11 Eylül 2012 Salı

Vuelta a Espana 2012

Evvet, ilk günden son güne birkaç etap hariç hepsini izlediğim ve daha önemlisi izlerken büyük keyif aldığım 2012 İspanya Bisiklet Turu, yani Vuelta. Contador'un dönüşüyle mi, Joaquin Rodriguez'in performansıyla mı hatırlanacak bilinmez ama çok da dramatik oldu. Tur öncesine gelirsek 4 Ağustos'da Eneco Tour'la geri dönen Contador bir hafta ısındıktan sonra az biraz İspanya Bisiklet Turu'na hazır hale gelmişti, olağan şüphelilerden diğerleri de Katusha'dan Rodriguez, Sky'dan Froome ve azıcık Movistar'dan Valverde. Asıl mücadelenin daha çok Froome ve Contador arasında geçmesi bekleniyordu.

Vuelta 2012'yi kafanızda toparlamanız o kadar zor ki; şu an hangi etapta ne oldu diye düşünürken bütün hafızam birbirine girmiş durumda. Bütün dağlık etaplarda ataklar vardı, ataklara karşı cevaplar ve hepsinin ayrı bir hikayesi. 11.etaptaki bireysel zamana karşıya kadar El Purito (Rodriguez) çalabildiği kadar zaman çalmış, Froome'un 53 sn, Contador'un 1 dk, Valverde'den de 1 dk 7 sn önüne geçmişti. İçinde tırmanış da olan etapta herkes Froome'un kırmızı mayoyu alacağını zannederken Contador dörtlünün içinden öne çıkan olup sadece 1 sn farkla genel klasmanda ikinciliğe yerleşmişti.  Tabii ilk 10 etabı böyle geçiştirmek ayıp olur, birçok etapta Contador'un ataklarını gördük, hemen hepsinde Rodriguez, Froome ya da Valverde'nin birinden cevap geldi, dörtlü içinden patlayıcı gücü en yüksek olan isim Rodriguez de etap sonlarında verilen bonifikasyonlarla liderliği almayı bildi. Aslında turun başında Froome'a odaklanan Contador ve ekibininin tur bittikten sonra atıp tutmak kolay olsa da yanlış bir taktik izlediğini söyleyebiliriz, en azından medya bu rekabete odaklanmıştı, doğal olarak biz de.

2012 Vuelta'nın özeti

Çok şey var; El Purito'nun müthiş performansının yanında etapların sonundaki sert eğimler, üstüne verilen bonifikasyonlar hep onun lehineydi. Contador da birçok kez denemesine rağmen düşüremeyince Purito bonifikasyonları kaptı. Contador bir etabın sonunda su içmediği için atağa cevap veremediğini söylerken, birkaç kez de tam etabı kazandım derken ya Valverde ya da Purito tarafından yakalanıp geçildi. 1 sn'lik fark da ikinci haftanın üst üste üç dağlık etabında onca atağa rağmen azalmadı ve Purito'nun etap sonlarındaki ataklarıyla 28 sn'e çıktı. Valverde de çoğu kez ikiliye karşı cevap verebildi, Froome'un ise artık düştüğünü gördük. İkinci haftanın sonunda Purito Contador'un 28 sn, Valverde'nin 2 dk 4 sn, Froome'un 4 dk 52 sn ise önündeydi. Birçok kişi Purito'nun artık bu noktadan sonra bırakmayacağını üstelik moral olarak da Contador'dan çok daha iyi olduğunu düşünüyordu. Söylemeden geçmeyelim ilk hafta domestikleri iyi gözüken Sky'ın yerini ikinci hafta Saxo Bank kurmayları aldı, üç dağlık etapta da iyi çalıştılar ama olmadı.

3 günlük tırmanış etaplarında böyle kardeş kardeş tırmandılar

Genel klasmana en heyecanlı yerinde ara verip tam 5 etap kazanan Degenkolb'u de unutmamak lazım, hatta bir etapta peloton'un kaçış grubu ile olan farkını 30 sn'ye indirmişken cıvımasaydı 6 etap bile olabilirdi. Takımı Argos-Shimano da finishlere çok iyi getirdi Degenkolb'ü. Şimdi düşünüyorum da büyük tur da harbiden büyük tur, ilk iki hafta yaşananlar ne kadar da uzak geliyor, ilk etaplar, Aragon pistinde finish, hatta ITT(Bireysel Zamana Karşı) bile hayal meyal geliyor şu an. Büyük tur tecrübesi bu olsa gerek. Unutmadan Movistar'dan Quintana Valverde'yi dağlık etaplarda taşıması da aklıma kazandı, Kolombiyalı sempatik birine benziyor. İlk 10'da ise Moreno Gesink'den 5.liği alırken, Talansky 7, Ten Dam 8, Anton 9, Intxausti 10 sıralaması oluştu. Rabobank'dan Gesink ise başka sevdiğim bir isim oldu, umarım bir büyük tur kazanabilir. Moreno da domestik olarak geldiği turda 5. olarak iyi bir performans sergiledi. Rabobank da ne kadar Hollanda Milli Takımı'na benziyor..Bu saydıklarım turun sonundaki klasman, yanlış olmasın.

Bir paragraflık dinlenme gününden sonra aklımda sprint etabı olarak kalan 17.etapta Eurosport'un yayına geç girmesiyle bir şey anlayamadım ilk başlarda. İlk gördüğüm Contador'un kaçışıydı, etabın daha iyi bir değerlendirmesi için şuraya bakabilirsiniz. Contador'un kaçışı efsaneydi de takımın taktikleri hiç yabana atılır mı. Contador ilk başta 10 kişilik bir grupla kaçmış sonra tempoyu beğenmeyerek geçen sene etap zaferi hediye ettiği Tirolongo ile beraber çalışarak ayrı bir kaçış gurubu oluşturmuştu. Her açıdan özel bir etaptı. Saxo Bank suluklardan bir tanesini Tirolongo'ya vermesi. Benim izlediğim en efsane etaptı sanırım. Peloton'dan da Valverde Rodriguez'den kurtulmayı başarmıştı. Şu an etabın başını seyredemediğim için oldukça karışık geliyor ama Saxo Bank kurmayları müthiş bir iş çıkardılar. Dağılan peloton ise işin en güzel tarafıydı. Böylelikle Contador'u yakalama şansı çok azaldı Rodriguez'in. Güzellik dediysem atağın güzelliği. Yaklaşık 10 kişilik Rodriguez grubundan Katusha'nın son domestiği Losada da düşünce Purito için her şey daha kötü oldu, bundan sonrası üçlü için bir TT etabına dönmüştü. Contador son 15. km'de Tirolongo'dan da kurtulup solo kaçışa başladı, Valverde 4 kişilik grubu kendi taşırken Rodriguez de 3 kişilik grubu kendi taşımak zorunda kaldı. Hatta Rodriguez ironik bir biçimde Saxo Bank'dan Herhandez'i neredeyse son 20 km. taşıdı. Diğer isimse Movistar'dan Quintana'ydı. Aslında Saxo Bank bir elemanını da Valverde'ye göz kulak olsun diye gönderdi ama Valverde onu silkelemeyi başardı. Contador Valverde'nin grubundan 6 sn, Purito'nun 2 dk 38 sn önünde lider bitirerek kırmızı mayoyu kaptı ve bir daha hiç çıkarmadı.

Turun en anlamlı sırıtışı


Belki de asıl kraliçe etabı olan Bola Del Mundo ise insanüstü bir tırmanış etabıydı. Ben böyle sert bir etap görmedim, bildiğin tepeye bisikletle tırmanıyorlar, başka bir şey değil. 2012 Vuelta'nın da şanına yakışır bir son buldu, Rodriguez atağını yaptı ve Contador cevap veremedi. Hatta bir ara helikopter kamerasından fark olağanüstü gözüküyordu fakat fark 35 sn olarak ekranlara yansıdı. Her ne kadar sürekli yarışın içinde olsa turun popüler olmayan adamı Valverde ise ilk başta atağa cevap veremese de sonradan yine kendine gelip en azından Contador'u geçmeyi başardı. Rodriguez'e ikincilik şansı bırakmadı. Oldukça heyecanlı biten finişten sonra bisikletçilerin adım atacak hali yoktu, vay ki sprinterlerin haline...

Ahanda burası Bola Del Mundo

Purito'nun 17. etap öncesi : ''Çok sakin gözüktüğümü biliyorum. Çünkü Contador’un hâlâ beni geçebileceğini düşünüyorum. Contador’un arkasından ikinci olmak normal biri insanın arkasından ikinci olmak gibi değildir. Bu büyük bir başarıdır. '' demesi ise sanki geleceği gördüğüne inandırıyor insanı. Ve El Pistolero kazandı. Doping davasıyla ona karşı iyi duygular beslemeyen insanlar artmış olsa da yani klişe deyimle seven ya da sevmeyen herkes onu izleyince heyecanlanıyordur, hele ölü gibi geçen bir Fransa Bisiklet Turu'ndan sonra ilaç gibi geldi Contador ve İspanyol arkadaşları. Çok güzel bir turdu, yıllar sonra da hep aklımda kalacak bir tur olacağına eminim. Artık gözümüz Dünya Şampiyonası'nda olacak. Ve her zamanki gibi teşekkürler Eurosport...

                                   Orica GreenEdge'den süper bi Call Me Maybe klibi
                                       




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder