2 Ağustos 2013 Cuma

2013 Fransa Bisiklet Turu : Giriş ve İlk Hafta

100. Edisyon, benim için birinci aslında. Maşallah bir etap hariç hepsini izledim, gönül rahatlığıyla bir şeyler karalayabilirim artık. Tour'u üç haftaya ayırdım ben de, her haftanın genel gündemi farklı olduğu için daha rahat anlaşılabilir geldi bu yöntem. Önce Tour başlamadan önceki genel tabloya bakalım.

Sezonun ikinci büyük turu başlamadan herkesin dilinde Contador-Froome düellosu vardı, aslında Froome vardı ya...Zincirlerinden -Wiggins'den- sonunda kurtulan Froome Tour öncesi neredeyse bütün yarışları domine etti. Sadece Nibali'ye kaybettiği bir Tirreno-Adriatico yarışı vardı, düşünün artık Nibali de nasıl formda. Froome'un müthiş temposunun yanında Contador'un da müthiş bir temposuzluğu vardı, ne dağlarda ne zamana karşılarda iyi değildi. Tour'a gelmeden katıldığı turlarda da genellikle kaybettiği zamanları atak yaparak telafi etmeye çalıştı ki, formunuz olmayınca agresif olmak pek bir işe yaramıyor, bu agresiflik ona sadece Tour de San Luis'de bir etap kazandırdı o kadar. Bu ikilinin dışında Cadel Evans, Quaquim Rodriguez, A. Valverde ve Quintana, Bauke Mollema diğer favorilerdi. Benim ve milletin genel olarak sürpriz adayları ise başta Tejay Van Garderen, Andrew Talansky ve Jurgen Van den Broeck'di.



Sprintte ise Mark Cavendish, Andrei Greipel, Marcel Kittel ve Peter Sagan arasında mücadele bekleniyordu, öyle de oldu. En iyi sprinterlerin buraya gelmesiyle sprint etaplarının tadı bile çok güzel oldu. Tour zaten en popüler yarış, üzerine 100. edisyon olmasıyla işler iyice çığırında çıktı. En azından Giro'daki Cavendish baskınlığını görmedik. 29 Haziran'dan önce durum böyleydi, benim tek beklentim 2012 gibi bir tur olmasın da nasıl olursa olsundu. Nasıl soğuttuysalar beni, hala gıcığım Wiggins'e de..

1. Hafta

100. turun gazıyla başladık Corsica'da. İlk üç etap Corsica'da, 4. tetap akım zamana karşı, tekrar üç tane sprinterlere uygun etap ve iki tane Pireneler'de dağlık etap. İlk haftanın etap profilleri böyleydi. İlk etap Sakin sakin geçerken Johnny Hoogerland'in kazasıyla bütün aksiyon başladı. Orica GreenEdge takım otobüsünün finişte platforma takılı kalmasıyla ortalık karıştı, Türkiye'de sürekli yeniden asfaltlanan yollarla beraber pek uzak değiliz aslında bu duruma. O otobüsü gördüğüm İlk andan itibaren 100. edisyon olmasında dolayı sürekli paylaşılan anılara bir yenisi eklendi diye düşündüm. Tour'un 200. edisyonu olursa mutlaka Orica GreenEdge'nin otobüs şoförü hatırlanacaktır. Bu olaydan sonra finiş önce 3 km öncesine alındı dendi, sonra otobüs sorunu halledildikten sonra finişin eski yerine alındığı duyuruldu. Fakat peloton sprint havasına girmişti çoktan ve her şey çok aniden oluverdi. Önce birçok GK (Genel Klasman) iddialısının ve etabın favori sprinterleri Peter Sagan ve Mark Cavendish'in de içinde büyük bir kaza oldu ve ardından diğer favori Andrei Greipel de bisikletinde sorun yaşadı. Geriye tek bir isim kalıyordu, Marcel Kittel. Alaman sprinter de sarı mayoya hayır demedi. Kazaların şiddetini bir yana koyarsak ilk etaptan bizlere çok güzel anılar kalmış oldu.



İkinci etabı oldukça akıllıca bir atakla kazanan Jan Bakelants oldu. Üçüncü etapta rakiplerine göre daha iyi tırmanan Peter Sagan etabı alacak gibi gözüküyordu fakat turun sürpriz takımı Orica Green Edge'den Simon Gerrans etabı ve sarı mayoyu almayı başardı. 4. ve 5. etapta sarı mayoyu taşıyan Gerrans 5. etabın sonunda büyük kıyak yaparak sarı mayoyu takım arkadaşı Darl Impey'e bıraktı. Zaten 4. etap takım zamana karşıydı ve Orica GreenEdge 0.75 sn farkla Omega Pharma'yı geçerek sarı mayoyu korumıştu, etabı da almışlardı. Eğer Omega Pharma etabı alaydı sarı mayo genç Polonyalı Michal Kwiatkowski'ye gidecekti. 5. etap Cavendish'e, 6. etap Greipel'e gitti. 7. etapta ise Kittel, Cavendish ve Greipel'in yokuşlarda tıkanmasıyla meydan Sagan ve Degenkolb'e kaldı. Degenkolb'un almasını o kadar çok istedim ama Sagan daha iyi bir zamanda sprinte başlayarak Alaman sprinteri geçerek ilk ve tek galibiyetini aldı. Bugün yürürken aklıma geldi Argos Fransa'da yeşil mayoyu Degenkolb'le alabilir, çünkü şu an Sagan'ın tırmanış yeteneklerine ancak o karşı koyabilir, evet biraz Degenkolbcu'yum. Sagan da artık gördük ki diğer üçlü sprinter kadar güçlü değil, belki bunun sebebi verdiği kilolardır. Düz zamana karşı da gösterdiği performansla ileriki yıllarda neden bir GK olmasın dedirtti.

8. etaptan


Gelelim dağlık etaplara, 8. etap GK'nı şekillendiren ilk adam gibi etaptı. Aslında turu bitiren de. Alemin bütün tırmanışçılarının tel tel döküldüğü bir etap oldu. Şaka gibiydi. Sky son tırmanışta öyle bir tempo yaptı ki neredeyse Peter Kennaugh biraz daha dayansaydı Porte'a kalmadan bütün rakipleri dökecekti. Önce Van Garderen, Evans, Kwiatkowski, Schleck, Purito'lu grup düştü. Porte tempoyu aldıktan sonra hiç kimse dayanamadı. Porte etabı Froome'un arkasında bitirince herkes acaba 2012'nin tekrarı mı olacak diye düşünmeye başladı. İnanılmaz bir dominasyondu çünkü. Ertesi etapta Sky'ın o kadar da güçlü olmadığı ortaya çıktı, takım olarak, Froome'dan bahsetmiyoruz. Artık öyle bir noktaya geldik ki, Sky'ın domestikleri bile diğer takımların liderlerinden daha fazla konuşulur hale geldi. Froome zaman kaybetmese de Porte 9. etapta 8 dk fark yiyerek denklemin dışına çıktı, Kirilenka zaman sınırına takıldı, daha da önemlisi Sky'ın yenilmez kimliği yıkıldı. Yine de Froome çok güçlü gözüküyordu, bütün sezon olduğu gibi, ona karşı koyacak isimler ise kendi standartlarının çok altındaydı. Hadi Contador formsuzdu, Purito'nun daha ilk etapta bu kadar geriye düşmesi çok şaşırtıcıydı. Valverde ise yine aradan sıyrılarak ilk haftayı ikinci kapattı. Unutmadan 9. etabı Fuglsang'la beraber kaçan Daniel Martin kazandı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder