9 Şubat 2013 Cumartesi

F1 2013 Sezonuna Giriş 1 : Lansman Savaşları ve Jerez Testleri

Takımların 2013 araçlarını internet üzerinden tanıtacaklarını duyurduktan sonra acaba lansman savaşları olur mu diye heyecanlanmıştım. Savaşın adil olması için de tabii ki eşit platformlar olması gerekiyordu ki, bu platform da takımların youtube kanallarıydı. Fakat sadece Lotus ve McLaren youtube'u kullandı. Gerçi youtube da olsa RBR ve Ferrari'nin bariz avantajları var. RBR'nin abone sayısı çok yüksek ve Ferrari'nin de Scuderia Ferrari diye özel bir kanalı yok. Bu sene lansmanlar geçen senelere göre daha güzel oldu genelde fakat hala testlerin başladığı zaman özel bir lansman değil de pist üzerinde sabahın köründe araç tanıtan takımlar vardı. Toro Rosso gibi. Lansmanlar hem takımların sponsorları için hem de medya için önemli reklam ve haber kaynağı. Öyle ki bazı medya kuruluşları Formula 1 hakkında yılda sadece iki haber yapar, birisi lansmanlardır diğeri de sene sonunda kimin şampiyon olduğudur. Bu fırsat iyi değerlendirilmeli.

                                              2011 : MP4-26'nın lansmanı, hep özleyeceğiz.

Hazır youtube kanalları konusu açılmışken Formula 1'in yeterince iyi pazarlanamadığı konusuna tekrar gelmek istiyorum. Bu büyük bir laf ama etmesi kolay. Çünkü Formula 1'in bir youtube kanalı bile yok, üzerine yüklenen videoları bile silmeye çalışıyor Bernie ve tayfası. Mesela burda Moto Gp'nin ve WRC'nin youtube kanalları var. Özellikle Moto Gp'nin sosyal medyada hareketliliği fena değil. Formula 1'i sevenleri daha çok sevdirmek için, ilgi duymayanları duydurmak için çok önemli bir araç sosyal medya, özellikle de youtube. Youtube'de F1 videoları izlemenin keyfini bilen bilir. Formula 1 bu konuda biraz Türkiye Süper Ligi'ne benziyor. Ligin kalitesine göre inanılmaz paralar dönüyor, derbilerde hayat duruyor ama kaç tane ülke bizim derbileri canlı yayınlıyor. Kendi kendimizi önemli sanıyoruz. Formula 1 hakkında da sürekli sporun pazarlama gücünden bahsediliyor ama takımların yarısı paralı pilotları tercih ediyor. Bu durumun dünyanın içinde bulunduğu krizin etkisi olsa da bir şeyler tam olarak yapılmadığını söylemek mümkün.

Yazının burdan sonrası ders notu şeklinde sürecek, öncelikle lansmanlar hakkında biraz sayı verelim.

- İlk lansman yapan takım Lotus 31 Ocak Pazartesi gününü seçti, İngiltere saatiyle 7.15'de youtube ve Sky Sport'da canlı yayınlandı. Yayın youtube'da en fazla 13.500 izleyiciye ulaştı, tabii bu toplam sayı değil. Lansmandan önce 21 bin küsur olan abone sayısı şu an (09.02.2013, saat 01.22) 31.500'e ulaşmış durumda. Oldukça önemli bir artış.

- Lotus'un lansman videosu ise 150 bin izlenmiş, diğer yandan lansmandan önce siteye konan Raikkonen'in 1 dk'lık Matt LeBlanc'li videosu ise 360 bin izlenmiş an itibariyle. Bu da Lotus'un Raikkonen sayesinde nasıl popülerleştiğine dair birçok örnekten biri.



- Diğer internetten canlı lansman yapan takım McLaren ise en fazla 15.900 seyirciye ulaştı. McLaren ise sabah 11'i tercih etti. 50. yıl dolayısıyla bazı şampiyon olmuş araçlarıyla beraber güzel bir tanıtım yaptılar. İlginçtir McLaren'in abone sayısı Lotus'dan az. Lansmandan önce 16 bin abone sayısı şu an tam 28 bin. Yine çok önemli bir artış.

- McLaren'in lansmandan önce koyduğu 1 dk'lık videosu 170 bin, lansman videosu 190 bin kere izlenmiş. Ayrıca Bruce McLaren videosu ve başka çeşitli videolar da var.



- Damarlarında 'marketing' dolaşan marka Red Bull'un ise Red Bull Racing olarak 48 bin abonesi var youtube'da. RB9'a 'RB9 Rhythm of Factory' diye özel bir klip hazırlayan takım 1 milyon seyirciyi geçmiş bile. 2 buçuk dk'lık lansman videosu da 100 bini geçmiş.



- Ferrari ise güzel bir tanıtım yaptı. Her ne kadar klasik de olsa dikkat çekiciydi. Ferrari ile elde pek veri yok, gerçi geçen sene önemli bir sayıya ulaştığı söyleniyordu. Ferrari hem İtalya'nın milli takımı, hem Alonso'dan dolayı İspanya milli takımı gibi algılandığı gibi bir ortamda çok önemli sayılara ulaşabilirdi. Hem F1'de hem de spor otomobillerindeki ününü saymıyoruz bile. Biraz geç olsa da F138'le ilgili youtube'a birkaç video konmuş. Ferrari adı altında youtube'da 67 bin aboneleri var kırmızıların.

- Mercedes'in ilginç lansmanını izleyemedim, iyi ki izleyemedim. Becerememişler, güzel bir fikirmiş aslında...Mercedes AMG'nin 8 bin küsur abonesi var.

- F1'in yükselen markası Sauber'in ise 10 bin küsur abonesi var. Hulkenberg ve Gutierrez ile ilgili özel videolar var. C32'in lansmanı da 100 bine yakın; 87 bin.

- Sıkıntılı günler geçirdiği belli olan Force India'nın ise 3 bin abonesi var. İki tane VJM06 videosu var, pek iç açı değil.

- Formula 1'in üçüncü büyüğü Williams'in ise lansmanı bekliyoruz, Frank Williams'ın takımına pozitif ayrımcılık yapalım, işte sayfası, FW35'i bekliyoruz.

- Caterham'ın 4 bin abonesi varken, Marussia'nın 1.300 var. Gariban Toro Rosso'nın ise bir kanalı yok.

- Son sayısal not olarak izlenme sayılarını vermediğim kanallarda 20-30 binin üzerinde izlenme sayısı yok.

Yazı biraz takımların youtube üzerinden karşılaştırılmasına evrildi ister istemez. Takımların youtube'u kullanma şekli, alışkanlıkları ve kökenleri dolayısıyla sağlıklı bir karşılaştırılma yapılması güç. Her şeyden önemlisi bu kanallara abone olmak için gmail üyeliği gerekiyor. Üstelik bu kanallara abone olmak çok bir şey getirmiyor. Yani facebook gibi bir anasayfanız olsa da o işlevi görmüyor. Bütün bu nedenlerden dolayı youtube üyeliği çok geçer bir akçe değil. Diğer sosyal medya sitelerine göre en azından.

Biraz da Jerez testlerinden söz edelim, yine bilgiler çok karışık olacak. Zaten testlerin güzelliği de burada. Her şey ortada ama kesin olan hiçbir nane yok. Şimdi işin yok Avustralya'yı bekle. Formula 1 kadar hiçbir spor ilk maçında, müsabakasında veya yarışında bu kadar heyecanlı değildir. Daha ilk testlerden bir şey söylemek çok güç, yorumu sizlere bırakıyoruz.

- İlk gün herkes Button'ın 1.18.8'lik derecesini konuşuyordu. Hem kirli pistte hem de sert lastikle atılan tur etkileyiciydi. Son gün autosport Button'ın o turunda herhangi bi yeri kesmiş olabileceğini söyledi fakat gerisi gelmedi. Pek doğru gibi gelmedi, ki Button bunu söylerdi bunu.

- İlk iki gün itibariyle ağır depoyla dönen sadece Red Bull ve McLaren vardı. Büyük takımlardan. Diğer takımlar ağır depo kullandı mı emin değilim.

- Özellikle Lotus'un geçen seneki stintleri pek yoktu. Jerez'den görüldüğü kadarıyla 2012'deki lastik kullanımını koruması zor gibi.

- Stintlerde istikrar olarak RBR ve McLaren biraz daha önde gibi. RBR de McLaren'e göre az daha istikrarlı.

- Mercedes'in stintleri yine pek iyi değildi fakat Hamilton'ın dünkü bazı stintleri moral düzeltmiştir. Mercedes ilk iki gün doğru dürüst tur atamasa da son gün Hamilton'la yarış simülasyonu bile yaptı. Sanki biraz acele ettiler, çünkü diğer takımlar program dahilinde gitse de ortada pek simülasyon yapan yok.

- Ferrari'den McLaren ve RBR kadar ağır depo çalışması gelmedi. 1.19 ve 20 ile başlayan minik stintlerde RBR ve McLaren kadar istikrarlı değillerdi. Gerçi onlar ne stinti belli değil, sıralama mı yoksa yarış temposu mu.

- Ağır depoyla çalışmalar genellikle 1.23 sonu ve 1.24 başı turlarla başlıyor.

- Sauber'in küçük sidepopları ile dayanıklılık sorunu çekmemesi, en fazla tur atan takımlardan biri olması da ilginç. Force India da baya çalışkandı.


Not : Testleri takip ettiğimiz http://f1tests.info/2013.php sitesinde sadece testlerin dördüncü gününün sonuçları var, diğer günlere ulaşamıyorum. Testlere dair hevesim kaçtı tamamen. Dört günün hepsini inceleyip daha detaylı ve sağlam notlar çıkartmayı istiyordum ama şimdilik yattı. Diğer üç günün sonuçlarına ulaştığımda yazıyı güncelleyeceğim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder