30 Temmuz 2013 Salı

Macera Dolu Hungaroring - Macaristan GP 2013

Neden macera dolu Hungaroring ? Neden Hungaroring'i bu kadar sevmeye başladım. Eskiden burun kıvırdığım Silverstone falan neden göz bebeğim oldu. Tabii o zaman küçüktüm, Avrupa yarışlarını genelde sevmezdim, insanın çok olan şeye talebi harbiden az oluyormuş. Yıllar geçtikçe Avrupa yarışları bir bir takvimden düşerken, Asya ve Ortadoğu'dan yarışlar takvime girmeye başladı. Zaman değişti, Bernie değişmedi. Hatta Formula 1'de her şey değişti, Bernie değişmedi. Ve işler öyle bir hale geldi ki ben Macaristan'da yarış var diye sevinir oldum.

Peki Macaristan neden daha güzel görünmeye başladı gözüme ? Şöyle ki artık pist üzerinde rakibinizden daha temiz lastiğiniz varsa, DRS ile beraber öndekinin size direnme şansı kalmıyor. Macaristan hem bol virajları hem de dar yapısıyla geçişe hiç izin vermiyor. Hatta bunun sebebi daha çok pistin dar yapısıyla ilgili olabilir. Hungaroring aynı virajları ile çok daha geniş bir piste sahip olsa geç frenlemeyle herhangi bir virajı içeriden alarak öndeki rakibinizi geçebilirdiniz. Önümüzdeki yarış Spa mesela, neredeyse üç sektörü de geçişe elverişli kocaman kocaman asfaltıyla. Neyse, demem o ki Formula 1'in farklı pazarlama açılma gayretleri ve spora getirilen yeniliklerle beraber tam bir soğuk savaş mimarisini andıran Hungaroring takvimin en değişik karakterli pisti oluverdi. Pitten çıkışta trafiğe takılmamak neredeyse Monaco kadar önemli oluverdi, bu da takvimdeki diğer pistlerden farklı bir yarışa ortam sağlıyor. Pistin sözleşmesi de 2022'ye kadar uzatıldı. Bu arada Allah aşkına her Macaristan yarışında Serhan Acar'a şu pistle ilgili sorular sormayı bırakım, sevmeye bakalım.



3 haftalık aradan sonra geldiğimiz Macaristan'da etkili bir kalabalık vardı, sevmemin nedenlerinden biri de bu. Pirelli'nin kararını değiştirerek yumuşattığı lastikler harbiden işe yaradı. Aslında Hungaroring lastikleri zorlayan bir pist değil. Eğer lastikleri biraz daha zorlayan bir pist olsaydı 4 piti görebilirdik. Hem hızlı virajların çok olduğu hem de sıcaklığın yüksek olduğunda ortaya Barcelona 2013 çıkıyor. Macaristan'da ikisinden biri olmamasına rağmen aşınma oldukça yüksekti. Silverstone'da ise sıcaklık yoktu, Nürburgring'de ikisinden de biraz biraz vardı. Hava sıcaklığının 30'u, pist sıcaklığının 50'yi geçtiği yarışta herkes pistin yapısından dolayı cumartesiyi düşünürken Mercedes pazar gününü düşünüyordu. Biraz da bu yüzden pol için umutları çok yoktu ama yok da değildi. Sonuçta elinizde Hamilton varken her zaman polü düşünebiliriz, eğer Vettel'in altında RB6 veya 7 yoksa.

Antrenmanlarda oldukça iyi gözüken Ferrari aslında pek öyle değilmiş. Grosjean Almanya'da aldığı moralle hafta sonu boyunca oldukça iyi gözüktü, sıralamalardan sonra yarışın gizli favorisiydi, sahi Grosjean hala yarış kazanamadı. Pol mücadelesi yine Red Bull ve Mercedes arasında geçti. Biraz da Grosjean. Cumadan itibaren gözüken diğer nokta da McLaren'in gelişmesi idi. İlk dört takımın arkasından bu sefer gerçekten beşinciydiler. Button her ne kadar Q3'e kalamasa da McLaren Force India ve Toro Rosso'lardan kurtulmuş gözüküyor. Force India ise kaybettiği puanlara çok ağlayacak gibi, beşinciliğin kaybedilmesi yüksek olası görünüyor. Ricciardo ise yine Q3'e kalarak göz doldurdu, acaba bu adamdaki yetenek Vettel'in tek tur yeteneği kadar var mı, onu düşünmeye başladım. Ricciardo harbiden iyi mahsul, sonu Algersuari veya Buemi gibi olmamalı. Cumartesi günü diğer göze çarpanlar ; Perez'in Button'ı da geçerek Q3'e kalması ve Webber'deki bitmek bilmeyen kers problemi oldu.

loosewheelnut'dan.


Pazar günü çoğunluk Mercedes'lerin bu sıcakta lastiklerini koruyamayacağını düşünüyordu. Start sonrası dizilime göre Vettel ve Grosjean'ın, hatta genelde iyi kalkan Ferrari'siyle Alonso'nun favori olduğu söyleniyordu. Startta ilk üç değişmese de Massa ile temas yaşayan Rosberg 12.'liğe kadar düştü ve ilk tur sonunda Ham-Vet-Gro-Alo-Mas-Rai-Web-But-Ric-Per sıralaması oluştu. Öndeki üçlü tempoyu belirlerken Ferrari özellikle ilk stintte geride kaldı. Anlaşılan o ki Ferrari hem sıralamalarda hem yarışta hızından birer parça kaybetmiş. Sıralama ve yarış hızında gelişen takım ise McLaren olmuş. Takımın problemi bulduğu ve korelasyon sorunlarını hallettiği söylendi. Yine de McLaren öndeki dörtlü bir sorun yaşamadığı taktirde ilk sekizi kapattığı için ancak 9 ve 10. sıra için mücadele edebiliyor. Button 2 pit taktiği ve Rosberg'in sorun yaşamasıyla 9'dan 7.'liğe çıktı, Perez de yine patlayan Mercedes motoruyla 9. sırayı kaptı. Maldonado da Williams'ın ilk puanını. Sezonun en iyi yarışı çıkardı Venezüellalı. Hungaroring'de bir aracın arkasına takıldığında yaptığınız tur dereceleri çok anlamsız hale geliyor, bu yüzden yazıda sayısal değerleri pek fazla göremeyeceksiniz.

Yarışın kaderini belirleyen de trafik oldu zaten. İlk pitlerden sonra Button'ın arkasında dönen ve ertesi turda hemen onu geçen Hamilton'ın aksine yaklaşık 15 tur Button'ın arkasında kalan Vettel galibiyet şansını kaçırmış oldu. Aynı şekilde Grosjean da. Sadece Button da değil pitlerin çıkışında iki kere üstelik aynı yerde Webber'i geçen Hamilton Macaristan'da 7'de 4 yapmayı başardı. Geçen seneki gibi sessiz sedasız yarışı iyi götüren Raikkonen Vettel'in önünde finiş görerek 3 puan fark kapattı. Webber'in yarış içinde 3 pite dönmesi de garip oldu, biraz daha cesur davranıp 2.'liği alabilirdi takım. Massa da öndeki rakibini geçmeye çalışırken Raikkonen'e geçildiğini gördük, bir de anladığımız kadarıyla Button'a pitlerde kaybetti. Perez de Rosberg ve Massa ile Maldonado'nun arkasına takılmasından dolayı mücadele edemedi, galiba. Bu arada Grosjean'a verilen iki ceza da çok ağır geldi sanki, hadi Massa'yı geçişi kuralla uygun olsa da Button'la temasındaki ceza ağır oldu, en azından puan kaybetmedi. Lotus Grosjean'ın yükselen formuyla takımlarda ikinciliğe aday oldu. Sanırım Massa'nın 2014 koltuğu için takımlar şampiyonasına yaptığı katkı önemli olacak, zaten rakiplerinden puan çalabilirse sadece takımına değil Alonso'ya da yardım etmiş olacak.



Artık yaz arası sezonun son kısmına değil, sezonun ikinci kısmına hazırlık anlamına geliyor. 10 yarış geçti, daha 9 yarış var. Vettel'den Hamilton'a 50 puan içinde dört pilotun şampiyonluk savaşı, takımlarda da Mercedes, Lotus ve Ferrari'nin ikincilik savaşı olacak. Peki Mercedes ve Hamilton mücadeleye gerçekten dahil olabilecek mi ? Net bir cevap vermek zor tabii ki fakat Mercedes'in Katalunya'da yaşadığını bir daha yaşaması zor. Sıradaki yarışlardan Spa, Kore ve Hindistan'da genelde serin havalar oluyor. Monza'da da lastikler pek zorlanmıyor. Diğer yarışlar ise ya sıcak hava veya nemin ya da hızlı virajların olduğu pistler. Özellikle Nürburgring'deki aşınmaya yakın sonuçlar görebiliriz, Almanya'daki aşınması seviyesinin de Çin, Bahreyn veya İspanya'daki kadar yüksek olmadığını da unutmamak gerek. Açıkçası en olası tablo Mercedes'in ciddi manada şampiyonluğa dahil olamasa dahi tek tur hızıyla Lotus ve Ferrari'nin yoluna taş koyması. Yani bu lastik aşınmasıyla Mercedes yarış kazanamasa dahi yarışları 3-4-5 civarında bitirerek ortalığı karıştırabilir. Şampiyonluk yarışı için birçok şey söylenebilir şu an ama Vettel'i durdurmak için tek turda fena olmayan Lotus ve Raikkonen daha ön planda gibi. Özellikle Raikkonen tek turda kendi limitlerini aşmalı, aynı şekilde Alonso da. Çünkü Vettel'i yenmek için ekstra bir şeyler lazım gözüküyor, aksi taktirde bu adam 26 yaşında 4. şampiyonluğuna ulaşabilir. Sezonun son kısmına girmeden puan farkı 50 puan civarına çıkarsa Pirelli de daha agresif davranacaktır, bu da şampiyonayı dolaylı değil derinden etkileyebilir. Hepimize iyi tatiller o zaman.






24 Temmuz 2013 Çarşamba

Twitter'da Formula 1 - 2013

Sosyal medya araştırmalarında sıra Twitter'da. Twitter Formula 1 için Facebook'dan daha uygun bir platform sanki, en azından sayılar onu gösteriyor. Özellikle antrenmanlarda Formula 1 takipçilerinin zaman tüneline tamamen F1 tweetleri hakim oluyor. Sadece takımlar veya pilotlar değil, haber siteleri ve gazeteciler de sürekli tweet atıyorlar bu zamanda. Sıralama turları ve yarışlar için de bu durum geçerli ama insanlar ekrana daha çok kilitli oluyor o zamanlarda. En azından ben.


Sayıların yüksek olmasından, daha doğrusu Facebook'a oranla daha fazla olmasının bir nedeni taraftarların sadece kendi takımlarını değil, başka takımları ve pilotları da takip etmesi. Taraftar olarak gözlemim bu fakat mutlaka sosyal medyalarda insanların 'follow' veya 'like' üzerine eğilimleriyle ilgili araştırmalar vardır, bu tarz araştırmalar bu görüşü ne kadar destekler bilemeyiz. Sadece görünen, taraftarların Twitter'da hesapları takip ederken Facebook'a oranla daha esnek olduğu.



Twitter'da Formula 1 başlıklı haber var mı diye aratırken bir grafik buldum. 2011 yılında yapılmış, bizde de 2012 ve 2013 var. daha sağlıklı kıyaslama yapılabilir bu grafikle (5. grafik). Ayrıca f1fanatic'in takımların ve pilotların adresinden, takım çalışanlarının hesaplarına, gazetecilerden eski F1 pilotları ve pistler ve diğer serilerin hesapları dahil çok güzel bir yazı hazırlamış, mutlaka bakmanızı öneririm.



Takımların son bir senedeki artış seviyesi ortalama neredeyse %100. Pilotlar için de aynısını söyleyebiliriz. Üç şampiyon Alonso, Hamilton ve Button 1.5 milyonu geçmiş durumdalar. Yarım milyonla 1 milyon arasında pilotlar var. Barrichello yine klasmanda ilk sırada hem de 2 milyon takipçisiyle. Brezilyalılar önemli sayılara ulaşmış durumda, listede bu sene olmayan Bruno Senna'nın da 600 bin takipçisi var. Twitter'ı en aktif şekilde kullanan Alonso bu sene ikinciliğe yükseldi, seneye de liderliği alması olası. Aslında sadece 'it was a good race' tweetine bile yüzlerce RT alabilecek bir isim var ki, 1.5 yıldır tweet atmıyor maalesef. Hepiniz tahmin ettiniz sanırım. Takımlarda Ferrari bu sefer önde. McLaren de birkaç ay önce TheFifthDriver'dan McLarenF1 adresine geçerek önemli artış sağlamıştı. Hatta FakeFifthDriver da takipçilerine sorup adresini FakeMcLarenF1 olarak değiştirdi. Lotus'un burdaki artışı daha sınırlı olmuş.


Geçen yıldan bu yana Twitter'da çok fazla bir değişiklik olmadı aslında. En çok dikkat çekenlerden biri Lewis Hamilton'dan Button'a neden beni unfollowladın şikayetiydi. Aslında Button onu hiç takip etmemişti. Bir de Ferrari'nin HorseWhisperer adresiyle rakiplerine laf atmaları. Tabii ki Lotus'un hashtagları da. Benim favorim Silverstone'da kullandıkları #GodSaveOurTyres'dı.
Macaristan için de sabırsızız.








Sürücüler klasmanında hemen Vettel'in olmaması dikkat çekmiştir. Vettel'in ne bir menajeri ne de bir sosyal hesabı var, sadece bir facebook hesabı. Red Bull'a çalışsa da kendileri biraz profesyonelce işleri yürütse iyi bir marka olabilir, daha iyi paralar kazanabilir. Yine de 4. şampiyonluğuna 26 yaşında giden biri için bu devirde, yan, imajın her şey olduğu 21. yüzyılda bu tarz pazarlama işlerinden uzak durması saygı duyulası bir davranış. Yine diğer Alman efsane Schumi'nin de herhangi bir hesabı yok.

2011 Ağustos, Red Bull'un gelişimi daha net görülüyor.

Takımlar ve pilotlara topluca bakarsak ; sadece Toro Rosso ve sürücülerinin 100 bin sınırının altında takipçi sayısı var. Facebook'da görüldüğü gibi bu sene daha çok ön planda olan Perez ve Rosberg kendilerini ikiye katlamış. Heikki de koltuğunu kaybetmesine rağmen yine ön sıralarda. Çaylaklar da fena sayılara sahip değil. Yakın zamanda 100 bini geçerler onlar da. Tabii koltuklarını kaybetmezlerse. Formula 1'den ayrılan De La Rosa ve Karthikeyan'ın da kariyerleri açısından önemli sayılara ulaştığını da gözden kaçırmayalım.



2013'de durum böyle. Seneye bu zamanlar görüşmek üzere.


* Sayılar ... bindir.
** Barrichello'ya saygı.
*** Kimi'nin hesabı var mı yok mu belli değil.
**** Sayılar 23-24 Temmuz 2013 tarihlerinde, 2012 sayıları da 14 Temmuz 2012'de alınmıştır.


17 Temmuz 2013 Çarşamba

Facebook'da Formula 1 - 2013

Hatırlayanlar olur geçen sene de bu vakitler yine Facebook istatistikleri ile ilgili yazımız vardı. O yazıyı 11 Temmuz 2012 rakamlarını baz alarak yazmıştık, 2013 yılında ise 17 Temmuz 2013 rakamlarını baz alıyoruz, merak edenler için takımların ve pilotların fan sayılarını küsurat olarak 500'ü geçince yuvarladık.



Takımlar geçen yıla göre önemli bir artış yakalamış durumdalar. Red Bull sosyal medyada da farkını ortaya çıkarmış durumda. Yazıyı yazmadan önce 1 milyona ulaşmasını bekledik, yetişmedi. Ama yakındır, teyakkuzda olun. Diğer yandan ikinciliklerin takımı McLaren yerini korurken, Ferrari sanırım sayfasını kapatmış. Ferrari yol otomobilleri veya Formula 1 takımı diye kesin ayrımda bulunmuyor. Kibar deyimle kaçak dövüşüyor. İki tane resmi Scuderia Ferrari sayfası da mevcut. Ayrıca kendi beğendikleri Alonso sayfası ile Alonso'nun twitter sayfasında yazan adres birbirini tutmuyor. İtalyanlar geçen seneki gibi yani, sosyal medyada rahat edebilmiş değiller. Gönüllerin şampiyonuna gelirsek, Lotus F1 Team. Lotus'un sosyal medya hesabını kim veya kimler yönetiyorsa çok iyi iş çıkarıyor. Sadece facebook değil, diğer sosyal ağlarda da öyle. Lotus facebook sayfası geçen bir yılda fan sayısını %300'ün üzerinde artırmış, 125 Binden 560'e çıkmış. Yakında McLaren'i de tehdit edebilirler. Red Bull yine neredeyse iki katına çıkmış, McLaren %50, Mercedes de iki katına yakın durumda. Diğer takımlar da daha az sayıya sahip oldukları için yüzde olarak önemli artış sağlamış durumdalar. Yeterli mi, tabii ki değil. Özellikle Williams'ın.

Takımların 2012 ve 2013'deki fan sayıları


Bu da değişimleri daha iyi görebilmek için grafiğimiz :





Sürücülerde ise geçen sene olduğu gibi resmi sayfa oldukça az. Lewis Hamilton'dan sonra Vettel de 1 milyon sınırını geçmiş durumda üstelik Vettel'in sayfasında hiçbir aksiyon yok, sadece facebook tarafından resmi sayfa olduğu onaylanmış. Sayfalar profesyoneller tarafından geçen yıla oranla kaydadeğer bir değişme yaşanmamış. Sadece daha çok göz önünde olan Rosberg ve Perez fan sayılarını ikiye katlamış. Oysaki işi bilenler tarafından yönetilen bir Schumacher, Raikkonen veya Vettel sayfası 2 milyonu geçip 5 milyona falan yaklaşabilir. Karşılaştırmak doğru olmayabilir ama Nadal ve Federer'in 10 milyonu aşkın fan sayısı var, ikisi de orijinal sayfa. Formula 1 özetle kendi potansiyelini kullanmıyor ya da kendini abartıyor, aynı Türkiye futbolu gibi. Artık sayılara geçelim isterseniz :





Çaylaklar ve geçen sene listede olmayanlar


Geçen sene takımların ve pilotların da facebook linklerini yazıya eklenmesi tarzında eleştiriler almıştık. Tam anlamıyla yapamasak da bu kelimelerin üzerine tıklayarak Williams, Ayrton Senna ve Formula 1'in hesaplarına ulaşabilirisiniz. Formula 1 hesabı aslında bize birçok şey anlatıyor. Bu hesap vikipedi sayfasından alınan bilgilerle oluşturulmuş, direkt oraya bağlı yani. Bir şey paylaştığı yok. Buna rağmen 6 küsur milyon kişi beğenmiş sayfayı. Yani adam akıllı bir sayfa olsa 15-20 milyon arası beğeniye ulaşabilirdi. Belki daha fazla. 2014'de görüşmek üzere o zaman.

Not 1 : Sayılar ... bin'dir.
Not 2 : Sıralamalar 2012 yılına göre yapılmıştır.
Not 3 : Williams'a pozitif ayrımcılık yapılmıştır, el atalım.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Sezon Ortası Karalamaları

Tarihin en absürt sezonunda sezonun orta noktasına yeni geldik. Macaristan'da 35. tur biterken sezonu yarılamış olacağız. Sezonun yarısı bitti ama kimse ne olup bittiğinin farkında değil. Kim niye hızlı, kim niye yavaş, eski lastikler kime yarıyordu, Pirelli lastikleri değiştirdi mi, yeni lastikler ne olacak.. Sadece Pirelli de değil sezonu absürt yapan, 2013 sezonu takvim açısından da bir garip. Üç hafta bekliyorsunuz, sonra üst üste iki yarış sonra tekrar üç hafta. Bunun sebebi tam anlamıyla lojistik de değil, takvimdeki pistler son yıllarda hemen hemen aynı, en fazla bir iki değişiklik oluyor. En somut örneğinden, 2013'de sadece 2012'den farklı olarak Valencia Gp yok. Bu yılın tek iyi tarafı sezon arasının 5 hafta değil 4 hafta olması. Sanki New Jersey'in takvimde olmaması her şeyi mahvetmiş gibi.

2009'da değiştirilen kurallardan ağzı yanan takımlar, hele de o yılın Red Bull'un uzun yıllar sürecek hegemonyasını temelinin atılacağını bilselerdi acaba 2008 sezonunda bu kadar uğraşırlar mıydı bilinmez. 2014 öncesinde ise herkes planlamasını yapmış durumda. Şampiyonluğa oynayan takımlar da. Yine de tamamiyle 2014'e odaklanmak başka iş. Sürücüleri şampiyonluğa oynayan Red Bull, Lotus ve Ferrari 2013 sezonunu bırakmadı. Mercedes ise önce İspanya'dan sonra tamamen 2014 denmişti, sonrasında artan performansla takım bütçesinin 145 USD'den 190'a çıktığını duyduk. Şu an için tamamen 2014'e odaklanan tek büyük takım McLaren. Öndeki üçlünün diğer takımları dert etmesine gerek yok, çünkü onlar motor parası bulmak için uğraşıyorlar. 2013 sezonunun nasıl şekilleneceği 2014'ü de derinden etkileyecek. Yine de 2009 gibi bir sezon beklemek seyircileri hayal kırıklığına uğratabilir. 2014'de Red Bull veya Brawn GP'nin yaptığı gibi bir araç çıkmayacağı varsayımıyla 2013 sezonu 2014'ü direkt etkileyebilir. En azından değişikliklerin Williams'a yarayacağını umut edelim. Gelecek sezonki önemli değişikliklere bakacağız bir ara.



Macaristan için seçilen sert değil aşırı sert lastiklerden sonra Pirelli yumuşama yapsa da lastikler hala yeterli değil. Eğer bu yarışta Vettel yine farkı açarsa Pirelli biraz daha cesur davranabilir sezonun ikinci yarısında. Gerçi onların da elleri kolları bağlı. Yaşadıkları sorun Michelin'in neden olduğundan çok daha fazla işte ama..şartlar. Pirelli'nin garip lastikleri Silverstone'da beklenilen eğlenceyi vermese de Almanya'da yüzleri biraz olsun güldürdü. Nürburgring Silverstone kadar olmasa da lastikleri zorlayan bir pist. Geçen pazar gördük ki bazen pistin karakteristiğinden çok sıcaklık daha fazla etki edebiliyor lastiklere. Sıcak hava da özellikle Lotus'a yarıyor.

Ferrari'nin sertle başlamasından biraz kafa karıştırsa da Alonso yeterli hızımız yok diye konuştu. Sıcak havadan etkilenen ise yine Mercedes oldu. Diğer yandan lastikleri iyi saklayan Force India garip şekilde yavaştı. Force India'nın bu tür havalarda geçen seneki Sauber etkisi yapması gerekir, az da olsa. Kanada ve İngiltere'de daha serin havalarda lastikleri diğerleri kadar iyi çalıştıramayan McLaren sıcak havada kendine geliyor. Bu seneki en iyi sonuçları Bahreyn, İspanya ve Almanya'da aldılar, sanırım tesadüf değil. Pirelli gerçekten bütün ezberleri bozuyor, seyirci olarak gördüğümüz kadarıyla Force India gibi takımların asıl bu tür havalarda kendini belli etmesi lazım ya neyse.

Paul Di Resta

Biraz daha kafa karıştırıcı konu ise ; gelişim. Mercedes'in nasıl olur da bu derece hızlı olduğu, arkasındaki üçlünün gelişim hızı veya McLaren'in gelişip gelişmediği. Özellikle Mercedes'in hızının kaynağı, bir tane güzel bir yazı bulamadım bu konuyla ilgili, herkes lastiklere boğulmuş durumda. 2013 aracı ile yapılan testten hafif ceza ile yırtmaları, üç senenin ardından gelen üstelik kuralların pek değişmediği sezonda birden net şekilde en hızlı araca sahip olmaları ister istemez komplo teorileri uydurmaya uygun bir ortam oluşturuyor. Aslında demek istediğim, Formula 1 ve Fia'nın Mercedes'i kaybetme lüksü yok. Çünkü griler Ferrari'yi özel konumundan dolayı saymazsak griddeki tek üretici takım. Akla ister istemez 2008 sezonunun ikinci yarısında hızlanan Renault'a karşı Fia'nın bazı şeyleri görmezden geldiği dedikoduları geliyor. Tabii bu görüşün dayandığı hiçbir somut delil yok fakat yıllar sonra birileri bunu ima eden açıklama yapsa bile F1'i yakından takip edenler şaşırmayacaktır.

Sezon içi gelişime gelirsek; Mercedes sene başındaki farkını genel olarak koruyor, McLaren ise bir türlü beklenilen adımı atamadı. Son iki yarışa baktığımızda mesela, İngiltere'de sene başında neredeyse 1 sn'ye yakın fark yediği Lotus ve Ferrari'nin dibindeydi, Almanya'da işler tersine döndü veya normale. Dediğimiz gibi garip bir sezon yaşıyoruz. Son yarışlarda artan performansıyla Toro Rosso da dikkat çekmeye başladı. Özellikle Ricciardo. Avustralyalı oldukça şanssız, Vergne Kanada'da grid pozisyonunu yarıştaki şartların da yardımıyla korumaya başarırken Ricciardo aynı derecede şanslı değil. Son yarışlarda hem Toro Rosso hem de Force India yarış hızında yeterli değil. Açıkçası artık yarışlardan önce ne olacağını tahmin etmek çok daha zor, yarışın ilk 5-10 turu kimin lastikleri iyi kullandığı belli oluyor, ona göre tahminlerde bulunuyorsunuz.

Roman Grosjean

Yarın başlayacak sezon içi testler ve pit yolundaki hız limiti şampiyonayı derinden etkilemese de yansımaları olacaktır. Hız limiti çok önemli değil gibi görünse de Lotus, Button ve Hulkenberg gibi bir az pit yapmaya çalışan pilotlara pit yolunun uzunluğuna bağlı olarak 3 sn civarında bir süre kazandırabilir. Aslında şu anki şartlar en çok Vettel'i işaret etse de Lotus için de fena değil durumlar. Özellikle tek turda Ferrari'nin biraz daha önüne geçmişler gibi, Kimi'nin şampiyonluğu için Grosjean'dan daha iyi kullanmaları lazım. Almanya'da Grosjean'a yarış kazandırmak yerine Vettel'i durdurmaları öncelik olmalıydı. Macaristan için Mercedes ve RBR'nin ilk iki cebi kapmaları zor olmayacaktır. Geçen sene de gördük, Hungaroring'de geçiş zor. Vettel Alonso'dan 34, Raikkonen'den 41 puan önde, farklar 40 ve 50 puan olabilir yarış sonunda. Umalım ki sezonun heyecanı erkenden bitmez, çünkü bu 2014'ün heyecanını da etkileyebilir. Heyecanlı sezonlara..