluslaraası Bisiklet Birliği) Başkanı Lance Armstrong için unutulmayı hak ediyor demişti. Schumacher içinse tam tersi, her zaman hatırlanmayı hak ediyor, edecek. Yazımızı artık sadece NBA için değil bütün sporlar için klasikleşen Rudy Tomjanoviç'in sözüyle bitirelim : ' Bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın.'

7 Tour de France....






21 Ekim 2012 Pazar

Renault Motorlarının İlkleri

Mark Webber geçen hafta Kore'de Renault motorlarına 200. polünü kazandırdı. Böylece haftasonu boyunca Q3'in son turu hariç yavaş kaldığı Vettel'i geçerek tarihe geçti. Bugüne kadar birçok ünlü pilot ilk pollerini Renault ile kazandı. Kaderin cilvesi 34 pol kazanan Vettel de ilk polünü Ferrari motoru ile geri kalan 33 polünü Red Bull ile kazanmış. Aynı şekilde kariyerlerine Renault motorlarıyla başlayan  Schumacher (94 sezonunu saymazsak) ve Alonso sonradan Ferrari'ye geçmiş. Toplam 11 şampiyonluk kazanmış bu üç ismin kariyerleri birbirlerine fena halde benziyor. Renaultculara karşı Mercedesciler cehpesinde ise Hamilton yalnız. Kariyerindeki bütün başarıları Mercedes motorları ile kazanan Hamilton ilginçtir ki Mercedes'in asıl takımında bu başaraları yakalamamayası kimseyi şaşırtmayabilir. Neyse konumuz Renault, bu arada yazı hemen hemen Renault'un facebook sayfasında gördüğüm resimleri toparlamaktan ibaret, yani fikir tamamen onlara ait. İşte Renault motorlarıyla ilk pollerini kazanan pilotlar :

Jean-Pierre Jabouille / 1979 Güney Afrika GP

77'nin sonlarında F1'e katılan Renault çalışmalarının meyvelerini 79'un üçüncü yarışında, Afrika'nın ucu Güney Afrika'da almış, bu aynı zamanda hem Jabouille'nin ve turboşarjlı motorların ilk polü olmuştu.








Alain Prost / 1981 Almanya GP

Prost Renault'a geçerek Arnoux-Prost-Renault Fransız milli takımını oluşturuyor, ilk polünü de 81 yılında Hockenheim'da alıyordu. İçimde ukde kalan başka bir birliktelik. Mutlu başlayan hikaye 83'ün tartışmalı son yarışında Prost'un Piquet'e kaybedişiyle bitiyordu. Hikaye 2010'da Alman milli takımını oluşturan Mercedes'i ne kadar da hatırlatıyor..




Nigel Mansell / 1984 USA GP

Mansell Team Lotus'la ilk polünü Detroit sokaklarında kazanıyor. Yarış dışı kalan İngiliz aracını itmeye çalışırken fazla zorlayınca bayılıyor.











Ayrton Senna / 1985 Portekiz GP

Senna da ilklerini Renault'la yaşadı. Çıktığı son yarışta da Renault motoru kullanıyordu...Aynı zamanda yağmurlu geçen Portekiz yarışı Senna'nın ilk galibiyeti oluyordu.









Damon Hill / 1993 Fransa GP

Hill Williams'a geldiği ilk yılda takım arkadaşı Prost'un evinde ilk pol pozisyonunu kazanıyor.












David Coulthard / 1995 Arjantin GP

Yağmurlu geçen sıralama turlarında İskoç pilot ilk polünü kazanıyor.












Jacques Villeneuve / 1996 Avustralya GP

Jacques daha ilk yarışında polü kazanmayı başarıyor, tarihte bunu yapan Carlos Reutemann ve Mario Andretti'den sonra üçüncü isim oluyor.










Heinz-Herald Frentzen / 1997 Monaco GP

Hill'in ayrılmasından sonra takıma katılan Frentzen ilk polünü Monte Carlo caddelerinde kazanıyor. Sezon boyunca Villeneuve'nin gerisinde kalan Frentzen ilk galibiyetini ise 99'da Jordan'da kazanıyor.










Fernando Alonso / 2003 Malezya GP

Renault'a geçtikten sonra ikinci yarışında polü kazanan genç İspanyol, ilk podyumunu da burada kazanıyor. Alonso yarışı üçüncü bitirirken Raikkonen ilk galibiyetini alıyordu.









Jarno Trulli / 2004 Monaco GP

2004'ün en ilginç yarışında Renault ilk çizgiyi kapatırken, yarışta Alonso yarış dışı kalıyor, Trulli ilk polünü ve tek galibiyetini yılın en prestijli yarışında alıyor.










Red Bull Renault / 2009 Çin Gp

Vettel kendisinin olmasa da Red Bull'un ilk polünü Çin'de kazanıyor.













Mark Webber / 2009 Almanya GP

Avustralyalı bütün pollerini ve galibiyetlerini Renault motorlu Red Bull ile kazandı, ilklerini de Nürburgring'de yaşadı.










Pastor Maldonado / 2012 İspanya GP

2012'nin olay adamlarından Maldonado harika bir performans gösterdiği İspanya'da Hamilton'a gelen ceza ardından polü kazandı ve ilk galibiyetini de almayı bildi.










Renault F1'i seven markalardan biri. 2009 yılında krizle bebaber patlak veren Singapur faciasıyla F1'den çıkmak için diğerlerinden daha iyi bahanesi olmasına rağmen F1'e destek vermeye devam etti. Şimdi Renault F1 Team olarak olmasa da tam 4 takıma motor sağlayarak F1'in içinde etkinliğini devam ettiriyor. Ayrıca Enstone'un geçmişi de hayli başarılı. Mercedes'in başaramadığı bir ortamları var. Eğer Enstone'un Woking ve Maranello kadar bütçesi olabilse her yıl onlarla savaşabilecek bir gelenekleri var. Bu yılki Lotus'un başarısının altında da biraz bu gelenek yatıyor. F1 parayla dönen bir spor olmasına rağmen paranın başarıyı garanti etmediği nadir sporlardan biri. Ayrıca Renault F1'deki rakipleri Ferrari, McLaren ve Mercedes'e göre daha geniş bir tüketici kitlesine hitap ediyor, daha bir orta sınıf yani. Asıl rakipleri Honda, Toyota, Volkswagen F1'de yokken onlar hala var. Turbo motorlarda iyi geçmişi olan Renault eğer dayanıklılık sorunları yaşamazsa Ferrari motorunu yenebilir. Tabii ki elde hiçbir veri yokken bu sadece basit bir tahmin, 2014'de neler yaşanacak, Mercedes veya başka markalar neler yapabilecek bilmiyoruz. Yine de Renault motorlarının yarışın içinde olacağı kesin. Diğerlerinin de gelmesi dileğiyle, fırsat bulurlarsa özellikle Toyota ve Honda'nın bir şekilde F1'e döneceğini düşünüyorum, umut ediyorum...

17 Ekim 2012 Çarşamba

Uzak Doğu Seferi : 2012 Japonya ve Kore GP'leri

Belçika   : 0.819 sn
İtalya      : 0.792 sn
Singapur : 0.543 sn
Japonya  : -0.451 sn
Kore       : -0.227 sn

Formula 1'in ilginç sezonu devam ediyor. Red Bull iki aracıyla birden Q3'e kalmakta zorlanırken şu an ilk çizgiyi zorlanmadan ele geçiriyor. Yukarıdaki farklar polle RBR'nin sıralamalada daha öndeki pilotla olan farkı. Kendilerine has D-DRS kullanmalarından bu yana grafik direkt olarak yön değiştiriyor. Singapur'daki fark da Hamilton'ın muhteşem turu ve Vettel'in kötü turu yüzünden fazla gözüküyor, yoksa orda da fark 0.2-0.3 sn. dolaylarındaydı. Vettel'in Kore'de S2'de 0.2 sn kaybettiğini düşünürsek yine Japonya'dakine benzer bir fark oluştuğunu görürüz. En azından 0.7 sn kazandırdığı 'gözüken' D-DRS'nin RBR, McLaren ve diğerleri tarafından çok büyük bir fark yaratmadığı söylenen bir sistem. Nerden geldi bu kadar fark, sanırım bu sezonda kimin nasıl öne geçtiği veya geride kaldığı pek fazla sorgulanmıyor, en azından ben çıkamadım bu işin içinden, sağa sola bakıyorum yok.

Koymazsam ölürüm...


İlk dört virajı harika geçen Kore'de yarışın diğer %99.9'lık kısmı yavan geçti. Yine de ilk turda uzun düzlükte mücadeleleri izlemek büyük keyifti. Kobayashi Button ve Rosberg'i biçerek ikisinin de yarış dışı kalmasına sebep oldu. Bu seneki kazalar gerçekten bazen taraftarlara komik bile geliyordur. Rahatlıkla önlenebilecek, basit frenaj hatalarıyla başkalarının yarışları mahvoluyor. Bu seviyede böyle hatalar, garip. Son birkaç yarıştır temiz olan Maldonado'ya insan hak vermeye başlıyor, en azından onun kazaları pozisyon savaşında oluyor.

Hulkenberg'in ve Massa'nın artan formu ise başka göze çarpan yanlardı Uzak Doğu'nun. Massa 2013 koltuğunu garantilerken 2014 için ikilinin performansları kritik olacak. McLaren'in düşen formu da yine gözlerden kaçmadı. Uzun düzlüklü, hızlı virajlı, yavaş virajlı kombinasyonlarıyla benzer Tilke pistleri Japonya gibi pistlere nazaran takımları birbirine biraz daha yaklaştırıyor. Kalan 4 yarışın heyecanlı geçmesi için ufak bir umut sadece. Kalan yarışlarda herhangi bir takım yine ön plana çıkabilir, McLaren bunun için yine en büyük aday sanki, bu yıl bunu başarabilecek kapasiteleri olan Red Bull'la beraber tek takım gibiler araçları itibariyle. Diğer duyum da Hindistan'a Ferrari'nin büyük bir paket getireceği. Artık cumartesiler pazarlardan daha önemli olduğu bir zaman dilimine giriyoruz sanki. Bir de şampiyona gerilim yeterli düzeyde değil, en azından 2010'a göre.