29 Mayıs 2012 Salı

Kim Nerede, Nasıl, Hangi Lastikle Daha Hızlı ?

De La Rosa'nın iyi başlayan hafta sonunun sonu
Yılın şu döneminde sınavlardan pörtlemiş beyinlere iyi gelebilecek bir yarış umuduyla oturmuştuk ekranların başına. İzledik izlemesine de yarış kafamızı daha da karıştırdı. Evet, başlık kadar karışık bir F1 sezonu yaşıyoruz. Her yarış farklı pilotlar, farklı takımlar öne çıkıyor. Hemen hemen herkes adam akıllı bir tahminde bulunamıyor yarış hafta sonları öncesi, hatta cuma günü, hatta da Q2 bile tahminde bulunmamıza yaramıyor. Benim için bu kadarı çok çok fazla ve artık komik gelmeye başladı. Ya da biz F1'i yakından takip edenler için böyledir, başkaları çok zevk alıyordur yoksa F1 daha da büyük kitleleri mi hedef almaya başladı ? Üstelik bu sene F1 halka açılıyor ve ortalıkta F1'in marka değerinin tahminleri havada uçuşuyorken. Ben de yavaş yavaş komplo teorilerine kaymaya başladım sanki, bu tarz teorilerin pek meşhur olduğu ülkemizde bile ben pek kulak asmazken F1 konusunda bunlara sarılacağım gibi. Bu yazı da biraz böyle olsun.

80'lerin sonu, 90'ların başında doğanlar belki de yarısı için F1 macerasına 96 Monaco, 98 Belçika, 99 Fransa ve Avrupa, 2000 Hockenheim gibi egzantrik yarışlarla başlamıştır. Yarıştan sonra yürürken bunu düşünmüştüm, acaba kaç tane 2000'lerin başında doğan çocuk bu yarıştan sonra gönlü birilerine kaymıştır. Pek çoğu arada kalmıştır çünkü çılgınca atak yapan pek kimse yoktu önlerde, bunu deneyebilecek nadir kişilerden L. Hamilton zaten burada geçişin imkansız olduğunu kanıtladım demişti yarış öncesi, Kobayashi de startta yeteri kadar uçmuştu. Yarışa dönelim biz, antrenmanlarda esen Lotus rüzgarından sonra yarışın favorisi ilan edilmişlerdi bile. Ferrari ve Williams ise haftanın sürpriz adaylarıydı. McLaren ve Red Bull çekimser, Mercedes ise olumluydu. Mercedes'den gelen olumlu açıklamalardan sonra kuşkulanmadım değil ama polü hiç ama hiç beklemiyordum. Nihayetinde hafta sonunun en hızlı takımları da Mercedes ve Red Bull oldu gibi gibi. İspanya'da Q3'de doğru dürüst tur atmayan iki takım ne oldu da birden en hızlı oluverdiler ? Veya İspanya'da uçan McLaren bu yarışta iyi değildi, üstelik yavaş virajlardan oluşan Q3'de uçuyorken geçen yarış. Diğer bir soru sene başında neredeyse liderden 1 sn geride olan Ferrari nasıl olup dayarışta kimi bölümlerde en hızlı takımdı. Lotus Q3'den itibaren neden hız kaybetti, babam yemek yapmayı niye bilmiyor...Sorular sorular, işler gerçekten komik hale gelmeye başladı. Bütün bu sorulara Monaco'nun yegane özelliğiyle de açıklamak çok yavan kalıyor çünkü Monaco'da genelde en güçlü takım yarış kazanır, istatistikler yeterli bunu açıklamak için.

Yarışa bakarsak Schumi'nin cezası startı da baştan aşağı değiştirdi. Aslında yavaş kalan Hamilton'dı ama o yerini korumayı bildi, sıkışan Grosjean Schumi'yi sıkıştırdı. Oluşan kargaşadan Button ve Schumacher kurtulmayı bildi, Grosjean yine yarış dışı kaldı. Lotus için rüya gibi başlayan hafta sonu Kimi'nin de yarış içinde yavaş kalmasıyla felakete dönmüştü. Vettel'in 2011 model yarış kazanma taktiğini Webber hep nasıl uygulayacak diye merak etmiştim, onun gibi yapamayınca ilk stintte farkı açılmadı ve yarış da yakın gitti. Alonso'nun ise taktik belliydi, Grosjean'ı startta geç, pitlerde Hamilton'u geç. Pite girmeden son turunda morlarla gelişi de kırmızılar adına etkileyiciydi ve garipti. Vettel'in ise daha eski lastiklerde diğerlerinden daha iyi turlar atmasına da bir anlam getiremedim, neredeyse yarışı kazanacaktı. Yarışın diğer uzun kısmında da yer yer farklı pilotların lastikleri çalıştıramadığı gördük. Yarışta bazı olayları kaçırmış olabilirim, malum bu sene yayın haklarının D-Smart'a geçmesi ayrı bir darbe oldu bizlere. İngilizce anlasam bile anlamamış gibi oluyorum bazen illa ki Serhan Acar'ın açıklamasını bekliyorum. Neyse, yarışın son turlarında Web-Ros-Alo-Vet-Ham-Mas'dan oluşan uzun tren yarışa zevk kattı. Normal bir pistte olsa acaba yarışı kazanırdı, tam bir piyango sanki, kim kaparsa. Yarışın şampiyona açısından yararı ise ilk 5 pilotun artık şampiyonluk adayı olduğunu söylemek için erken de olsa gerekli diye düşünüyorum. Bu pilotlara Raikkonen ve Button'un da katılması yüksek ihtimal. M. Schumacher'in ise böyle geride kalması utanç verici. Hemen hemen her yarışta başında bir olumsuzluk vardı. Son yarışın galibi Webber'in yine düşünmek için çok erken de olsa eğer dünya şampiyonluğunu kazanırsa da son yılların en anlamlı, en zor, en fantastik... şampiyonluğu olabilir. Yarışla ilgili aklımda kalanlardan McLaren ve Lotus'ların ikinci sektörde yarışı kaybetmesiydi, özellikle de McLaren'in. Hamilton sürekli olarak en iyi ilk sektörü yapıp ikinci sektörde ciddi şekilde yavaş kalıyordu. Hafta sonu boyunca hızlı olan Massa'nın Q3'de Alonso'nun gerisinde kalarak performansını taçlandıramamış oldu ki bu fazlasıyla yeterli Ferrari için. Alonso, Hamilton ve De La Rosa takımdaşlarına 6-0 yaparak forslarını devam ettirirken, De La Rosa Pic'i de geçti bu yarış. Glock 14. olarak sevinirken, kurnaz Karthikeyan 15.olarak mutlu olmuştur. Di Resta'nın 21 puanı da gözlerden kaçmamalı. Maldonado ise ne yapmaya çalışıyor ben anlamıyorum, geçen sene de Perez'e yaptığınını daha hafifini Hamilton'a yapmıştı Belçika'da. Daha ağır bir ceza da alabilirdi yaptığının bir açıklaması yok bence. Düzlüklerin ve DRS'nin önemli olduğu pist olan Kanada'da şimdiden Mercedes'in favori olmadığını söyleyebiliriz, bu sene her şey birbirine giriyor, Mercedes'in de Kanada'da yavaş kalması kimseyi şaşırtmayacaktır sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder