26 Ocak 2013 Cumartesi

McLaren ve Mercedes'de Takım İçi Mücadeleler ve Sonrası

2013 sezonuna dair en merak edilen takım içi çekişme kuşkusuz Mercedes'de olacak. Mücadelenin sonucuyla Hamilton'dan çok Rosberg'in nasıl bir pilot olduğu belli olacak. Diğer yandan Hamilton'ın gittiği günden beri takımda liderliğini ilan eden Jenson Button'la Sergio Perez'in mücadelesi de ilginç olacak. Yazıya giriş yapmadan önce ilginç bir 'motor' istatistiği verelim. Felipe Massa ve Lewis Hamilton uzun kariyerlerinde aynı motoru kullanan iki pilot olacak. Massa Sauber kariyerinde de Ferrari motoru kullanırken, Hamilton da McLaren'den ayrılmasına rağmen Mercedes motorları kullanmaya devam edecek. Daha kısa kariyerlilerden Petrov 3 yıldır Renault, Di Resta da 2 yıldır Mercedes kullanan isimlerden. Vergne'i de saymazsak bu dört isim kariyerlerinde hep aynı motoru kullandılar.

Selef ve Halef

Jenson Button 2009'daki şampiyonluğundan sonra belki en iyi şansı 2013'de elde edecek. Perez Button'a karşılık verse dahi takıma alışma süresinde Button'ın gerisinde kalması muhtemel. Perez'in 37 yarış startına karşılık Button gridde 200'ün üzerinde yarışa çıkan tek pilot. Aradaki büyük tecrübe farkı ve Button'ın takımdaki 4. yılı olmasıyla Perez'in Button seviyesine gelmesi 1 yılı alabilir. Perez'in McLaren'e güven vermesi için Kovalainen'in düştüğü hatalara düşmemesi gerekiyor. Nasıl mı, Kovalainen 2008'in son yarışlarında; mesela Çin'de Massa'nın önünde bitirebilseydi son yarışa hiçbir aksiyon kalmazdı. Hamilton o yıl Fin pilottan hiç destek göremedi. Kimse Kovalainen'den Hamilton'ı geçmesini beklemiyordu fakat biraz olsun yardım etmeliydi. Perez sene başı biraz savsaklayıp sonra durumu düzeltip Button'ın olası şampiyonluk savaşında yardım edebilirse gelecek için umut vaat edebilir. Genç pilotlar için bazen sonuçlardan çok gelişim önemli oluyor.

Nico Rosberg'in Lewis Hamilton'la savaşında en büyük kozu tek turu olacak, olmalı. Rosberg tek turda hızlı bir pilot, Hamilton'ı Button'dan daha fazla zorlayacaktır. Hamilton'ın Button'la yarış içerisindeki mücadeleleri olabilecek en centilmen mücadeleydi belki Formula 1'de. Rosberg'in 7 yıllık kariyerinde ise hem aptalca hatalar yapmadı hem de fazlasıyla sertti. Hatta özellikle Schumi, Massa ve Rosberg savunma yaparken gridin en sert üçlüsü olabilir. Mesela Alonso iyi savunma yapar ama bir noktadan sonra rakibine yol verir. Rakibe yol verme konusunda bu üçlünün limitleri biraz yüksek. Özetle Hamilton ve Rosberg yarışta yanyana geldiklerinde haşin mücadeleler izleyebiliriz. Button'ın McLaren'de olduğu gibi Rosberg Hamilton'a göre takımı ve aracı tanıma avantajıyla sezona başlayacak. Hamilton araçla ilgili mızmızlanmayı sevse de aracın suyunu çıkarmayı iyi bilir. Zaten Alonso'nun 2007'de Button'ın üç senedir Hamilton'a karşı yaşadığı sıkıntı tek turdu.


Zor bulunur..

Perez için tahminler olumsuz olsa da yaşı itibariyle büyük bir avantaja sahip. Button'ın sözleşmesinin 2014'de biteceği söyleniyor, muhtemelen Perez'le de 2 yıllık bir anlaşma yapılmıştır. Eğer Perez Button'la denk bir performans tutturursa İngiliz takım Button'a senle 5 yıl yarıştık, bak yaşın da geldi diyerek veda edebilir. Button-Perez ikilisi başarılı olsa bile 2 yıldan fazla birarada bulunmaları pek olası gözükmüyor. Çünkü McLaren'in rakiplerindeki ikililer oldukça iyi. Button cephesinde ise 2013 sezonu ise bulunmaz kaftan. Takımda lider pozisyonda, istediği gibi takımı etrafında toplamışa benziyor, yeni araçta en çok onun fikirleri alınmıştır. McLaren'in 2012'deki hızını bu seneye de taşıması oldukça mümkün. Görece kolay kazandığı 2009 şampiyonluğunun yanına 2013'ü eklemesi daha değerli olacaktır. MP4-28 hızlı olsa dahi 2009'a kıyasla Button kurtlar vadisinde olacak, bir yanda daha 25 yaşındaki  üçlemeci, diğer yanda Alonso, Raikkonen, Hamilton ve diğerleri. Üstelik Button 2013'de zayıf yanı tek turda çok daha az dezavantajlı olacak. Gridin tek turdaki en hızlısının tehlikeli olması çok zor, Alonso ile mücadele edebilir, sadece Vettel'den bariz zayıf gibi. Gerçi Vettel'in de Webber'e karşı 2012'de cumartesileri sadece 11-9 önde olduğunu biliyoruz. Raikkonen de tek turunu iyileştirecektir ama ne kadar. Takım arkadaşı Perez ise Pirelli ile beraber yumuşak bir sürüş stiline sahip olduğu inanılıyor ama ben Sauber aracının yapısından dolayı Perez'in kendini araca uydurduğuna inananlardanım Perez çaylak olmasına rağmen 2011'de geçen sezona oranla daha iyi cumartesi performansı vardı. Belki de Perez tek turda sanıldığı kadar kötü değildir.



Rosberg'in iyi bir araçla şampiyon olacağına dair pek kimsenin kuşkusu yok. Alonso'nun 2005'de veya Button'ın 2009'daki bir ortama sahip olursa şampiyon olacaktır fakat asıl mesele Alonso'nun 2006'da yaptıklarını yapabilecek mi Rosberg. Diğer bir deyişle top class denilen Alo-Ham-Rai-Vet dörtlüsünün seviyesine erişebilecek mi ? Rosberg ile Schumi arasından geçen üç yılın ardından birçok tartışma kaldı. Rosberg gerçekten hızlı mıydı yoksa Schumi'nin yaşı mı Rosberg'i hızlı gösterdi. Kesin olan bir şey var ki Rosberg'in bu mücadeleden güçlü çıktığı. Geen üç yılın ardından takım içi gerginliğe alışmış bir Rosberg var. Hamilton ile mücadele etmek zor olacaktır ve muhtemelen Rosberg buna hazır. 2010'da takım kurulurken her ne kadar Schumi getirilse de takımın geleceği Rosberg'di. Şimdi Rosberg'in neredeyse 4 katı para kazanacak olan Hamilton getirildi. Brawn veya Lauda Alaman pilota durumu açıkladıysa da Rosberg'in de bir hayal kırıklığı yaşadığı mıhtemel. Şu ana kadar Hamilton o kadar çok konuşuldu ki gariban Rosberg'ı herkes unutmuş durumda. 2014 veya sonrası için bir sallamam da Rosberg'in başka bir takıma geçeceği. Eğer Rosberg bu sene iyi iş çıkartırsa McLaren veya Webber sonrası Red Bull'a düşünülebilir. 2013'de Rosberg Hamilton'la denk veya daha iyi performans gösterirse takım arkadaşı 30-40 milyon euro alırken o hala 10 kağıt mı alacak. Buradan huzursuzluk çıkması muhtemel fakat Rosberg rengini hiç belli etmedi şu ana kadar. Hamilton'la ilgili sorulara tipik F1 pilotu cevapları verdi.

Ron'un defterinde Vettel yazılı mı ?

McLaren'de Perez-Button ve Mercedes'de Hamilton-Rosberg mücadelesinde bütün kartları ortaya döktük sanırım. 2013 akabinde 2014 performansları Perez ve Rosberg için çok belirleyici olacağını da söyleyelim. Ufaktan değinmek gerekirse Alonso sonrası Ferrari için şimdiden planlamaların yapılması gerekiyor. Ferrari sürekli Vettel'i düşünmüyoruz dese de kararlarını vermeli. Bu yılın sonunda hiç adı geçmese de transferde her daim hızlı olan McLaren Vettel'i 2015 ve sonrası için kapabilir. Massa, Webber, Raikkonen, Button ve Alonso artık gridin yaşlıları, gelecek Vettel ve Hamilton öncelikli olmak üzere Hulkenberg, Maldonado ve Grosjean gibi yetenekli pilotlar tarafından yazılacaktır. Ferrari de her zaman güçlü bir pilot yanına yardımcı bir pilot taktiğiyle yarıştığı için ya Alonso'nun yanında Hulkenberg veya başka birini yetiştirecek ya da bundan vazgeçecekler. Lotus ve Mercedes'in şampiyonluk kazanacak bir takım haline gelip gelmeyecekleri, Red Bull'un bu performansı ne kadar sürdürebileceği gibi birçok bilinmez var de ortada. Yine de pist dışında Vettel'i kapmak uğruna McLaren-Ferrari savaşı görebiliriz. Bunlar için varsayım tabii ki Vettel'in Hamilton gibi yeni maceralara atılma isteği olması. Vettel de Red Bull da sürekli 2014 için konuştular. Peki ya sonrası ? Asıl soru da bu zaten.


20 Ocak 2013 Pazar

Hızlı Alamanlar

1994 sezonunda Formula 1 45. yılına girerken hiçbir bir Alman pilotun şampiyonluğu görülmemişti. Yakın zamanda parlayan veya şampiyonluğu zorlayan bir pilot yoktu (Piquet-Senna-Prost-Mansell nesli). Schumacher 1991 yılında F1'e giriş yaptıktan sonra birçok şey değişti. Ardından diğer önemli yetenek Sebastian Vettel. F1'in son 20 yılındaki şampiyonlukların yarısı 7 Schumacher ve 3 Vettel olmak üzere Alamanlardan geldi. Fakat bu yazıda ikisinin adı bir daha anılmayacak. 2010 ve 2011 yılında bi ara 7'ye ulaşan Alamanların sayısı dikkatleri çekince acaba Alamanların bu nesli 'altın nesil' olarak adlandıralabilecek mi ? Yoksa Vettel'in şampiyonlukları bu isimleri gölgeleyecek mi. İtalyanların gridde pilotu yokken Alamanlar 2013'de 4 isimle yer bulacaklar hatta F1 bu kadar sponsorlara bağımlı olmasa Heidfeld ve Sutil de rahatça koltuk bulabilirdi. Bu listeye Frentzen ve Ralf Schumacher'i de ekleyerek son 10 yılda biraz da gözden kaçan Alaman pilotların listesini yapalım dedik. Bu isimlerin ortak noktası iyi kötü kendini ispat edebilmiş, iyi bir araçla şampiyon olabilecek isimler. Bu kalitede bir jenerasyon çıkarmak akla futboldaki bir altyapı mı var dedirtiyor, belki de bir numaraları vardır.

1. Heinz-Harald Frentzen


99 Monza

Frentzen birçok kişi için 1999 sezonundaki muhteşem performansıyla anılır. 3 galibiyeti vardır, biri Williams'la diğer ikisi 99'da Jordan'ladır. O sezon klasmanda üçüncü olmuştur. 97'de elindeki tek şampiyonluk şansı varken Jacques Villeneuve'in net bir şekilde arkasında kalmıştır. Eğer Formula 1'de doping olsaydı insanlar Villeneuve'ın bu iki seneki performansını dopinge bağlayabilirdi, her ne kadar aracı çok olsa da. Alaman, Schumacher'in şampiyonadan ihraç edilmesiyle sezonu ikinci tamamlamıştır. Frentzen'in 1994 sezonunda başladığı Sauber'de başladığı kariyeri 2003 yılında yine Sauber'de sonlanmıştır. 2002 yılındaki nispeten kötü performansının dışında aracın potansiyeline göre iyi iş çıkarmıştır.

2. Ralf Schumacher



Abisinden 6 yaş küçük olan Ralf'in Formula 1'e girişi 1997 yılında oluyor. Jordan'da kariyerine başlayan Ralf 1999 yılında Williams'a geçiyor ve efsane takımda asıl performansına kavuşuyor. İlk yılında takımın topladığı 35 puandan 25 puanı Schumacher kazanıyor. 2000 yılından itibaren başlayan BMW-Williams ortaklığı gelecek umutlarını artırıyordu Ralf'in. 2000'de çaylak Button'a, 2001'de diğer çaylak Montoya'ya üstünlük kuran Alaman pilot ilk galibiyetini de bu sezon aldı. Imola'da Williams'a 97'den sonra ilk galibiyetini getirdi. O sezon 3 galibiyet alırken şampiyonayı 3. bitirdi. 2002'de tek galibiyetini alırken Montoya'nın gerisinde kalıyordu. (2001-2004 yılları F1'in üç büyük takımı Ferrari, McLaren ve Williams'ın tarihteki en yakın oldukları dönem de olabilir. Özellikle de 2001 ve 2003.) 2003 yılında da Montoya'ya galibiyetlerde 2-1 üstünlük kurmasına rağmen abisi, Raikkonen ve Montoya arasında geçen şampiyonluk yarışından uzakta kaldı. 2004'de Montoya'nın ezici üstünlüğünden sonra yeniden yapılanan Toyota'ya geçti. Toyota'da Trulli ile denk geçen yıllardan sonra 2007 yılı sonunda takımdan ayrılmak isteyen Ralf istediği gibi bir takım bulamayınca 2008 sezonunda yarışmadı ve bir daha F1'e dönmedi. Belki de dönemedi. Ralf oldukça iyi bir pilottu ama F1'de sahip olabilecek en kötü abiye sahipti. Bütün grid Michael'in gölgesi altında kalırken onun kalmaması mümkün değildi. 2003 yılında F1'in en lanetli yarışların yapıldığı Imola'daki yarıştan önce Schumacher kardeşler annelerinin ölüm haberlerini almıştı, o yarışı abi Schumacher kazanırken kardeşi de 4. olmuşu. Ralf arkasında 6 pol, 6 galibiyet ve 27 podyum bıraktı. F1'den ayrılırken tam olarak neler yaşandı hatırlamak zor ama 2007 yılında Raikkonen'den sonra en çok kazanan pilotun ertesi sene koltuk bulması o kadar zor olmayabilirdi.

3. Nick Heidfeld


Yazı biraz nostaljiye kaydı ister istemez ama günümüze geldik sayılır. İstikrarın göbek adı, Quick Nick, Heidfeld'de sıra. Formula 1'in en underrated -bu kelimenin havası başka- pilotların listesi yapılsa hemen hemen herkesin ilk 3'ne girebilir Heidfeld. F1'e giriş yapmadan Formula Ford 1600, 1800, Almanya F3, F3000 serilerinde şampiyonluk yaşayan ve McLaren test pilotluğu da yapan Alaman pilot 2000'de Prost Gp'le F1'e giriş yapmış. Tecrübeli Alesi ile beraber Prost GP o sezon hiç puan alamamış. Heidfeld 2001 yılında çaylak Kimi'yi geçmesine ve McLaren geçmişi olmasına rağmen Ron Dennis'in Kimi'yi seçmesiyle -muhtemelen büyük- hayal kırıklığına uğradı. Nick Raikkonen, Massa, Webber, Kubica gibi pilotlara başabaş olmasına ve hatta onları geçmesine rağmen rakipleri gibi hiçbir zaman kazanacak bir araca sahip olamadı. 2004 yılında Jordan'da F1'in kaybolup giden başka bir yeteneği Pantano'ya üstünlük kurdu, Eddie başka bir Alman pilot Glock'a Kanada'da koltuk vermiş, Glock da ilk yarışında Heidfeld 8. olurken onu geçmeyi başarıp 7. olmuştu. 2006 yılında spora giren BMW'nin çağırdığı ilk isim de hem Alman olması hem de Sauber'le olan bağlantığı nedeniyle Heidfeld olmuştu. Villeneuve'ü geçmesi zor olmayan Nick için Kubica çetin ceviz çıkmıştı. Yine de çaylak pilotu 2007 yılında geçmeyi bilen 2008 yılında Polonyalı'nın gerisinde kalıyordu. 2009 sezonunda Kubica'nın bir puan önünde tamamlayan Heidfeld 2010 sezonunda koltuk bulamamıştır. Formula 1'de menajerlerin önemi çok fazla olmasa da Heidfeld ve Hulkenberg örnekleri birer menajer başarısızlığı ve başarısıdır. 2009 sezonundaki puslu havada Heidfeld McLaren ve Mercedes'le de görüşmüş, nedendir bilinmez koltuk bulamamıştır. 2010'Nun sezon ortasında Sauber'le dönse de gelecek garantisi yoktur. Eski takım arkadaşı Kubica'nın kazasından sonra Lotus'un koltuğuna geçen Heidfeld fena başlamasa da hem Lotus'un düşen performansı hem şanssızlıklar sonucunda koltuğunu Senna'ya kaybetmiştir. Kaybetme dediysek, Lotus sene sonunda daha fazla para kazanmak derdiyle Senna'ya koltuk vermişti. 2012'de koltuk bulamayan Heidfeld dayanıklılık serileri ve başka serilere el attı. Heidfeld'in şampiyonluğu geçtim en azından yarış kazanabilseydi. 13 podyumla yarış kazanamamış en çok podyuma çıkan isim oldu. Heidfeld istikrarlı biri olarak etliye sütlüye bulaşmayan biri de değildi. Di Resta örneğin, istikrarlı ama kendi halinde sürüyor. Şu linkten Heidfeld'in 2008 Silverstone'da yaptığı iki tane duble geçişi izleyebilirsiniz. (Youtube'da vardı ama bulamadım, link veren olursa süper olur.) Yağmurda da fena performansları yoktu. Üst üste klasmana girme rekoru başka bir Alman Sutil'le yaşadığı temas yüzünden 2009 Singapur'da sonlandı. Son olarak Formula 1'de en iyi sakala sahip insandı..


4. Nico Rosberg
Rosberg fazlasıyla moda girmiş

GP2'nin ilk şampiyonu 2006'da Williams'da spora giriş yaptı. İlk yarışında puan alanlar listesine de girdi. Çaylak sezonunu atlaktıktan sonraki üç yılda tecrübeli Wurz'u ve Nakajimayı geçmiş, bi anlamda Williams'ın liderliğini üstlenmiştir. Mercedes'de şampiyonluk kazanacağı inanılan Rosberg üç sezonda sadece 5 podyum, 1 pol ve 1 galibiyet kazanmıştır. Rosberg'in elinden gelen çok şey olmasa da Alaman pilot 2 sene öncesine göre üst düzey bir pilot olarak anılmıyor, F1 böyledir, adil olmadığı gibi acımasızdır da. 2013 hayatının en önemli sınavı olacaktır, ne kadar yazılırsa yazılsın Schumi ile onu karşılaştırmak bir yerde anlamsızdır artık. İskandinav kanı taşıyan Nico Rosberg Alaman vatandaşlığına sahiptir. Finli demek de yanlış olmayacaktır. 7 yıldır hep yanlış yerde olan Rosberg bakalım bundan sonra neler yapacak.

5. Timo Glock


2004'de çıktığı ilk yarışa 7. olan Glock sezonun son üç yarışında da koltuğa oturmuştu. Sonra koltuk bulamayıp GP2'de yarışan Alaman 2007 yılında şampiyon olup 2008'de kendine Toyota'da yer bulmuştu. Şu an F1'de koltuğunu bir şekilde kaybedip geri dönebilen nadir pilotlardan (Bkz. Hulk ve Heidfeld). Çaylak sezonunda Veteran Trulli'ye karşı iyi bir performans göstermiş ve 25 puan almış, 2009'da son üç yarışa katılamamış, rahatsızlanmadan önce de Trulli'nin puan olarak önündeymiş. 2010, 2011 ve 2012'de çaylaklara karşı oldukça iyi performans göstermiş fakat Marussia'nın kapasitesi oldukça sınırlı olduğu için en iyi derecesi 12. olarak kalmıştır (Önceki yazıda Glock-Pic'in 2012 sezonun karşılaştırması var). Glock yine birçok kişi için 2008'in son yarışında, son turunun son virajında Hamilton'a geçilerek akıllara kazınmıştır. Belki de Motorsporları tarihinin değil spor tarihinin en dramatik anına sebep olmuştur. Glock 2009'un ikinci yarışı Malezya'da boş durmamış yine risk alıp pite girmeyerek herkesten 2 az pit yaparak podyuma çıkmıştır. Herhalde Button ve Glock'dan oluşan takımı yağmurda kimse durduramaz! Glock'un 2009 yılında Renault'un teklifine hayır demesi ise ondan çok benim hayıflandığım bir konu olarak hep bir kenarda durur. 30 yaşındaki Glock'un geleceği ne yazık ki pek parlak gözükmüyor, Wikipedia'dan kariyerine, takım arkadaşlarına göre yaptıklarına bakınca gayet iyi bir CV fakat artık Formula 1'de sponsoru olmayanların durumu ortada. Üstelik Glock arka sıralarda Heikki'nin de gitmesinden sonra maaş alan tek pilot olarak kaldı. Alaman'ın 2013 ve 14 için de Marussia ile sözleşmesi var. Her şeye rağmen F1 pilotları her zaman ellerinden geleni yapıp, fırsatları kollamalı. Heidfeld'e nasıl koltuk açıldı -yöntemi farklı olmak dileğiyle-. Üstelik Marussia yükseliş aşamasında, testlere katılıp 2013 veya 2014'de puan alacak düzeye gelirlerse bu başarıda herkes Glock'un hakkını verecektir. Daha güçlü takımlarda boşluklar oluşunca patronlar kadrajına girebilir. Geçen sene yapılan bir ankette Schumi Mercedes'den ayrılırsa takıma kim gelsin sorusuna -Hamilton seçenekler arasında yoktu- Alaman halkı Glock demişti.

6. Adrian Sutil


Taraftarlara bir takımla bütünleşmiş sporcular hangi sporda olursa olsun her zaman daha sevimli gelmiştir . Sutil de Jordan, Midland, Spyker ve Force India evrimini geçirmiş takımda 2006 yılından beri takımın temel taşlarından biri oldu. Belki de 2011 Çin Gp sonrası yaşadığı olaylar sonrası hemen takımdan gönderilmemesinin sebebi buydu. 2012'de yarışsaydı eğer gridde Massa ve Hamilton ile beraber aynı takımda en uzun süre yarışan pilot olacaktı. Şu anda da koltuk bulabilirse yine Force India ile olacak. Sutil 2007 sezonunda tek puan almış, 2008'de yağmurlu Monaco'da 4. giderken Raikkonen tünel çıkışı Sutil'e arkadan çarpmış, hemen hemen herkesin içi cız etmişti. 2009 sezonu Fisichella'nın parladığı Belçika'da varlık gösteremese de Monza'da sıralamada ikinci, yarışta dördüncü olup en hızlı turu elde etmiş, en iyi hafta sonunu geçirmiştir. 2010'a gelindiğinde Force India artık daha iyi bir takım, seviye atlayarak orta sıra takımı olmuştur. Sutil de olgunluk çağında iki takım arkadaşı Liuzzi ve Di Resta'yı geçmekte çok zorlanmamıştır. Özellikle Di Resta sezon başı Alaman pilotu sarssa da sezonun ikinci yarısı üstünlüğü ele geçirmiş son yarışlarda Mercedes pilotlarını da geçmeyi başarmıştır. Sezon sonu ilk 4 takımın pilotlarından sonra klasmanda dokuzuncu olarak Lotus ve Sauber pilotlarını geçmeyi başarmıştır. Sutil'in kariyerinin böyle bitmesi yazık olur, kesinlikle bir şansa daha ihtiyacı var. Merakla bekliyoruz.

7. Nico Hulkenberg

Başka bir GP2 şampiyonu daha. 2010'da F1'e giriş yaptıktan sonra Brezilya'da aldığı polle gönüllere taht kurdu. Maldonado'ya koltuğunu kaybetmesiyle paralı-yenetekli sürücü ayrımında adeta bir simge oldu. Belki de yeni dönemin başlangıcının simgesi. Menajeri Willi Weber onu Force India test sürücüsü yaparak çok iyi iş çıkarttı ve Hulk sürekli F1 medyasının gözü önünde bulundu. 2012'de koltuk bularak elindeki belki de son fırsatı iyi değerlendirdi, seviye atlayarak Sauber'e geçti. Bunu da gridin gözde pilotu Di Resta'yı yenerek yapması ayrı bir artı oldu. Birçoklarına göre -kimse artık bu birçokları- McLaren'in Perez yerine tercih etmesi gereken isimdi. Hamilton'ın domino taşı gibi yıktığı gridde Hulk'un da 2013 performansı da geleceğini belirleyecek. Hulk hakkında yazacak çok bir şey yok, kariyerini kendi yazacak, bizim yazmamamız dileğiyle..


2008 Hockenheim






15 Ocak 2013 Salı

Glock ve Pic'in 2012 Sezonu Karşılaştırması

Charles Pic 2012'de Marussia'ya geldiğinde birçok kişi için 1 senelik Formula 1'e giriş yapan bir pilottu. Pic ise Di Grassi ve D'Ambrosio'ya göre daha dişli çıktı ve sponsor desteğiyle Caterham koltuğunu kaptı. İlginçtir ki, sponsorsuz Glock'un Singapur'daki başarısı Caterham'ın sponsporsuz Kovalainen'i koltuğundan etti ve paralı takım arkadaşı Pic'e bir yer açtı. Gridin ortasında ve sonlarındaki gün geçtikçe azalan parasız yatılı pilotların son örneklerinden Timo Glock. Aynı zamanda Formula 1'de koltuğunu kaybettikten sonra (2004 sezonunda az biraz yarıştı) dönebilen nadir pilotlardan Glock. Hemen akla gelen diğer isimler de Heidfeld ve Hulkenberg. 2013'de Sutil de yapabilirse Alamanların ilginç bir istatistiği olacak.

Tüm sporlarda olduğu gibi Formula 1'de de genç bir sporcu her zaman yaşlı kurta tercih ediliyor. Öncelikle bu tarz bir yanlış algılamaya engel olmak gerek. 'Aman zaten yaşlandı o da' demek biraz haksızlık olabiliyor. Marussia, Caterham gibi gridin arka tarafında olan takımlar için sıralama performansı biraz daha net bilgi verebiliyor, çünkü sürekli tur bindiren pilotlara yer vermek, öndekilere göre daha fazla mekanik sorunla uğraşmak gibi problemler yarış sonuçlarını doğru bir karşılaştırma aracı yapmaktan çıkarıyor.



Glock hastalığı dolayısıyla katılamadığı Avrupa Gp'yi çıkarırsak, sıralamalarda Pic'e karşı 13-6'a üstünlüğü var. Pic tecrübeli takım arkadaşını Bahreyn, İspanya, Almanya, Macaristan, Kore ve Abu Dhabi'de geçmiş. Glock'un yağmurlu yarışları saymazsak Pic'e attığı en fazla fark ise Spa'da 1.157 sn,  ayrıca 2 yarışta 1 sn'den fazla, 6 yarışta yarım saniyeden fazla fark atmış Pic'e. Pic'in en fazla attığı fark 0.450 sn ile Katalunya Gp olmuş.

Glock 2012 sezonunun sıralamalarda toplam 7.623 sn fark atmış Pic'e, yani yarış başına Pic'den 0.4 sn hızlıymış. Bunda yağmurlu Britanya Gp'nin etkisi var biraz da, çünkü Glock o yarışta 2.5 sn fark atmış Pic'e. İki yağmurlu sıralamayı çıkartırsak yarış başına 0.3 sn daha hızlı Glock. 0.3 sn bile oldukça yüksek sayılır. Ortalama bir fark çünkü. Üstelik Pic bazı yarışlarda HRT pilotları tarafından da geçilmiş. Her şey bir kenara, Pic'in çaylak olduğu da unutulmamalı.

Bizim de çalışma kağıtlarımız var.


Pic'in Glock'u geçtiği yarışlara bakarsak, çok düzenli dağılmadığını görürüz. Eğer Pic Glock'u sezonun ilk yarısında bir yarış, diğer yarısında beş yarış geçseydi, evet takıma alıştı ve kalitesini gösterdi diyebilirdik, oysaki Pic sezonun ilk yarısındaki 9 yarıştan 3'ünde öndeyken, ikinci yarıdaki 10 yarışın 3'ünde takım arkadaşını geçebilmiş. Pic Hulkenberg örneğinden ayrılıyor bu noktada, Hulk alıştıktan sonra düzenli olarak geçmeye başlamıştı Di Resta'yı. Sezonın son iki yarışında örneğin Glock 0.6 sn daha hızlıymış Pic'den. Bir ara Belçika'da Glock'un Pic'den şikayet etmesi Marussia'nın haber olmasını sağlamıştı. Fakat işler göründüğü gibi değildi, temiz lastikleriyle Pic'den hızlı olan Glock genç Fransız'ı bir an önce geçmek istemiş, Pic de az olsa direnebilmişti, yine de takım emirleri olmaması güzel, Pic'in hanesine de artı olarak yazıldı ayrıca bu direniş.



Paralı yatılıların spora tutunması da güzel bir şey F1 ve taraflar adına. Son birkaç yılda Perez, Maldonado, Grosjean ve Pic'in sadece parayla yarışmadıklarını kanıtlamaları deyim yerindeyse gönüllere su serpri. Zira hem paralı olup hem de yeteneksiz olmaları çekilmiyor. Glock ve Pic benzerine çok rastlanan genç-yaşlı pilot durumuna karşı bir örnek olay incelemesi olarak da görülebilir. Yazıyı yazmadan önce Glock'un 2009'da Renault'un teklifini reddettim demesi aklıma gelmişti, insan ister istemez kızıyor, Glock da kendince haklı, kimse 2010'da neler olacağını bilmiyordu, herkes F1'den çekilmeye bakıyordu. Sanırım koskoca gridde seneye nerede yarışacağını bilen bir tek Lewis Hamilton vardı. Abu Dhabi'de ise sadece 6 pilotun geleceği belliydi 2010 için. Umarım Glock, Kovalainen gibi maaş alarak yarışan pilotlar hak ettikleri değeri bulurlar, bir taraftar olarak sponsorsuz pilotlara her zaman pozitif ayrımcılık yaparak bakıyorum. O değil de gridde niye hiç İtalyan pilot yok ?...