28 Temmuz 2011 Perşembe

Britanya ve Alamanya Gp'leri








10 Temmuz ve 24 Temmuz'da gerçekleştirilen Britanya ve Alamanya GP'leri 'Vettel aslında o kadar kolay kazanmıyor'un bir çeşit ispatı oldu, İngiltere'de Alonso, Almanya'da ise Hamilton kazandı. Bütün hafta sonu çok iyi süren Hamilton Singapur 2010'da Alonso'dan sonra böyle bir lezzet yaşattı bize, Vettel'in galibiyetleri de çok iyiydi ama bu tür sürüşleri göremedik, göstermesine gerek de yoktu. Bana göre griddeki en 'bütün' sürücüler Alonso ve Hamilton, bu ikisine Rosberg ve Kubica'yı da sayabiliriz ama onların ispat etmeleri gereken şeyler var daha maalesef (Schumacher'i ayrı tutuyorum tabii, karşılaştırmak doğru olmaz gibime geliyo). Burdan yarışlara dönersek Silverstone'u izleyemedim ama sonradan bu eksiğimi telafimi ettim bi şekilde. İngiltere'de olan şey tam bir istisna idi, sanırım sene sonunda da orda tam olarak ne oldu anlayamayacağız. Yine de sıralamalardaki farkların gerçek performansları yarattığını söylemiyorum. Egzoz beslemeli difüzörlerle ilgili yasaktan bahsetmiyorum sadece yağmurdan dolayı yapılan ayarlar da bunun içine katılmalı. Ayrıca takımların muhtemelen bu yasağa karşı bir önlemleri vardı fakat yağmurdan dolayı onu da tam deneyemediler. Yani yarış tam bir bilinmezler yarışıydı.











Eskiden en hızlı olan araç yarışta da kopar giderdi açıkçası Schumacher'in 30 sn. önde bitirdiği bir yarış bana bunlardan çok daha 'gerçekçi' geliyor. Ne oluyor da yarışta farklar azalıyor, bunun birçok sebebi var diyorlar ama temelde 'yakıt ikmali' yasağı olabilir diye düşnüüyorum. İngiltere'de ise bir saniye olarak beklediğim fark 0.1'e kadar inmişti Rbr ve en yakın rakipleri arasında. Saydığımız nedenlerden doalyı bunun gerçeği yansıtmadığını söyleyebilirim. Yine de Nurburgring'deki farkı gördükten sonra Ferrari'nin çok öenmli bir adım attığı gerçeğini değiştirmez. Webber ve Alonso farkı 0.363 idi eğer kabaca egzoz beslemeleri araçlara eklersek ve Almanya'daki farkın İngiltere'den daha az olması gerektiğinden yola çıkarsak Rbr-Ferrari farkı İngiltere'de 0.550-0.650 civarı olması normaldi ve bu bile Ferrari'nin çok iyi adım attığını gösteriyor. Tabii bunların hepsi fantezi ve ben bunları seviyorum. Çok konuştuk, Webber'in Valencia'da Vettel'e en çok yaklaştığı yarış oldu cumartesi bazında. Mesela Vettel o yarışta son pitleri kadar en fazla 4 sn. fark açmıştı yani bir hatayla veya pitle eriyebilecek bir farktı, yani elini kolunu sallayarak kazanmadı yarışları. Eskiye kıyasla diyorum 30 sn. farkla kazanılan yarışlara göre. En bariz örneği İspanya gp; Hamilton erken pit ile yarışı kazanabilirdi. Webber İngiltere'de ise Vettel'i az bir farkla da olsa geçti ve ilk 'net' olarak takım arkadaşını geçti ama ilk virajda yine her şeyi berbat etti. Hamilton ise çok iyi bir yükselişle pitlerin ardından öndeki üçlünün arkasına yetişti ve yumuşaklara geçişte Mclaren Ferrari'ye göre adeta 'uçtu'. Sanırım lastik ısıtmadan kaynaklanan bir sorundu bu. Hamilton Alonso'yu, Button Massa'yı geçti ama ondan sonra rayına oturan yarışta Alonso Hamilton'u drs'nin de yardımıyla geçti, ikinci pitlere kadar biraz durgunlaşan yarışta Mclaren'in biraz daha erken bitti lastikleri ve Hamilton ikinci pitleri başlattı, ardından Alonso ve Vettel, olan burda oldu ve Vettel'in pitinde sorun oluştu ve Alonso, Ham, Vet ve Web sıralaması oluştu. Burdan sonra yavaşlamaya başlayan bir Mclaren vardı, öte yandan pitte lastiği takılamayan Button yarış dışı kaldı. Mclaren için her şey tersine döndü birden ve bu noktadan sonra Alonso'nun galibiyeti neredeyse tescillendi. Vettel son pitlere kadar Hamilton arkasında kalınca en erken pite giren isim oldu ve hamlesiyle ikinciliği kurtardı.Son pitlerde yerini Vettel'e kaybeden Hamilton pitten sonra Webber'e direnmeye çalışacaktı, telsizi bu son stintte duyduk ama bence ikinci pitlerden sonra Hamilton tasarruf moduna geçti çünkü o pitlerden sonra dramatik bir düşüş oldu derecelerinde.











Yarışın son bölümünde daha yeni lastiklerle Massa tur başına neredeyse 1.5-2 sn civarında bir hızla gelerek Hamilton'a yetişti ve son turda inanılmaz bir heyecan yaşattı. 4. mücadelesi olduğu için çok göze batmadı ama yıllar sonra da hatırlanacak bir an. Hamilton öncesinde ise Webber'e geçilmişti. Mclaren neden tasarruf moduna geçti Hamilton çok mu agresif davrandı yarışın başında yoksa yanlış bir hesaplama mı oldu takım tarafından. Belki de Mclaren'in temposu yoktu o kadar ve Hamilton baştakilerle güreşmek için zengin karışımla yarıştı. Bu pek akla yatmıyor çünkü Mclaren ve Hamilton yarışın ilk kısmında sürekli zengin karışımı açıp rekabetçi olmaya çalışmak çok mantıksız, bu seviyede yapılmayacak türden bir şey kesinlikle. Diğer ihtimal ise muhtemelen Mclaren yağmuru veya Sc'yi düşünerek daha farklı bir yaklaşıma gitti. Her ne olursa olsun önemli olan bu sorun sadece bir yarışa özel miydi yoksa Mclaren pazar günleri de mi geride kalmaya başladı. Vettel ise gaz kesti ve Alonso'yu takip etmeyi bıraktı ve 18 puan gayet iyi diyerek kendi yoluna koyuldu fakat Webber arkadan onu rahatsız edecek gibiydi tur dereceleri ile.











Bu noktada yeniden takım emirleri gündeme geldi, Webber'e farkı koru dendi, Avustralyalı ise onları dinlemedi. Her ne kadar Webber haklı olsa da ben burda Webber'i samimi bulmuyorum sanki geçen seneki gibi bir atmosfer yaratmaya çalıştı. Ama Rbr'de bir çok şey farklı geçen seneye göre. Açıkçası takım emirleri tartışması da yersiz, geçen sene kaybettik bu kuralı. Takımlar pilotlarına izn vermeyebiliyor bazen yarışma konusunda ve kağıt üzerinde 'sporun itibarını zedelemek' gibi yuvarlak bir şeyden başka bunu engelleyen bir şey kalmadı. Her zaman olduğu gibi 'F1 düzgün yönetilmiyor ve F1'i kim yönetiyor ?!'. Diğer tartışma konusu ise egzoz beslemeli difüzörler oldu. Bu ise iyice karmakarışık bir hal aldı ve klasik bir F1 yönetim acizliği daha ortaya çıktı. En iyisi hiç girmeyelim bu konuya. Ama yasağın kaldırılması tam bir FOTA başarısı demek istiyorum, nasıl anlaştılar merak ediyorum hala. Sanırım Whitmarsh bu işlerde çok iyi.











Ve yarış Alonso-Vet-Web-Ham-Mas-Ros-Per-Hei-Sch-Alg sıralaması ile bitti. Yarışın şanssız ismi ise Di Resta idi. Çok iyi götürdüğü yarışta pitte yaşadığı sorun yüzünden puanlar alamadı ve yine bir pazar günü hüsranla geçti. Williams yine puansız geçerken, Q1'in favori ismi Algersuari ise yine puan alaraktan yerini sağlamlaştırdı. Schumacher yine olaylara karıştı ve ağır bir ceza aldı, Perez hele şükür temiz bir hafta sonu ile rahatladı, Heidfeld kendinden bekleneni yaptı ve sıralamadan üst noktada bitirdi yarışı. İlk beş takımın ardından Sauber-Force India-Williams geliyor ve sıralamada daha geride olan Toro Rosso ise Williams'ın önünde. Renault ve Mercedes dahil bu grubun asıl sorunu üstten dökülmelerin olmaması. Bu sene mekanik arıza ile yarış dışı kalma çok azaldı ve dayanıklılık açısından çok iyi bir dönem yaşıyor Formula 1. Bu da orta gruptaki takımların puan alma şansını azaltıyor ve onlar için her puan artık daha değerli. Sauber sezonun ilk yarısı önemli puanlar topladığından bu grupta avantaja sahip. Yine de gelişen bir Force India'ya karşı işleri zor çünkü iki Force da cumartesileri daha özel pilotlar. Williams ise cumartesileri çok fena değil ama hem dayanıklılık hem de bu takımlarla pazar günü yarışamadığından dolayı sadece 4 puanları var. Ardından gelen de Team Lotus, Vrigin ve Hrt. Trulli de sanki eskisi gibi istekli değil cumartesileri geçilmesi hem de önemli farklarla beni üzdü -Kovalainen de tek turda hiç fena değildir-. Glock da benim pistteki favorilerimdendir ve kesinlikle önemli bir potansiyele sahip. İlginç stratejilerin adamıydı Toyota'da ve umarım bol döküntülü bir yarışta puan alabilir çok zor da olsa. Ricciardo'nun performansı ise soru işareti, bir şey diyebilmek hem zor hem de erken. Diğer yarışlara bakacağız onun için.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder