6 Kasım 2012 Salı

Charlie'nin Son Akşam Yemeği : 2012 Hindistan ve Abu Dhabi GP

Biri akıcı biri sıkıcı iki Tilke pistinde biri sıkıcı biri heyecanlı olmak üzere 8 gün içinde iki yarış izledik. Raikkonen'in de yarış kazanmasıyla 6 farklı takımdan 8 farklı pilot yarış kazanmış oldu. Böylelikle 2012 sezonu son yılların en 'çeşitli' sezonu 2008 sezonunu da geride bırakmış oldu. 2008 yılında 5 farklı takımdan 7 farklı pilot yarış kazanmıştı. Bu sezon iki pilotuyla yarış kazanan iki takım var; RBR ve McLaren Mercedes. Son iki yarışta da bu tablonun değişmesi mümkün görünmüyor.


İstatistiklerden sonra, iki farklı yapıdaki pistlerde Hindistan'da RBR üstünken Abu Dhabi'de McLaren'in üstünlüğünü gördük. RBR'nin Japonya'dan beri kullandığı - Singapur'da ne ölçüde kullanıldığı biraz muallakta- kendine özgü DRS sisteminin hızlı virajlarda artı bir avantaj getirdiği  konuşuluyordu. Abu Dhabi'nin yavaş yapısı RBR'ye tam uymamış olabilir, McLaren'in bu tür pistlerdeki hızıyla da birleşince Hamilton'la McLaren baskın göründü. Yarıştan önce McLaren'den Sam Micheal RBR'nin üstünlüğünün daha çok pistlere özgü olduğunu söylemişti, haklıdır muhtemelen fakat Austin'den ilk gözlemlerin oranın da akıcı en azından Abu Dhabi'den hızlı olduğu, keza Interlagos'un da bilindiği üzere yavaş bir pist olmadığı gerçeği var. Bakalım Sam ne kadar haklı çıkacak.

Hindistan

Hafta boyunca konuşulan Ferrari güncellemelerinin altında Ferrari ve Domenicali'nin üzerinde oluşan baskıdan kaynaklandığı ortaya çıktı sanki. Araçta 'müthiş' bir şey yok hala ve bu kadar konuşulmasının nedeni üzerlerindeki baskıymış. Alonso Hindistan'da RBR'den 0.5, Hamilton'dan 0.2, Abu Dhabi'de 0.5 ve 0.9 sn geride kaldı. İyi bir tur atmadığını düşünürsek 0.3 ve 0.7 de diyebiliriz belki. Bu saatten sonra Ferrari'nin bırakın RBR'yi McLaren'i geçmesi de zor. Yapılan açıklamalar ortamı yumuşatmak için sanki. Ufak bir ihtimalle önemli bir D-DRS güncellemesi dışında iş yine Alonso'ya kalacak gibi.

Hindistan ve Abu Dhabi'de Alonso fırsatçılığı ve Ferrari'nin düzlük hızıyla beraber ilk turda önemli geçişler yaptı. Artık startlar ve ilk tur çok önemli hale geldi. Çünkü temiz hava ile beraber öndeki pilot yeterince fark açtığı ve pit sayısı azaldığı için pit çıkışları rakibini geçme şansı da oldukça azaldı. Hindistan'ın tur derecelerine baktığımızda yumuşak lastiklerde bariz şekilde Vettel'in Alonso'dan hızlı olduğunu görüyoruz, 5.turda 6.3 sn olan fark 28.tur 13 sn. Sert lastiklerde ise fark kapanıyor, McLaren'in sert lastik performansı ise rakiplerinden iyi olsa da pek bir işe yaramıyor o saatten sonra.



Webber'in KERS sorunu yaşaması, Vettel'in araçta yeteri kadar benzin kalmadığı için gridin sonuna yollanması, şampiyonanın bu kritik zamanında RBR'nin yaşadığı iki sorun. Bu sorunlar olmasa Vettel Hindistan'da 3, Abu Dhabi'de 3 veya 10 daha fazla puan alıp Teksas'da Alonso'nun önünde bitirdiği taktirde şampiyonluğunu ilan edebilirdi. Bunun gibi birçok örnek verilebilir fakat bu hataların gerişi dönüşü olmayabilecek bir zamanda gelmesi önemli. Ferrari Monza'da Alonso'nun aracındaki sorun dışında hiçbir sorun yaşamadı. Alonso'nun biz daha iyi bir takımız demesinin en sağlam dayanağı da bu olsa gerek. Keza Alonso bu sene 'iyimserlik' sınırlarını zorluyor ve yılların getirdiği tecrübeyle son tura kadar Alman disiplini ile zorluyor. Sadece tebrik değil, alkışlanacak bir davranış, ayrı bir olgunluk seviyesi sanki. Herhalde Hamilton'ın RBR'nin yumuşak lastik performansını gördükten sonra iyimserliğimi kaybettim açıklamasına acı acı gülmüştür İspanyol.

Sıralamalarda 0.6-0.7 sn kaybettiğiniz andan itibaren yarışta öndeki takımlarla aynı tempoyu tutturmanız zor oluyor. Hamilton Lotus'a yarışta kaldığı bölümde her tur 0.3 sn fark atıyordu, Maldonado'ya ise 1 sn. McLaren'in bu hızı son iki yarışı karıştırabilir, hatta Woking'lilerin hızı piste bağlı değilse son iki yarışı bile kazanabilir. Tabii bu en çok Vettel'in işine yarayacaktır, 25 puan almadığınızda puan kapamak çok zor olacaktır Alonso için. Takımlarda Ferrari puan farkını 22'ye çıkardı, Whitmarsh geldiğinden beri sürekli McLaren Ferrari'nin önünde kapadı sezonu, 2012'de işler değişebilir. Yarışa üçüncü sıradan başlayan Maldonado ise yine tek tur hızıyla gridin önünü değiştirdi. Yarışlardaki 'saçma' agresifliği olmasa şu an çok farklı bir noktada olabilirdi Venezüellalı, kers sorunu yüzünden de muhtemel bir podyumu kaçırdı. Senna'nın da sezon sonuna doğru artan bir performansı göze çarpıyor, yarışın başındaki kazasına rağmen yarışı 8. bitirdi.

Kimi

Birçok kazaya rağmen kimsenin ceza almadığı ilginç de bir yarış oldu Abu Dhabi. Özellikle Grosjean ve Maldonado'nun. Yarış içinde bir ara 12. olan Kovalainen'le Caterham umutlansa da Finli yarışı 13. bitirdi, arkasında rakipleri Glock pusudaydı ve 14. bitirirek Petrov'u geçti. Hafta içi Ricciardo ve Vergne ile devam edeceklerini açıklayan Toro Rosso ise Ricciardo'dan gelen 1 puanla yetindi. STR aracı rekabetçi olmadığı için özellikle Ricciardo'nun neler yapacağını göremedik. Seneye de bu performansı devam ettirirse 2014'de Webber'in yerini alabilir, puanlara yansımasa da sıralamalarda Vergne'e çok üstün. Toro Rosso demişken, artık gelenekselleşen kolayca RBR'ye yol verme olayları taraftarların gözüne çok batmaya başladı. Acaba rakipleri Ferrari ve McLaren bu konuda ne düşünüyor ? Pek rahatsız değillermiş gibi gözüküyor sanki, ufakta olsa bir haber, bir mırıldanma göremedik çünkü. 2 yıl önce yine bu pistte Webber erken pitten sonra Algersuari'nin önünde dönmüş ve Algersuari biraz olsun direnmişti. Eğer şimdiki gibi hemence yol verse belki Alonso'nun önünde bile çıkabilirdi o yarış, Brezilya'da umarım şampiyonluk onların eline kalmaz, olmaz demeyin, 2008'de neler oldu gördük.

Biraz da Marussia

Hamilton'ın Mercedes'den kaynaklandığı öne sürülen sorundan yarış dışı kalmasıyla bu sene kaybettiği net puanlar 80'i buldu (Bahreyn, İspanya, Singapur ve Abu Dhabi). Buna Malezya'daki pit hataları, Çin'de vites kutusu, Japonya'da ve Kore'deki dayanıklılık sorunları dahil değil. Bu sene oldukça iyi sürüyorum derken yanıldığını söylemek zor Hamilton'ın. Hamilton'ın transferi üzerine de çok söz söylendi ama gittiği takım da Mercedes. Bu sene Japonya'da 8.motora geçen 6 araçtan 4'ü Mercedes'den. Dayanıklılık konusunda iyi bir geçmişi olmayan takım bu sene de Schumacher'in aracında ününü devam ettirdi. Hamilton'ın yapısı Alonso ve Schumacher gibi pek değil, başta belirttiğimiz gibi antrenmanlarda hızlı bir aracı olmasına rağmen Vettel'in hızını gördükten sonra bile umudumu kaybettim açıklaması yapabiliyor...Neyse, bu konu uzun, kolay kolay da bitmez, sezon sonuna artık.

Vettel'in başarılarının hep araca bağlandığı da son zamanların en çok konuşulan konularından biri. Gridin sonuna düştükten sonra güzel bir yarış çıkartarak 3. oldu. Vettel'in bu yıl geriden geldiğinde yükselemiyor eleştirilerine biraz olsun cevap verdiği es geçiliyor sanki. Bu yarıştan önce Avustralya'da 6'dan 2.'liğe, Çin'de 11'den 5.'liğe, Monaco'da 10'dan 4.'lüğe, Belçika'da 11'den 2.'liğe yükselmişti. Malezya'da Karthikeyan'la temas yaşamasa 4. olacaktı ve Çin'de ilk turun ardından 15.'liğe kadar düşmüştü. Sanki Vettel konusunda asıl düşünülmesi gereken bu sezon Webber'e kurduğu 'geç üstünlük'. 2 dünya şampiyonu olmuş son senesinde inanılmaz bir sezon çıkartan Vettel yaşlı kurt Webber'e karşı çok iyi bir sezon geçirmedi. Webber Abu Dhabi'de kötü bir yarış geçirse de son üç yarışın ikisinde cumartesileri Vettel'i geçti, hatta Hindistan'da da geçmesi içten bile değildi. Vettel'in 2011'deki performansı mı EBD ile çok bağlantılıydı yoksa Webber geçen seneki pası mı üzerinden attı ? Muhtemelen ikisi de etkili olmuştur. Ne olursa olsun 2010'da son yarışta müthiş şekilde şampiyon olmuş -şampiyonluğu kaybetmenin Webber'in 2011 performansında etkili olduğu hep düşünmüşümdür- diğer yılda adeta ezip geçtiğiniz takım arkadaşına karşın tek turda beklenilenin altında kalıyorsunuz. Nedek tek tur peki, Vettel'in en büyük esprisi tek tur çünkü. Geriden gelip yükselmek hızlı bir aracınız olduğunda o kadar zor değil amma öndekilerin kazasıyla amma şansla amma DRS ile bir şeyler yapabilirsiniz. Vettel üzerinde dönen tartışmaların da kolayca biteceği benzemiyor, en iyisi zamana bırakmak.

Senna '93 Avustralya

Sezonun son iki yarışı Amerika kıtasında olacak, biri yeni olmasıyla diğeri de iklimi dolayısıyla sürprizlere açık yarışlar. Özellikle takvime yeni girip şampiyonanın kaderini değiştiren yakın zamanda Singapur 2008 ve Kore 2010 örnekleri var. Şampiyonluk savaşının son yarışlara kalması sadece bizi değil Bernie'yi de sevindirecektir. Çünkü yarışların Amerika kıtasında olması dolayısıyla yarışlar Türkiye'de saat 8'de, Avrupa'da 6 ya da 7'de yayınlanacak. Yani televizyonların en çok izlendiği vakit prime time'a yakın. Daha fazla heyecan, daha fazla seyirci ve daha fazla para. Ayrıca Sezonun son yarışlarını akşam izlemek ayrı bir cazibe. Son demişken bakalım Hamilton McLaren'deki son yarışında Senna'nın 93'de yaptığını yapabilecek mi, 1993'ün Avustralyası'nda Ron kazan demişti -F1Racing'in bir sayısında anlatılıyor- Senna'ya, o da patronun kırmamış, kazanmıştı. Adelaide 93 Senna'nın son zaferi olmuştu aynı zamanda...Ha bu arada Charlie o akşam yemeğinde ne yedi acaba ?..










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder