7 Ağustos 2012 Salı

Kim Yönetiyor Lan Bu Formula 1'i ??

Formula 1 hem en prestijli motorsporları organizasyonu hem de önemli paralar döndüğünden birçok baş tarafından yönetilmeye çalışılınıyor; Fom, Fia, Fota. İşin siyasetine girmeyeceğim çünkü sporda siyaset konuşmak bir yerden sonra fazlasıyla bunaltıcı oluyor, daha da kötüsü sizi spordan soğutabiliyor. Birkaç örnek üzerinden F1'in ne kadar kötü yönetildiğini anlatmak istiyorum, özellikle biz taraftarların gözünden.

Öncelikle motor mevzuu; 2014'de V8 motorlardan vazgeçip turboşarjlı V6'lara geçilecek. Bu değişiklik Fia'nın zorlamasıyla oldu. Onlar V4 isterken ortada buluştular. Bilenler bilir, bazen bizim Futbol Federasyonunun kararları saç baş yoldurtur insana, bu da öyle bir değişiklik. Kardeşim motor sesi F1 için her şey, bu kendi ayağına kurşun sıkmaktan da beter bu durum. Motor sesinde değişiklik olmayacak deniyor, yine de risk. Değişimin en büyük amacı Volkswagen de F1'e girmesi de gerçekleşmedi. Hani internette dolanan güzel laflardan biri var ya ; 40 yıllık baliciyim böyle kafa görmedim. Başka bir şey diyemiyorum, ses eskisi gibi olmazsa ne olacak acaba, kime nasıl hesap sorulacak, halihazırda insanlar V10'ları bile özlerken...

                                            Şu sesleri duyunca daha çok sinirlendim.

Akla gelen diğer başlıca konu ; Spa-Francorchamps'ın geleceği. Böyle bir pist nasıl takvimde kalmama riski yaşar. Elbette işin içinde başka şeyler var, başka ülkelerin F1'e daha çok kaynak arayabiliyor, daha istekliler vs. Ama klasik olmak istiyorsunuz belli ritüelleriniz olmak zorunda, sanırım geçen sene Monaco bile tehdit edilmişti takvimden çıkarabiliriz diye, bunun ağza bile alınmaması gerekirdi. Valencia size yılda 20 milyon dolar fazla verebilir ama Spa yarışıyla Valencia yarışının tv'de izlenme oranları, sosyal medyada ne kadar gündeme geldiği gibi başka önemli ölçütlerde kesinlikle önemli uçurum vardır. Spa konusu niye önemli, büyük çoğunluğun bayıldığı bir pist kesinlikle takvimde kalmalı, bu pist adeta motorsporlarının mabedi. Katalunya'nın, Hungaroring'in, Sepang'ın yeri geldiğinde geleceği tartışılmalı ama Monza, Silverstone, Monaco ve Spa mevzubahis bile olmamalı.

Spa-Francorchamps


Heyecanlı geçen 2010 sezonundan sonra, F1'e daha çabuk bozulan lastikler getirilmesi kararlaştırıldı çünkü sezon heyecanlı, gerilimli olsa da yarışlar bir o kadar heyecansızdı. 10.tur civarında gelen ilk pitlerden sonra yarışta bir daha aksiyon olmuyordu olağanüstü şeyler dışında. Üzerinde DRS de getirilerek yarışlar daha heyecanlı hale getirildi. Bu Formula 1'in seyirciye ne kadar bağımlı olduğu daha doğrusu seyircilerin sporu izlerken zevk almalarının gerektiğinin önemli bir kanıtı. Çünkü insanların futbol gibi delicesine bağlı oldukları takımları görece az. Schumacher sonrası seyirci kaybı boşa olmadı, aynı şekilde Raikkonen'den sonra bazı taraftarların sporu takip etmeyi bıraktığını biliyoruz. Uzun bir paragraf oldu, işin özeti F1'in diğer sporlara göre seyircilere daha bağımlı olması. Seyircileri memnun edebilmek için değişiklikler yapılıyor da yukarıda saydığımız saçmalıklar da oluyor. Peki bu değişiklikleri kim yapıyor, bazen takımlar bazen Fia bazen Bernie.

Fota logosu

Takımlar bu işin neresinde peki ? Yani Fota. Fota bazen taraftar forumları yapıyor, yetmez ama evet. Birkaç ülkede yapılan forumlar tabii ki yeterli değil. Bir keresinde Fia'ya mail atmak istemiştim ve bir mail adresi bulamamak bana şaka gibi gelmişti. Allah'dan Fota'nın var ama benim amacım Fia'ya mail atmaktı. Neyse, geçen senelerde özellikle Whitmarsh bu sene de birçok takım patronu Pirelli'ye gelen eleştirilere karşı ağız birliği etmişcesine sporun iyiliği de sporun iyiliği diye tutturmuşlardı, hala da öyle. Birbirleriyle rekabet eden bu adamlar nereye kadar sporun iyiliğini düşünebilir, kızsak da Bernie bu konuda haklı; sporun geleceğini takımlara bırakamazsınız.

Eski Bernie...


Jean Todt'dan sonra Fia'nın F1'e daha çok müdahil olmaya çalıştığı biliniyor. FOM yeni yapılanma içinde, o değil de kim lan bu FOM demek istiyorum. İnternet siteleri yok galiba, o da şaka gibi. Hatırlayanlar bilir, Japonya 2010'da yoğun yağmurdan dolayı sıralama turları yapılmayınca pazar sabahı yapılmıştı sıralama turları. O yarıştan sonra birkaç kişiden sıralama turları pazar günü yapılabilir önerisi çıkmıştı, işte bu tarz öneriler daha önceden düşünülmeli, Türkiye'deki yöneticiler gibi felaketi yaşadıktan sonra önlem almaya benziyor bu tür öneriler. Yani o yağmur olmasa kimse F1'i nasıl daha izlenebilir yapabilir diye düşünmeyecek, tamamen rastgele. Ha bu sadece bir örnek, yoksa pazar günü sıralamalar yapılması F1'in ruhuna aykırı.

FOM'a dair nair bulunan şeylerden...


Piyasa değeri yaklaşık 10 milyar dolar olan bir organizasyonun geleceğini yöneticilerin biz F1 severlerden fazla düşündüğü kesindir de bahsettiğimiz V6 motorlar, Spa-Francorchamps gibi absürdlükler devam ediyor. Ki bunlar ilk akla gelenler, daha nicesini sayabiliriz. Özeti Formula 1 iyi yönetilmiyor, mesela ben F1'i kim yönetiyor sorusundayım hala. Daha kural değişiklikleri var, insanlar bir süre F1 izlemeyince çok rahat kopabiliyor spordan. Aslında bakarsanız Yıldırım Demirören bile yönetse F1'i durum şu ankinden daha iyi olabilirdi. 4 yılda aşık olduğumuz araçlardan ne idüğü belirsiz platipus burunlara geçmek bile absürdlüğün daniskası. Daha Concorde anlaşması bile yapılmadı, bizim milletimiz için çok yabancı bir durum değil aslında bu tarz duruma. F1 de Allah'a emanet gidiyor.

Formula 1'deki yönetim sorununu taraftarlar açısından bakacaktım ama ister istemez odak noktası F1'i kimin yönettiği sorusu oluyor. Orası da hayli karışık zaten. Özetle Formula 1'in daha iyi ve profesyonelce yönetilmesi gerekiyor, en azından teknik konular bir yana taraftarların spora ilgisini koruyacak olaylara sadece maddi yönden değil daha geniş çerçevede bakabilecek bir yönetim lazım. Taraftar olarak herhangi bir şikayet mercii bulamamak bile yeterince sinir bozucu. Bakalım ilerleyen senelerde ne olacak ama olan yine biz taraftarlara olmasın...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder