30 Kasım 2011 Çarşamba

2012'de Formula 1 TV Yayın Hakları Ne Olacak ? Ne olabilir ?


Yarışların heyecanlı sezonun sıkıcı olduğu bu ilginç sezonun ardından değerlendirme yapmak isterdim fakat önümüzde büyük bir sorun var. 90'ların ortasından bu yana Türkiye'de tv'lerde yayınlanan Formula 1 bu sene sahipsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Istanbulpark'ı kaybettiğimizden beridir bir de bu telaş sardı beni. Bu yüzden sezon değerlendirmesinden önce bu konuda küçük de olsa bir destek vermek gerek diye düşündüm. F1 severler Senna filmini nasıl Türkiye'ye getirdiyse bunda da bir etkisi olacak diye düşünüyorum. Türkiye'de toplumsal hareketler yavaştır ve etkisizdir genelde bu yüzden ufak çapta da olsa sıkı bir hareket etkili olacaktır Senna örneğinde olduğu gibi. Ben Ntv'den başlayarak Türkiye'de Formula 1'in Tv evrimiyle yazıya başlayayım.

Ntv'den önce Formula 1 nerede yayınlandı bilmiyorum ama Emre Tilev'in anlattığı Cine5 kayıtlı bir video görmüştüm. 6-7 yıllık Ntv yayının ardından 2005 yılında yayın haklarını Doğan Grubu Cnn Turk aracılığıyla almıştı. Bu yıldan sonra cumartesi günleri de basın toplantısı izlemeye başladık. Ben mesela o sene öğrenmiştim cumartesi de basın toplantısı olduğunu. Yarış dışı yayınlar Ntv'ye göre arttı. 4 yıllık Cnn Turk macerasından sonra Serhan Acar'ın anlattığı gibi kriz dolayısıyla çok umutsuz bir durum varken Trt olaya el attı ve yayın haklarını aldığı gibi F1Racing'in yeniden Türkiye'de çıkmasına ön ayak oldu. Trt burda klasını gösterdiği gibi yarış dışı yayınları artırarak F1'e değer verdiğini gösterdi bence. Trt HD'de yarış izlemek de ayrı keyif verici olduğunu söylemeden olmaz bu arada. Ve yıl 2011 sonu. 2012'de Formula 1'i hangi kanalda izleyeceğimizi bilmiyoruz.

Bu tarihçeden sonra tabloya bakarsak F1 Türkiye'den gitmişken kanallara pek çekici gelmeyebilir yayın haklarını almak. 2008'e nazaran durum daha umutsuzken ben nedense pek öyle olumsuz bakmıyorum olaya. Bunda spor kanallarının artmasının yanında Doğuş Grubu'nda yaşanan gelişmeler de umudumu artırdı. Doğuş Grubu Ntv'nin yanına Star'ı da alarak kendi kanalını kurmaktan vazgeçti. Burada çok durmayarak Ntv Spor'a gelmek istiyorum. Her ne kadar futbol odaklı da olsa Ntv Spor reklamlarında farklı spor dallarını kullanıyor. Yani Futboldan başlayarak, basketbol, voleybol görüntülerinin yanında bir tenis, bir motorsporları koymak işte gerçek spor kanalı imajına önemli katkıda bulunuyor. Burda Ntv'nin samimiyetini sorgulamıyorum kesinlikle çünkü bence elllerinden geldikçe diğer sporları da yayınlamaya çalışıyorlar. Kenan'ın gidişinden sonra MotoGp yayınlarını almayacaklardır ve motorsporları yayınına ihtiyaçları var bence. Üstüne üstlük Türkiye'ye biraz olsun motorsporları kültürü aşılayan -aynı atletizm gibi- Ntv'nin F1'e F1'in de Ntv'ye ihtiyacı var Türkiye'de. F1'in Türkiye'de futboldan sonra bu kadar uzun süredir tv'den naklen verilen tek spor olduğunu unutmayalım ayrıca. Çok ilginç ama doğru, basketbol, voleybol ve hentbol bazen yayınlandı bazen yayınlanmadı. Şu an da basketbol yayınlanıyor ama Digiturk'den. Diğer sporlar bir var bir yok tv'de. Bu da iyi kötü Türkiye'de bir F1 izleme kültürü yaratmış durumda yani aşinalığı.


Muhtemel bir Ntvspor ve F1 evliliği çok uzak durmuyor aslında ama en önemli konu Ntv'nin niyeti bu konuda. Şu an düşünmüyor olabilirler ki öyledir, bu konuda da aklıma hep Serhan Acar'ın bu işlerin Türkiye'de hep son dakikada yapıldığını aklıma gelip tekrar ümitleniyorum. İşte bu yüzden işi baştan sıkı tutup küçük ama etkili F1 lobisiyle bu konuda baskı yapabilirsek en azından bu işi biraz daha garantilemiş olabiliriz.

Her şeye rağmen umutsuz olmaya gerek yok kesinlikle, Ntv olmazsa Sports Tv var, o olmadı Top Gear'in yayın haklarını alan Digiturk var. D-Smart da zor durumda gözüküyor, F1 onlara bir bakımdan çekici gelebilir vs. vs... F1'i Türkiye'de kaybetmemek için facebook'da da bir sayfa açılmış durumda, linkini aşağıda paylaşacağım. Ne kadar çok olursak o kadar iyidir.

Benim gönlüm Ntv'den yana çünkü kafelerde, evlerde, marketlerde denk geldiğimiz her yerde Ntv Spor açık, ister istemez F1'in Türkiye'de izleyeci sayısı artacaktır ve çevremizdeki Hakkinen-Schumacher nostaljisi yapan eski izleyicilerin kalmadığını göreceksiniz. Umarım internetten takip etmek zorunda kalmayız diyerekten yazıya nokta koyalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder