17 Haziran 2011 Cuma

Geride Kalan 7 Yarışın Ardından F1 2011 Sezonu : Part 1 : İlk 6 Yarış

Sezonun üçte biri geride kalıyorken ben sezonu kendi açımdan üçe ayıracağım. Birincisi ilk altı yarış, ikincisi Kanada Gp, üçüncüsü Lewis Hamilton. Neden Sebastian Vettel değil de Lewis Hamilton diye sorulabilir çünkü bu ayrımı dediğim gibi kendi açımdan yaptım ki zaten Vettel'den bu üç başlıkta da bol bol bahsedeceğim. Red Bull ve Vettel ortaklığı şu ana kadar 7 yarışın 5'ini kazandı ve bu şampiyonluk için çok büyük bir avantaj ve istatistik, ayrıca her yarış zorlanmadan polü alacak hızları var. Benim de temennim tabii ki sezonun geri kalanının aynen bu seneki yarışlardaki gibi heyecanlı gitmesi ve bunun puan tablosuna yansıması. Umarım geçen seneki sıkıcı yarışlar-heyecanlı sezon bu sene heyecanlı yarışlar-sıkıcı sezon haline dönüşmez.





Öncelikle her zaman birincinin ön plana çıkarılıp diğerlerinin ve önemli detayların gözden kaçmasına her zaman üzülmüşümdür ve isyan etmişimdir. Mesela futboldan örnek vermek gerekirse geçen sene Rijkaard'ın kovulduğu Galatasaray'ın evinde Ankaragücü'ne yenildiği maçta Gs o zamana kadar en düzgün oyununu oynamış ama biraz da basit gollerle yenilmişti. Şimdi siz bunu kimseye anlatamazsınız, çünkü Gs açık şekilde yenilmiştir skora bakarak, aynı şekilde Ferrari de İngiltere'de 13. ve 15. olduğunda aslında Ferrari o kadar da kötü değil desek yine anlatamazsınız derdinizi. Sezon sonunda Gs orta sıralarda çırpınırken Alonso son anda şampiyonluğu kaybetti. Demem o ki futbol belkide sporların en teknik olmayanı -ki o da son 20-30 yılda önemli bir gelişm kaydetti teknik yönden-. Sporların içinde en teknik olanı belki de Motorsporları, onun içinde de Formula 1. Yani F1'de gerçekleri saklamak çok zor olabiliyor ama Çanakkale Geçilmez taktiğiyle dünyanın en iyi takımları da yenilebilir. F1'e bakarsak Monaco'da bile Hrt takımı bu taktikle Bir Red Bull'a dayanması imkansızdır. Buraya neden geldiğimizi söylersek, uzun zamandan beri düşündüğüm Futboldan başlayarak sporların 'teknik' ile olan ilgisini yakın zamanda sık sık aklıma takıldığı için ve bu teknik kavramından F1'de detayların kaçırılmaması gerektiğini vurgulamak istedim biraz da. Artık gelelim sezona...





En hızlı ikilinin sezona damga vurduğunu söyleyip bu kazanılan 5 yarışın Türkiye hariç Vettel'in diğer yarışlarda birinciliği kaptırmasına şaşırmamak gerekirdi. Avustralya'da Vettel Hamilton'dan pite girişler öncesi 2 sn. kadar öndeydi sadece. Sezonun Pirelli ile ilk pit-stoplarından Rbr avantajlı çıkmış ve pit-stop çıkışı fark 6 sn. olmuştu. O zamana kadar bu lastiklerle çok gidemez denilen Hamilton'un lastiklerini en çok koruyanlardan biri olması ise şaşırtıcıydı. Tabii sonra Hamilton sorun yaşadı ve 30 sn.arkasında bitirdi Vettel'in. Benim demek istediğim ise kazın ayağının aslıdna öyle olmadığı. Vettel bu yarış zorlanabilirdi aynen Malezya'da olduğu gibi. Fakat bu sefer Startta Renault fırtınası esti, iki pilot da ikişer, üçer sıra kazandılar. Burda bir noktaya dikkat çekmek istiyorum Vettel burda Hamilton'a çok da kibar savunma yapmadı, çok sıkıştırdı onu, Heidfeld'in geçişinde bunun da payı var. Aynı şeyi Çin'de de yaptı bu sefer Vettel iki sıra kaybetti. Hamilton bu sefer kapıyı açabilmişti, Button ise çoktan çekip gitmişti. Malezya'da Heidfeld'in arkadakileri yavaşlatmasıyla yarışın başında yeteri kadar fark açmıştı Vettel Malezya'da. Çin'de ise üç pit ile Mclaren'ler kazanırken, Türkiye'de Vettel en rahat yarışını geçirdi. İspanya'da Mclaren'in önemli güncellemeleri işe yaramış, yarış boyunca Hamilton Vettel'in ensesinde geçirmişti Vettel bu sefer şanslıydı çünkü Drs ile bile İspanya'da geçiş çok zordu. Monaco'da ise Q3'e kadar tam bir Lewis fırtınası geliyor dedik, çünkü Q1 ve Q2'de en hızlı zamanları elde etmişti. Yine de Q3'e her zaman cebinden bir şeyler çıkararak gelen Rbr avantajlıydı ama bu sefer farkın çok az olacağını kestiriyordum. Ondan sonra olanlar oldu diyelim. Gerisi felaketti Lewis için. Yarışta ise hepimiz gördük Vettel liderliği kaybedebilirdi, şansının yardımıyla yanlış lastiği takarak yarışı kazandı. Yine de Red Bull'un pit duvarı bu sene çok iş çıkard;, Avustralya, İspanya ve Monaco'da çok iyiydiler özellikle, diğer yarışlarda da iyi bir görüntüleri vardı ve pit ekibi de genellikle en hızlılardandı.





Bu ilk altı yarışta Ferrari en hızlı üçüncülüğü kesin olarak gözüktü. Sıralamalarda genelde Mclaren'in gerisinde, diğerlerinin de genelde önünde. Alonso'nun 4 5.'liği, 2 de 4.'lüğü bunu gösteriyor zaten. Mercedes Çin ve Türkiye'de iyiydi, Monaco'da çok çabuk lastikleri aşındı, Renault iyi başladığı sezona devamını getiremedi ve sanki gelişim problemi yaşıyorlar. Sauber bu sene geçen seneki 8.' likten sonra 6.'lığı ele almış, daha üçte biri yeni geçmemize rağmen zannetmiyorum. Williams çok kötü başladı ama son iki yarışta puan alarak azıcık nefes aldılar ama yine de sezon içinde 7. olacaklar gibi. Force India orta sırada yerini Sauber'e kaptırmış gibi çaylak Di Resta cumartesiyi pazara taşıyamıyor. Toro Rosso ise kendi aleminde, iç savaş hali var orda, 2009'da bence haksız yere gönderilmişti Bourdais ayrıca. Bu pilotların üzerine çok eğilmiyoruz ve çok çok belirgin bir iş yapmayınca büyük takımlarda süremez diyebiliyoruz fakat Toro Rosso'nun bu iki genç pilotu da ne kadar önyargısız davranmaya çalışsak da sanki o kumaşları yok gibi. Belki de zaman bizi yanıltır. Yine de orta gruptaki bu dört takım Sauber, Force India, Toro Rosso ve Williams birbirlerine çok uzak sayılmaz. Geçen yıl sezon başında Force India ve Toro Rosso ön plandayken Williams ve Sauber ağırlığını koymuştu ikinci yarıda. Team Lotus ise büyük atılım gerçekleştirdiler. Kanada'da ise Lotus Toro Rosso'dan 0.5 sn yavaştı, inşallah bu farkı sezon sonuna doğru kapatırlar ve bu üç yavaş takımdan en azından birinin kırıcı bir yarışta puan almasını istiyorum. Hrt de Liuzzi ile nasıl önemli bir hamle yaptığını gösterdi, tecrübesiyle Hrt'yi bir adım öne çıkarmış gibi Kanada da diğer iki takımı geçerek 13.oldu. Virgin ise Glock için üzülüyorum gerçekten çok daha rekabetçi bir aracı hak ediyor özellikle değişken havalarda çok ilginç işler yapabiliyor. Herkes onu Brezilya 2008 ile hatırlıyor ama Malezya 2009'da ikinci olmuştu aynı taktikle. Trulli ve Glock iyi bir ikiliydi Toyota için.





Önümüzde Valencia ve Silverstone var. Valencia'nın geçen seneki derecelere baktığımda çok yakın dereceler gördüm. Ondan sonra gerçek bir pist Silverstone var. Açıkçası egzoz beslemeli difüzörün yasaklanması ve aero pisti Silverstone'da sezonun geleceği için daha net kararlar verebiliriz. Hamilton, Ferrari, Alonso için kritik iki yarış olacak. Yine de Valencia da Rbr-Mclaren-Ferrari sıralaması görürsek şaşırmayız ama bu iki yarışa önemli güncellemeler gelecektir, bu yasaktan sonrasını düşünerek sezonun geri kalanı için antrenman niteliğinde ilginç güncellemeler görebilir miyiz Valencia'da ? Ya da bu yasak o kadar etkilemez mi ? Bazıları Rbr'nin sıralamalardaki yıkıcı üstünlüğü sona erebilir diyor, Rbr de Kers'e yoğunlaştığı haberi geliyor. Kritik nokta bu yasağın ardından takımların bu derece downforce'u nasıl elde edeceği ? Burdaki temennim temeli sağlam Mp4-26'ının burda öne çıkması, bu aracın önemli aero pistlerinde öne çıkması beni umutlandırıyor, Ferrari ve Mercedes'in de bu yasaktan etkileneceği söylüyor, Renault'u ise düşünmek istemiyorum ama Renault yenilikçi bir takım, yeni fikirlerle yeniden güzel şeyler yapabilirler. Açıkçası bu sistem ne kadar getirisi var bilmiyoruz ama Rbr ve Renault bundan en fazla etkilenecek takım gibi duruyorlar. Rbr'nin ne kadar etkilendiğini Silverstone'da göreceğiz. Ufak da olsa fark azalırsa sıralamardaki heyecanın artacağı kesin, şunu da söylemek istiyorum, 2011 sezonu birçok açıdan 2006'ya benziyor. Genç Vettel Alonso gib en genç şampiyonluk unvanını da elde ettikten sonra ikinci yılında da rekabetçi bir araçla ilk yıl kazanamadığı yarışları da kazanarak sezonun ilk yarısına damga vuruyor. Ama ikinci yarı yasaklanan kütle amortisörü ile güç kaybeden Renaulta karşı Schumacher ve Ferrari rüzgarı arkasına alarak puan farkını sıfıra kadar indirmişti. Bu sene ise Hamilton ve Mclaren bunu yapabilirler mi ? En yakın ikili onlar oldukları için diyorum, Webber'in bu ortamda takım arkadaşını yakalaması imkansız gibi Button'un ise sıralama turlarındaki hızına bağlı açıkçası. Alonso'nun durumu ise takımı ne kadar gelişeceğiyle ilgili tabiiki. Burda kritik nokta bence eğer Hamilton kendine gelebilirse Button ve Alonso'nun şampiyonluk için ona yardım edebilirler. Bu gidişle Alonso podyum çevresinde dolanacaktır ve yarışlar da kazanabilir. Button da hemen Lewis'in arkasında olacaktır. Webber ilginçtir Vettel'in nispeten kötü olduğu yarışlarda öne çıkıyor Çin ve Kanada'da olduğu gibi. Demek o ki Lewis ya da Button'un önde olduğunu düşünelim Vettel bu yarışlarda Alonso ve Webber'le çekişip arkada kalabilir ardından da Mercedeslerle uğraşmak zorunda kalabilir. Vettel'in yarış içinde ikinciliğe veya üçüncülüğe düştüğünde başına birçok olay gelebilir mesela Hamilton'un başına geldiği gibi Monaco'da. Yeter ki onu polden uzak tutabilsinler ondan sonrası açık diyorum ben ve umudumuzu kesmeye hiç gerek yok.