16 Haziran 2012 Cumartesi

Çok Pit Stop az Pit Stopu yener : 2012 Kanada GP

Massa belki de sezonun en iyi sonucuna giderken bu spinle yarışını mahvetti.
Birkaç istatistik;
  • 7.yarışta 7.kazanan Lewis Hamilton oldu.
  • Lewis Hamilton bir pistte ilk defa hattrick yapmış oldu.
  • McLaren bu pistteki son 5 yarışta 4. galibiyetini aldı.
  • Whitmarshlı McLaren 62.yarışında 15.yarışını kazandı.
  • Ferrari 2004'den bu yana bu pistte yarış kazanamıyor.
  • F. Alonso bir sezondur her yarıştan puan çıkarıyor, en son Kanada 2011'de kazaya karışmıştı.
  • Perez ve Grosjean kariyerlerinin 2. podyumuna çıktılar.
  • Sezonun en istikrarlı pilotları bütün yarışlardan puan alan Alonso ve Hamilton olurken, Mercedes de Schumacher'in aracındaki istikrarlı sorunlarıyla ikiliyi takip ediyor.
5 farklı takımdan 5 galibiyet geldikten sonra sanırım 2.tura başlamış bulunuyoruz. Red Bull ve McLaren ikişer kez kazanan ilk takımlar oldular. Sezonun yavaş yavaş oturmaya başladığı şu zaman diliminde -ki ben hala şüpheliyim- Red Bull'un oldukça güçlü olduğunu gördük cumartesi günü. Cuma günü ise Lewis Hamilton iki antrenman turlarında da en hızlıydı. Cumartesi artan sıcaklıkla McLaren cumartesi önceki hızına erişemedi, iki gün arasındaki sıcaklık farkı 20 dereceye yakındı. McLaren'in yavaşlamasına rağmen Lotus ise beklendiği kadar hızlanamadı. Cumartesi Q1 ve Q2'deki tablo Red Bull, Ferrari ve McLaren'i gösteriyordu arkasından da bu hafta sonu hızlı olması beklenen Mercedes'di. Grilerin Monaco'da en hızlı olmaları ne kadar garipse burda da yavaş olmaları o kadar garipti, bu sene garipliklere oldukça alışan F1 dünyası da bu yavaşlığı pek sorgulamadı zaten. Yine de cumartesiden elimizde kalan bilgi Red Bull'un çekişte en iyi araç olduğuydu. Max. hız da en arkada olsalar da bu cumartesi önemli bir dezavantaj getirmezken pazar günleri kimi anlarda atak yapmakta sıkıntı çektiklerini gördük. Kanada'daki sıralama Valencia'da çok değişmezse eğer takımların lastikleri anlamakta yol kat ettiklerini varsayabiliriz yok İspanya ve Monaco gibi şaşırtan sonuçlar olursa diyecek bir şey yok. O zaman Horner haklı çıkabilir.

Mercedes'in sıralamalarda hızlı olduğunda yarışlarda da hızlı olduğunu gördük ilk iki yarış dışında, Kanada'da da yavaş bir cumartesiden sonra Rosberg ilk turlarda yine yavaş kaldı. Massa DRS'ye bile gerek kalmadan ikinci turda geçti Rosberg'i. Yine yarışın ayrıntılarına girmeden Lotus ve Sauber'in lastikleri korumada farklı dünyalarda olduğunu gördük. Önümüzdeki yarışlar muhtemelen daha da sıcak olacak, cumartesi biraz daha hızlı olabilirlerse Lotus'ları durdurmak çok zor olabilir, üzerine Kimi'nin direksiyon problemleri çözülürse şampiyonluk adayıdır benim gözümde. Diğer sıkıntılı pilot Massa da podyuma çıkabileceği yarışı heba edip sadece 2 puan alabildi. Yine de son iki yarıştaki gözle görülür ilerlemesi bir iki yarış içinde çok iyi bir sonuçla taçlanabilir Brezilyalının. M. Schumacher'in ise yarış sonu nasıl oldu da kendi garajını basmadı ben hala şaşırıyorum, bu kadar hataya denilecek bir laf yok artık. Mercedes hem Schumacher'in şampiyonluk şansını heba etti hem de takımlar klasmanınında sene sonunda bir sıra kaybettirebilir takıma kaçan puanlar. 

Yarışın galibi Hamilton'un son 4 galibiyeti de (Çin, Nürburgring, Abu Dhabi 2011, Kanada 2012) benzer özellikleri taşıyor. Hamilton'un yerinde ve kritik hamleleriyle ve pit duvarında kazanılan yarışlar. Son üçünde de Ferrari'ye karşı kazanılmış zaferler ; evet Ferrari bu sene pit stratejilerinde daha iyiler ve daha az hata yapıyorlar fakat öldürücü darbeyi henüz vurabilmiş değiller, İspanya'da Williams'a burda da McLaren'e karşı pit duvarında kaybediş. Red Bull ise açık ara pit stratejilerinde en iyi olan takım. Az veya çok, önce veya geç pit yapıp, bir şey yapıp edip pitlerden avantajlı çıkmayı beceriyorlar, bu yarış aldatıcı olabilir, bu sezon geriden başladıkları birçok yarışta önemli hamleler yaparak potansiyellerinden fazla puan kazandılar, bu açıdan hem McLaren'den hem de Ferrari'den daha iyi şekilde 'büyük takım' gibi yarışıyorlar.

Taktik Savaşları

Yarışa gelirsek, startta değişmeyen sıralama pitlere kadar devam etti. 17.turda pite önce Vettel, 18.turda Hamilton ve 20.turda da Alonso girdi. Pirelli ile alışageldiğimiz 'önce giren kazanır' burada tam tersi işledi, sıralama tam tersine dönmüşken Hamilton Alonso'yu aynen geçen seneki Nürburgring'deki gibi kritik bir hamleyle geçerek liderliği ele geçirdi. Sonrasında farkı yavaş yavaş açarak bi ara farkı 4 sn.'e kadar çıkarmaya başardı. McLaren'in rakibi iki takıma karşı pit çıkışlarında lastiklerini daha kolay ısıtması onları taktik savaşlarında bir adım öne çıkarıyor. Hamilton'un stintin başlarında farkı açması geçen sene kazandığı yarışlarda da benzer şekillerde olmuştu. Stint sonlarında azalan farkı da önce pite girerek tolere eden McLaren ve Hamilton bu yarışları kazanmayı başardı. Kanada'da ilk pitlerden sonra Hamilton Alonso'yu geçtikten sonra uçarken Alonso ve Vettel bir süre DRS bölgesinde birbiriyle çekiştiler. Yarış öncesi kimsenin aklında olmayan Grosjean ise 22.turda pite girdi. Yani Alonso'dan iki tur sonra. Raikkonen ve  Perez de 4. ve 5. giderken Webber'in önemli zaman kaybetmesini sağlayıp 40. ve 41.turda pite girdiler. Grosjean ön gruptan yavaş kalan Webber'in arkasında zaman kaybediyordu ikinci pitlere kadar, muhtemelen bunu o dahil yarış esnasında kimse bilmiyordu. Webber'in 52.turdaki pitinden sonra Grosjean rahatlamış ve daha iyi dereceler yapmaya başlamıştı. 53.turda 16.1 sn olan Alo-Gro farkı 63.turda 6.9'a indi. Zaten Alonso'daki kritik düşüş 53.turdan itibaren başladı ve o andan sonra bir daha 1.17'li turlar atamadı. Fransız ise son 20 tur bir iki istisna dışında hep 1.17'li turlar attı.

Lotus ve Sauber'in son turlarda farklarının ortaya çıkması bir set lastiğin bu denli uzun süre kullanılmasıyla oldu. Şayet takımlar iki pit yapsalardı eğer, Lewis de 3, son turlarda farklar öldürücü derecede olmayacaktı. Ne olursa olsun pit yolunun kısa, DRS ile geçişin kolay olduğu bir pistte az pit yapmak çok istisnai durumlar dışında düşünülmemesi gereken bir seçenek olmalı. Hamilton'ın pite girdikten sonra avantajlı olan taraf yine de Alonso ve Vettel gibi duruyordu. Hamilton tur başına 1 sn. ile gelse bile geçiş yapmak zorunda kalacağı için liderliği alması zor gözüküyordu. 58. turdan itibaren Hamilton artık tur başına 1.6-1.7 sn hızlı olmaya başlamıştı ki o noktadan sonra her şey çok kolay oldu McLaren için. 61.turda Hamilton'a geçilen Vettel'in 2 tur sonra pite girmesi Red Bull'un ne kadar ince bir hesap yaptığını ortaya koydu. Red Bull ne olduğunun farkındaydı ve en azından Alonso'yu geçmek için pite girdiler, Red Bull her ne kadar geç kalsa da şu hamleyi yapabilmeleri gerçekten alkışlanması gereken bir olay.  Vettel pitten çıktıktan sonra Alonso'dan tur başına 2.5-4 sn hızlı gelip 4.olarak her puanın önemli olduğu sezonda 2 puan daha fazla kazandı, 99'da hep Irvine'ın Fransa'da Schumi'ye yer vererek kaybettiği 1 puanın sene sonunda ne kadar önem kazandığını sık sık ahlar vahlar içinde anıldığını hatırlarsak Red Bull'un ince bir işçilik çıkardığını söyleyebiliriz.

Romain sadece tek pit yapan diğer pilotlardan hızlı değildi, aynı zamanda kendisinden fazla pit yapmış Hamilton'dan sadece 0.4-0.7 sn aralığında yavaştı. Yarışın başında 45 derece olan pist sıcaklığının 39 dereceye kadar düştüğünü de söyleyelim. Çok da sıcak değil aslında. -Merakla bekliyoruz Valencia'yı.- Yarışın kısa özeti ise çok pit az piti yendi. Kanada'daki taktik savaşı hem sezonun geri kalanını da hem de seyir zevkini etkileyecek. Alonso ve Vettel'in önemli kayıplarından sonra daha az pit-stopu tercih etmek konusunda takımlar daha ihtiyatlı olacak ve 2010'u andıran tek pitle yarışı bitirmeye çalışanlar Lotus ve Sauber dışında pek görülmeyecek gibi, en azından ben öyle ümit ediyorum. Daha fazla pit-stop daha fazla heyecan demek oluyor bizler için yani yarışın tek galibi Hamilton değildi, diğer kazananlar Pirelli, Fom ve taraftarlar oldu. Eğer elimizdeki lastikler -şimdilik- bunlar ise daha fazla piti kesinlikle tercih ederiz (günün birinde Pirelli tartışmalarının 'yakıt ikmali yasağı' ile eklemleneceğini düşünüyorum, hadi inşallah).

Yarışın en kritik bölümüne tekrar dönersek ; Hamilton'ın ikinci pitinden önce Alonso ile farkının 3 sn. civarında dolaştığını gördük fakat McLaren'in pitten önceki son turunda Alonso'dan 0.6 sn yavaş kalmıştı üstelik önünde trafik yokken. Bu tur 49.turdu ve Hamilton 1.18.5 yaparken Alonso 1.17.8 yaptı. Alonso bu tur hızlı olsa da 48. ve 50.turda 1.18.1'de kaldı. Hamilton 50.turdan 51.tura geçiş yaparken pite girdi, 50.tur içerisinde ilk iki sektörde ne yaptığını öğrenemedim maalesef ; yarışta o tur içerisinde farklar gösterilmiyordu. Kaba saba hesapla 0.3-0.4 sn yine yavaş kaldığını düşünürsek 50.tur içinde McLaren doğru bir zamanlamayla Hamilton'ı içeri aldı. Pit stratejilerindeki üç anahtarın ; doğru zamanda içeri gelmek, özellikle bu yıl gridin birbirine yaklaşmasıyla pit çıkışlarındaki trafiği kontrol etmek ve stintin başlarında lastiği ısıtmak. Lastikleri ısıtmanın zor olduğu pistlerde erken girmek dezavantajlı hale gelebiliyor, Nürburgring ve Kanada gibi. İspanya'da Maldonado'nun erken pitlerle ne kadar avantaj kazandığını görmüştük, burda da Vettel erken girerek iki sıra kaybetti. Öyle ki yeni lastiklerle Vettel, Hamilton ve Alonso aşınmış lastikleriyle Grosjean'la aynı dereceleri yaptılar. Şayet Lotus Grosjean'ı bu üçlüyüyle savaştığını hesap ederek pistte tutabildiği kadar tutsaydı yarışı kazanmaları içten bile değildi. Bu sene denklemde o kadar çok bilinmeyen var ki, herkesin herkesi hesap etmesi gerekiyor. Önümüzdeki yarışlarda Lotus ve Sauber'e özel bir dikkat kesileceği kesin büyük takımların. Kanada'dan sonra 'Bekara karı boşamak kolay' düsturuyla atıp tutmak kolay gözüküyor, Gilles Villeneuve pisti takımlar için bir ders oldu, bu tip taktik savaşları izlettirme konusunda daha muhafazakar davranacaklardır.

McLaren uzun zamandır bu kadar sevinmemişti sanırım.
Yine yeniden lastiklerin büyük bir faktör olmayacağını varsayarak Valencia'da Kanada benzeri bir sonuç görebiliriz, takvimin açık ara en boğucu pistinde aerodinami son iki yarıştan daha çok öne çıkacak, geçen sene RBR'nin son sektörde neler yaptığını hala hatırlıyoruz. McLaren'in biraz daha güçlü olması beklenebilir, Hamilton sezon arası öncesindeki 5 yarıştan belki de en yavaş kalacakları pistte (McLaren'in yarış hızı da oldukça şaşırtıcı ve iyiydi) yarışı kazanarak bir avantaj elde etti keza özellikle Silverstone olmak üzere diğer yarışlarda ön plana çıkmaları muhtemel. Ferrari önemli adımlar atarak bulunduğu noktaya kadar geldi, onların da gerçek hızı Silverstone'da daha net belli olacaktır RBR ve McLaren'e göre. Ne olursa olsun sene başında Q3'e kalmaya çalışan takımın yavaş yavaş pol mücadelesine girmesi bile kesinlikle alkışlanması gereken bir gelişme. Maalesef 2012'nin Formula 1'nde lastikleri konuşmaktan kimin hangi güncellemeyi getirdiğiyle ilgilenmiyoruz bile. Puanlara bakarsak ; Hamilton'un 88 puanla lider olduğu şampiyonada ortalama 12.5 puan yapmış, 2010'da Vettel ortalama 13.5 puanla şampiyon olduğunu hatırlarsak, bu gidişle 2010'dan bile daha az puanla şampiyon olabilir bir pilot. Bu arada Vettel 2011'de 392 puanla şampiyon oldu. Vettel geçen sene bu zamanlar 161 puanla uçup gidiyordu. Unutmadan HRT Q1'de liderden sadece 2.8 sn yavaştı, De La Rosa iki Marussia'yı da geçerken, Vergne iki Caterham'a da geçildi.Pistin kısa olmasının etkisi olsa da hiç yoktan güzel bir gelişme. Benzersiz sezonda madem herkes yarış kazanıyor, Lotus ve özellikle Sauber'in de yarış kazanmasını isterim, hazır böyle bir sezon yakalanmış, iyice rekorları alt üst etsin bari. Lastiklerin daha çok anlaşılması dileğiyle...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder