10 Temmuz 2012 Salı

2012 Britanya GP : Yağmurlu Sıralamanın Yağmursuz Yarışı

Geçen sene (2011) testlerde en fazla turu atıp lastikleri anlayamayan Ferrari büyül hayal kırıklığıydı; kötü bir araç yapabilirsiniz fakat herkesten fazla tur atıp lastikleri anlayamamanın bir açıklaması yoktu benim açımdan. Bu sene de o ödül McLaren'e gidebilir. Çünkü takım ne lastikleri anlayabilmiş durumda ne de önemli bir gelişim kaydetti sene başından bu yana. İkisinden birini yapabilmeliydi düzgün olarak, yine de erken bir teşhiste bulunmayalım. Cuma günü ajanslara bir haber düştü, Ross Brawn'un aerodinamiden çok lastikleri anlamaya odaklandıklarını, bunun getirisinin daha fazla olduğunu söyledi. Evet sıralama nispeten oturdu ama yarışın galibi yine lastikler tarafından belirlendi. Elbette sürücüler her şeyi belirlemiyor, belirleyemez ama bu işin tadının ne zaman kaçacağını merak ediyorum, bu başlı başına ayrı bir yazı konusu, o yüzden bırakalım şimdilik.

Wimbledon'u da kaçırmıyorlar...
2011'in aksine bu sene trend yumuşaklardan hemen kurtulmak. Geçen sene bazen 1.5 sn'ye yakın farklar oluyordu iki hamur arasında. Bu yüzden daha sert olan lastikler yarışın son bölümlerinde kullanılıyordu genelde. Bu sene farkların azalmasıyla yumuşak lastiği kullanmanın hiçbir manası kalmadı. Zaten belirgin bir dayanıklılık farkı varken bu iki hamur arasında, bu sene pratikte 0.5 sn olan iki hamur arasında bazen fark mark kalmıyor. Kalsa bile birkaç tur 0.2 sn hızlı gitmek için kimse yumuşakları takmıyor. Tabii Sauber ya da Lotus değilseniz. Yarışı internetten izlediğim için çok bir şey anlamadım, sonradan ordan burdan izleyenlerdin yorumlarıyla az buçuk bir şeyler çıkarabildim. Bizi bu duruma düşürenlere ateş püskürten bir yazı yazacam, haber sitelerinde dolaşmayacak bu yazı ama ben yine de yazacam. Bir ara yeniden izleyeceğim yarışı, en azından Serhan Acar'ı dinlemek insana mutluluk veriyor, aynı Caner Eler gibi. Allahtan pek inceleyecek bir şey yok yarışa dair. Olay yumuşak-sert lastikleri doğru yerde doğru zamanda kullanmaktan ibaretti dün(anladığım kadarıyla).




İngiltere'nin beşiği olduğu şüpheli ama Formula 1'in beşiği olduğu kesin. O yağmurda 80 bin kişi antrenmanları izlemeye geldi, üzerine diyecek bir şey yok. Üstelik büyük çoğunluğu Hamilton ve Button için gelen fanların haftasonları buruk bitti. McLaren İngiltere ile bütünleşmeye çalışması -bilmiyorum belki ben böyle yorumluyorum- önemli bir hamle. Birçok takımın merkezi orada ama İngiltere biraz McLaren ile anılır oldu. McLaren'in, Mercedes'in sürücü seçimi gibi planlı olmasa da iki tane Britanyalı şampiyonun takımda olması onları bu yola itmiş olabilir, her ne olursa olsun İngiltere'de var olmak F1 için çok önemli, belki de bu konuda Williams geç kalmıştır. Üzerine Lewis Hamilton yarıştan sonra olimpiyat meşalesini taşıdı. Bu gelişmeleri de not edip başka yazıya saklayalım. İngiltere'nin yayın haklarına sahip SKY Sport taraftarlardan gelen birkaç resmi de paylaşacağız bu arada. Sözde İngiltere yerine Britanya'yı kullanacaktım, olmadı, alışmışız bir kere. Yine pist dışı bir haber olarak McLaren pilotlarının kendilerini seslendirdiği bir animasyon yapmış, Sky Sport'da yayınlandı, Ron yine iyi çalışıyor. Silverstone her sene şovun önemli bir parçası olmayı sürdürüyor, daha iki sene önce pistin takvimden düşme ihtimali olduğunu hatırlamak bile insanın tüylerini ürpertiyor. Takvime doluşan ruhsuz pistlerden sonra eskiden hiç sevmediğim bu piste şimdilerde aşık olmuş durumdayım.





Büyük resmin bir kenarında da Romain Grosjean ve Lotus gerçeği var. Yine yarış kazanacak bir hıza sahiptiler, yine olmadı. Soğuk havada iyi olmaları da ayriyeten şaşırttı. Ben Raikkonen'den bahsetmek istiyorum, sanırım bu sene kafasında sadece yarışıp tekrar forma girmek var. Kendisinden beklenenden çok daha sakin, etliye sütlüye karışmadan devam ediyor. Buz Adam'ın kafasında muhtemelen başka şeyler var ya da hala araçla sorun yaşıyor. Yine de şu ana kadar oldukça iyi iş çıkarıyor, bu sene olmasa bile seneye patlama yapma ihtimali yüksek. Onun değerini gittikten sonra anladım, şu anki grid tadından yenmiyor zaten. Sauber'in hızı da bu yarış fena değildi, belki de Lotus'dan sonra 4.takımlar. Sene başı ilk 4 yarıştaki antrenmanların hepsinde Mercedes motorları kazanırken ben de çetelesini tutuyordum, sanırım 12'de 12 yapmışlardı. İngiltere'de de ilk 7 takım içinde Williams'la beraber Mercedes ve McLaren grubun son kısmını oluşturuyorlardı. Orta grubun yalnız kovboyu Toro Rosso'da da Ricciardo yine Vergne'in önünde tamamlamayı başardı yarışı, 3.Antrenmanlarda fena gözükmeyen Marussia ve HRT'nin de gerçek hızlarını göremedik yağmurdan, yine de Marussia büyük güncellemeleriyle HRT'nin önüne geçmiş gibi, HRT 2 tur yerken onlar 1 tur yedi. Sıralama turlarında da Alonso, Hamilton ve De La Rosa'nın 9-0 üstünlüğü devam ederken, Webber Vettel'e karşı 5-4 yaptı. Yine ceza yiyen Maldonado'ya da yeteri kadar laf söylendi ama bir pilot ne kadar agresif olursa olsun bir yere kadar sorun olmayabilir, hatta bu fazlasıyla taraftar da toplar size, Maldonado'nun yaptığı ise çok farklı, Belçika 2011 ve Monaco 2012. Kasıtlı olarak rakibinin üzerine sürdü bu iki olayda, iyimser bir yaklaşımla olayı açıklamaya çalışanlar oldu lakin açıklayacak pek bir şey yoktu. Ne yapmaya çalıştığı konusunda bir fikrim yok, yakında Fia onun yüzünden cezalarda yeni yaptırımlara gidebilir, aklıma ilk gelen yılda 5 defadan fazla ceza alan pilotun puanlarının silinmesi gibi birsürü ceza türetilebilir. Ne olursa olsun sorun Maldonado'nun iyi niyetli olmayan sürüşleriydi, F1'in en agresif sürücüleri bile böyle kötü niyetli değillerdi hiç bir zaman.

Bu da en sanatsalı..
Yarışın sonucu ; 1.Webber 2.Alonso 3.Vettel 4.Massa 5.Raikkonen 6.Grosjean 7.Schumacher 8.Hamilton 9.Senna 10.Button. Pilotlarda Alonso liderliğini korurken, takımlarda da Red Bull önde bulunuyor (tarihe not).





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder