17 Şubat 2011 Perşembe

2010'da Ne Oldu ?

( turkiyef1.com'dan, Abu Dhabi'deki düğümü çözen olayların başlangıcı )


'Kuru' bir tabirle Redbull Racing tüm yıla damgasını vurdu denilebilir ilk başta bu soruya. Bu sezon yarışlarda genellikle ilk çizgide bu lacivert araçları görsek de diğerlerinin hakkını vererek bu 'damga'yı anlatmak gerek. Yine 'kuru' tabirle devam edersek 2010 sezonunu kabataslak giriş gelişme ve sonucunu anlatmaya başlayalım.





Sezon önceleri ulusal basınımızda televizyon, gazetelerde çıkan haberler dışında özel olarak F1'i takip etmezdim. 2010'un başında da böyle olmuştu, sadece Micheal Schumacher'in pistlere geri dönüşü ve Jenson Button'un Mclaren'e geçişi beni biraz heyecanlandırmıştı (Alonso, Kubica gibi diğer önemli transfer haberlerinden önceden haberimiz olmuştu). Sanırım ilginç bir sezon bizi bekliyordu ve her sezonun başında olduğu gibi bilinmeyenlerin çokluğu. Vettel'in ilk polü almasıyla sezon da benim için başladı. İlk yarış sonunda ise acaba sezonu Ferrari mi domine edecek soruları başlamıştı herkes için. Button'un Avustralya'daki harika galibiyeti ve RedBull'ların Malezya'daki sessiz galibiyeti ile taşlar biraz yerine oturdu.





Artık sıralama belli olmaya başlamıştı, en azından kim en hızlı biliyorduk. En hızlı Redbull'un arkasından yarıştan yarışa Ferrari-Mclaren olacaktı, arkalarından da Mercedes ve Renault'un altın çocuğu Kubica. Çin'deki harika yarış Mclaren'in dublesiyle biterken, Avrupa sezonu öncesi önemli bir özgüven sağladı. Ardından İspanya ve Monaco'daki yanına yaklaşılamaz olan Webber'in galibiyetleriyle tekrar Redbull'un sezonu domine etmesi endişeleri sardı. Bence Türkiye'deki malum olayla bu şansı teptiler. Çünkü bu yarışın kazanılması kritik bir eşik olup hafiften de olsa puan sıralamasındaki tabloyla beraber gerçekten RedBull alıp başını gitme şansını elde edecekti. İlginçtir Webber Monaco'dan itibaren puan olarak Vettel'in önüne geçip son yarışa bu yerini korudu. Art arda gelen iki Mclaren galibiyeti ile bu sefer sezona Redbull-Mclaren soruları sorulmaya başlandı. Fakat bu tahmin de yanlış çıktı çünkü bütün bunlar olup biterken Ferrari de boş durmuyordu ve sezonun iki büyük icadı egzoz beslemeli difüzör ile F-kanal'ı F10'a adapte etmeye çalışıyorlardı. Birkaç yarış geç de olsa bu uğraşların sonucunu aldı Ferrari. Valencia'da Webber'in kazası ve Vettel'in galibiyeti, Silverstone'da Vettel'in ilk turda son sıraya kadar düşmesinin sonucunda Webber'in 3.galibiyeti. Bu iki yarışta Ferrari'nin başına gelen binbir bela ile sezon ortasında RedBull'un 5 Mclaren'in 4 Ferrari'in 1 galibiyeti vardı. Tablo daha netleşmişti aslında ama Silverstone'da Mclaren'in Ferrari'den yavaş kaldığı gözüküyordu. Gerçekten öyle olduğunu çok net biçimde Hockenheim'de gördü Mclaren taraftarları ve F1 camiası. Başa güreşirken birden en hızlı üçüncü araç konumuna düşmüşlerdi. Bu konumdayken şampiyonluğu kovalayabilecek miydi griler, kovaladı kovalamasına ama başarıya ulaşması gerçekten zordu (Zaten 9.yarış Avrupa Gp'de iki pilotla podyuma çıktıktan sonra 19.yarış Abu Dhabi'ye kadar bu başarıyı tekrarlayamadılar). Kanada'dan sonra hızlanan Ferrari ise sezonun diğer bölümünde Alonso ile tam dört galibiyet aldı. Redbull da en hızlı araç ünvanını Monza hariç korudu.





Sezonun diğer kısmı nasıl mı başlıyor ? Tabiyki Hockenheim'daki takım emirleriyle. Sezon içi gelişimde genellikle Mclaren'in gerisinde kalan Ferrari ise bu sefer önemli bir yol kat ederek Hockenheim'da RedBull'u zorlayacak kıvama gelmişti. Mclaren ise bu yarışta muhtemel 5. ve 6. adayları gibi durmaya başlamışlardı. Aslında Mclaren'in 4 galibiyetine ve diğer puanlarına baktığımızda oldukça iyi bir pilotaj ve pit duvarı kararlarını görürüz. Çoğu zaman ellerindekinden fazlasını çıkarmayı başarmışlardır ve bu 4 galibiyete baktığımızda bu yarışların hepsini rakiplerden birisi kazanmış olsaydı çok da şaşırmazdık. Almanya'ya dönecek olursak, Vettel'in yine üstün sıralama turları performansıyla 0.002 sn farkla da olsa polü almayı başardı ama -deyim ağır da olsa bu duruma karşı- bir çuval inciri berbat etti. Bu noktada genel kanının aksine Alonso'nun sıralamalarda Massa'dan üstün olsa da Çin'deki ve Kanada'daki Massa aleyhine gelişen olaylar olmasa puan olarak çok yakın olabilirlerdi. Takımın tüm desteğini alıp adeta takımla bütünleşen Alonso'nun farklılaşması da gözle görülür oluyor. Bundan sonra Alonso ve Ferrari'nin yükselişini ve Mclaren'in düşüşünü görüyoruz. Açıkça en hızlı üçüncü araç olan Mclaren'in Macaristan'da bir de dayanıklılık problemleri oluşunca meydan tamamen Redbull ve Ferrari'ye kalıyor. Webber de sahneye çıkıp şimdiden 4.galibiyetini alarak sezonun son bölümüne en şanslı aday olarak giriyor.



Spa'da grilerin dönüşü ve Vettel-Hamilton ve Button'un puansız geçen yarışları ile son bölümde Webber-Hamilton çekişmesi mi izleyeceğiz derken ip yine kopmuyor ve son 5 yarışa 5 iddaalı şampiyonluk adayıyla giriyoruz. Alonso'nun İtalya ve özellikle Singapur'daki kusursuz sürüşü ve Hamilton'un sanki ona inat bu iki yarıştaki kazasının üzerine bir de Japonya'daki şanssızlıklarından sonra son üç yarışa Redbull-Alonso çekişmesi ile giriyoruz. Kore'de rakiplerinin hatasını çok iyi değerlendiren Alonso'nun galibiyeti ve Vettel Webber'e Interlagos'da yol vermeli mi diye konuşurken son yarışa ciddi manada 3 puan olarak 4 şampiyonluk adayıyla giriyoruz. Abu Dhabi'de sezonun en acemi pilotu Petrov'un 40 tur Alonso'yu arkasında tutması ve son yarışlardaki gelişimin meyvesini atı alanın Üsküdar'ı geçtikten sonra almasıyla McLaren'in de yardımlarıyla Vettel yarışı kazanarak tarihin en genç şampiyonu oluyor.

Oldukça 'kaba' bu sezon özetinin ayrıntılarını sonraya bırakarak sezonun 'en'leri ile yazıya noktayı koyalım. Çünkü böyle bir özet hem tek tek bütün takımlara ve pilotlara ayıptır.

Sezonun en iyi takımı : Red Bull Racing
Sezonun en iyi sürücüleri : Vettel, Kubica, Alonso, Hamilton
Sezonun en iyi çıkış yapan sürücüsü : Mark Webber
Sezonun en iyi çaylağı : Nico Hulkenberg (Kamui Kobayashi)
Sezonun en takım patronu : Martin Whitmarsh
Sezonun en büyük hayal kırıklıklığı : Micheal Schumacher
Sezonun sürprizi : Reanult F1 Team
Sezonun sempatiği : Lotus Racing
Sezonun çılgını : Kamui Kobayashi
Sezonun en sessizi : Di Grassi
Sezonun en iyi yarışları : Çin, Türkiye, Kanada, Kore, Abu Dhabi
Sezonun en sıkıcı yarışları : Bahreyn, Valencia
Sezonun en istikrarlısı : Rosberg, Kubica
Sezonun kötüleri : Liuzzi, Petrov, Di Grassi
Sezonun durağanları : Buemi, De La Rosa
Sezonun en iyi pit duvarı : Mclaren Mercedes
Sezonun en iyi gelişenleri : Ferrari, Williams, Sauber
Sezonun en sansasyonel olayları : Türkiye'de RedBull'ların kazası, Hockenheim'deki takım emirleri
Sezonun en kötüsü : Kore Gp'sinin son anda yetişmesi
Sezonun en iyi taktiği : Button'un Avustralya'daki kuru zemin lastiğine erkenden geçerek yarışı kazanması
Sezonun en kötü taktiği : Abu Dhabi'de Alonso'nun erken pite çağrılması
Sezonun en iyi sürüşleri : Button(Avustralya), Webber (Monaco), Hamilton (Spa), Alonso (Singapur)
Sezonun en iyi sıralama performansı : Alonso (Singapur), Vettel (Hockenheim, Abu Dhabi)
Sezonun en iyi yükselişi : Hamilton (Malezya), Kobayashi (Japonya)
Sezonun en iyi startı : Massa (Avustralya)
Sezonun en iyi geçişleri : Barrichello (Macaristan), Hamilton'un Avustralya ve Çin'deki geçişleri, Kobayashi'nin Valencia ve Japonya'daki geçişleri
Sezonun en tehlikeli kazası : Webber (Valencia)


Ayrıca Fom'un her yarışın ardından çok güzel yarış özetleri(klip) oluyor. Biz de Abu Dhabi'deki Fom'un hazırladığı bu klibin linkini aşağıya koyalım dedik.